‘UNUTULMUŞ DEVLET’İN DOĞUM GÜNÜ
Girne Anafartalar Lisesi’nde ortaokul öğrencisiyken, yani 1980’li yılların ilk diliminde Türkiye’den sık sık futbol takımları gelir, bizim takımlarla maçlar yapardı.
Bizim kuşağın albümlerinde o günlerde futbolcularla çekilmiş bol fotoğraf bulunur. Mesela benim Fenerbahçe’nin müthiş forvet oyuncusu rahmetli Selçuk Yula ile çekilmiş resmim var. Gerek 20 Temmuz Stadı’nda, gerekse futbolcular Girne’yi gezerken durdurup fotoğraf ya da imza isterdik, onlar da kabul ederdi.
Eminim sadece Girne’de büyüyenler değil, özellikle Lefkoşa’da da benzer anılar vardır. Bizden büyükler sık sık anlatırlar, Türkiye ile Kıbrıs Türk takımları arasında yapılan maçlara ilişkin anekdotları…
1980’li yılların ikinci yarısından sonra ise böyle bir anı yok.
Çünkü Türkiye takımlarının Kıbrıs’a gelişleri neredeyse durdu. Pardon, Kuzey Kıbrıs’a gelişleri durdu. Zira Güney’de resmi uluslararası maçlara çıkıyorlar.
Kuzey Kıbrıs’ta ise antrenmana dahi çıkmıyorlar!
**
13 Şubat eskiden tatildi.
Çünkü ‘devletimizin’ kuruluş yıldönümüydü.
1975 yılının şubat ayında toplanan Kıbrıs Otonom Türk Yönetimi Meclisi ‘devlet’ ilan etme kararı almıştı.
Devletin adı KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ’ydi.
Kısa adıyla KTFD…
Devletin kuruluş amacı “iki bölgeli coğrafi esasa dayalı federasyon bünyesi içinde Kıbrıs Rum toplumu ile birleşme” olarak duyurulmuştu.
KTFD, ‘Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin Türk kanadı’ olarak kurulmuştu.
Hangi ‘Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin?
‘Gelecekte kurulması olası’ Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin!..
Savaştan çıkmış, Kuzey’de toplanmış, 1963-74 arasında BEY idaresinde ve çoğunlukla gettolarda yaşayan Kıbrıslı Türklerin o günkü yöneticileri ‘federal çözüm’ü hedefleyen bir siyasal örgütlenme yönünde karar almıştı.
Kuşkusuz bunda dönemin Türkiye yönetiminin de onayı, katkısı, hatta belki de yönlendirmesi vardı.
**
13 Şubat 1975’te, yani bundan tam 45 yıl önce kurulan KTFD’nin ömrü 8 yıl kadar sürdü. Türkiye’deki 1980 askeri darbesinden kısa bir süre sonra ilan edilen KKTC ile Kıbrıslı Türkler dünyada daha da zemin kaybetmeye başladı.
KTFD’yi de dünya tanımamış, ‘tek yasal devlet Kıbrıs Cumhuriyeti’dir’ diye yaklaşmıştı. Ancak ‘federal çözüm’den yana tavır koymuş, adını da bu şekilde düzenlemiş KTFD’nin bir şekilde dünyayla teması vardı. Ercan Havaalanı uçuşlara açık değildi ama deniz limanlarından da Ercan’dan da ihracatın önünde yasal, siyasal ve gümrük bakımından sıkıntı yoktu.
KTFD pasaportlarına vize alabilmek daha kolaydı.
KTFD Başkanı Rauf Denktaş, başta İngiltere olmak üzere ‘Kıbrıslı Türklerin Lideri’ olarak tanımaya devam ediyordu.
**
Sonra KKTC ilan edildi, böylece Kıbrıslı Türklerin ‘ilk devleti’ tarihe gömüldü.
Peşi sıra BM kararları, açılan uluslararası davalar ve Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararı gibi yaptırımlar geldi.
Zira federal çözümü hedefleyen KTFD yerine kurulan KKTC ‘ayrılıkçılık’ olarak algılandı.
Narenciye, tekstil, patates, hafif sanayi ürünleri başta olmak üzere Kıbrıslı Türklerin dış satımı durma noktasına geldi.
1990’lı yılların başlarında ekonomi dibe vurdu. Fabrikalar kapandı. Bahçeler kurumaya terk edildi.
Tüm bu gelişmeler ve başka diğer etkenler sayesinde Türkiye’ye daha da bağımlı hale gelindi.
Ve bu arada Türkiye de ‘uluslararası zaruret’ nedeniyle birçok alanda KKTC’ye ambargolar uygulamak durumunda kaldı.
Sonra ne mi oldu?
İşte bugünlere ve bu hallere geldik.
Eskimiş albümde Girne sokaklarında ve 20 Temmuz sahasında çekilmiş o fotoğraflara baktım dün…
13 Şubat münasebetiyle…
‘Unutulmuş devlet’in doğum gününde…
Hüzünle…