Unutmamalıyız - Affetmemeliyiz…
Oyuna gelmemeliyiz!!!
Kıbrıs Türk Hava Yollarını satıp Kıbrıslıtürklerin emeğini ve yüreğini yakanları…
Ercan Hava Limanını özelleştirme kisvesi altında tekelleştirenleri, canımıza okuyanları…
Ülkeyi aylar süren kurultaylara mahkûm edip, mahkeme koridorlarında koltuk kavgası yapanları…
Bize “besleme” diyenlerin karşınında boynunu büküp, KIbrıslıtürklerin onurunu gururunu yerlerde süründürenleri… (Devam edecek…)
***
Verimli Meclis, Üretken Toplum…
Bu adanın kuzeyinde amatör yaşıyoruz dostlarım. Devlet amatör, meclis amatör, devlet daireleri amatör…
Bu ülkede neden öğretmenler üç ay, yargı iki ay ve meclis iki ay tatil yapıyor? Süper iyi bir eğitim sistemimiz, güllük gülistanlık bir ülkemiz ve çok iyi tıkırında işleyen bir yönetim şeklimiz mi var?
Ve neden memur 45 gün, sigortalı ise sadece 21 gün tatil yapıyor. Özel çalışan işçi ise; hem de en çok o hak ederken tatil denilen lüksü rüyasındaki dondurmalı kadayıf sanıyor?
Eğitim sistemimiz amatör. Öğretmenlerin çoğu esas işleri olarak verdikleri özel dersleri ya da dershaneleri görüyorlar. Sahi dershane denilen oluşumların sadece Türkiye ve onun bir alt yönetimi olan Kuzey Kıbrıs’ta var olduğunu biliyor muydunuz? İnsanlar neden dershane açmak yerine özel okul açmıyorlar?
Sağlıkta da durum aynı. Doktorların çoğu esas işleri olarak muayenehanelerini ya da özel hastanelerini görüyorlar.
Milletvekillerinin durumu daha da vahim. En çok çalışması gereken kurumumuz meclisin, aylarca toplanamadığına, yasa yapamadığına tanık olduk. Vekil doktorsa muayenehanesinde özgürce çalışabiliyor ve hatta vergi bile ödemiyor. Durum sanırım diğer meslek grupları için de farklı değil. Yani vekillik de part-time- amatör.
Oysa ki halk, taleplerine cevap veren, gerisinde kalmayan, aksine ilerisinde yol gösterici durumunda olan bir meclis istemektedir. Halkın daha üretken olabilmesi için verimli ve etkin çalışan bir meclis…
Meclisimizin icraatlarına baktığımızda, yasama ve denetleme ile kararlar alma, yazılı sorulara cevap verme ve araştırmalar yapma gibi belli işlerle uğraşır gibi yaptığını görmekteyiz. Bir meclisin performansının ne olduğunu belirlemek için kullanılabilecek en iyi ölçek yaptığı yasa sayısıdır. Zaten Meclisin yasama yılı ile ilgili raporlarında da en fazla önem verilen icraat geçirilen yasa sayısıdır. Meclis web sitesindeki kaynaklara göre 2002 yılında 71, 2003’de 73, 2004’de 43, 2005’de 74 ve 2006’ da ise 73 yasa (bunlar yıllıktır, yasama yılı bazında alınmamıştır) yapılmıştır ancak bunların da çoğu değişiklik yasalarıdır. 2002- 2006’da 70 civarında seyretmiştir. Son üç yıl yasama yılında meclisin verimliliği ise tam bir fiyasko… Vekillerimiz, 2009- 2010 yasama yılında 55, , 2010-11 de 51 yasa ve 2011- 2012 yasama yılında 54 adet yasa geçirebilmişlerdir. Yani kapasiteleri sadece bir yasama yılında 50 yasa…
Bu sayı 90’lı yıllarda (91 yılı hariç, toplam 93 yasa) 50–70 civarında gerçekleşmiştir.
Karşılaştırma yapabilmek için farklı ülkelerin rakamlarını incelemeyecek olursak eğer; uyumlaştırma sürecini çoktan tamamlamış, Cumhuriyet tarihi yüzyılları aşmış Fransa’da son 5 yılda 577 parlamenter ile ortalama her yıl 100 yasa yapılmış. Danimarka 179 vekiliyle 201yasa yaparken, Hırvatistan 115 yasa yapmıştır. Yasa sayısı olarak erişebildiğim kaynaklara göre en üretken görünen ülke Latvia’dır. 100 milletvekiliyle 2005–2006 yılları arasında toplam 557 tasarıyı meclislerinden geçirerek yasalaştırdılar. Bu da bizlere istenmesi durumunda meclisin çok daha üretken olabileceğini göstermektedir.
Ne dersiniz bu verimlilikte bir meclisle, halk üretken olabilir mi? Dedim ya amatör yaşıyoruz arkadaşlar. Hem de profesyonel olup üretmeye en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde…