1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Ünver Alibey ile Bilimkurgu’dan, Çocuk Kitaplarına-1
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Ünver Alibey ile Bilimkurgu’dan, Çocuk Kitaplarına-1

A+A-

Kitap okuma alışkanlığını bana kazandıran ilk kitap; İsviçreli yazar Erich von Däniken’in ilk olarak 1968 yılında yayınlanan ama benim tanışıklığım 1980’li yılların başına denk gelen “Tanrıların Arabaları” idi. “Genel olarak Antik Çağ'daki ilkel insanların yüksek bir medeniyete ve bilgi düzeyine sahip dünya dışı varlıklar tarafından ziyaret edildiğine dair hipotezleri ve bunların delillendirilmesini içeren” bu kitap beni o kadar etkilemişti ki, Uzaylıların peşine düşer oldum (gülüyorum).

   Böylece Erich von Däniken’in çıkan bütün kitaplarını alıp okumaya başlarken, onun yanında aynı alanda yol alan Rusya doğumlu Amerikalı profesör yazar Isaac Asimov’u da bu yolculuğuma kattım. Isaac Asimov daha çok bilimkurgu ve popüler bilim yazarlığı yapması ile tanınmıştı. Böylece beni edebiyatın bilimkurgu alanına sokanların başında gelir.

   Kıbrıs’ta bilimkurgu, fantastik edebiyat konusunda, Kıbrıs Türk Edebiyatı alanımıza çok değerli katkılar koymaya başlayan nitelikli yazarlarımız var. bu alandaki çalışmalarıyla, kitaplarıyla edebiyatımızı zenginleştirdikleri bir gerçek. Elbette son dönenlerde Kıbrıs Türk Edebiyatımıza polisiye roman ve çocuk kitaplarıyla farklı kulvarlarda yol alan yeni yazarlarımızı da buraya not etmek gerekir.

   Ünver Alibey; bilimkurgu, fabtastik edebiyat ve çocuk edebiyatımız ve kitap çevirisi konusunda sürekli üreten ve ürettkleriyle bu alanları zenginleştiren bir yazarımız. Kendisiyle yaptığımız söyleşide hem söz konusu yazın alanlarını hem de bu konudaki okur potansiyelini daha iyi öğreniyoruz.

asdasdasdasdasdasd.jpg

   Öncelikle yazın alanında yol almadaki başlangıcına gitmek istiyorum. Bu konuda kendisini tetikleyen, etkileyen, yazdıran dürtü/dürtülerin merkezinde neler vardı diye merak ediyorum...

   Kitap okumayı sevmek… Çok okuyan bir çocuktum. Kitapların büyüsüne kapılınca geri dönüşü yok gibi… Okuduğum kitaplarda beni etkileyen roman kahramanlarının başka başka maceralarını kafamda kurguladığım çok olurdu. Ancak uzun süre bu konuda bir şey yapmak aklıma gelmedi. Okur olarak devam ettim. Yayın dünyasına girdiğimde de çeviri ve editörlük yaptım, kitap resimledim. Sevgili editörüm Ilgın Sönmez (Artemis Yayınları’ndaydık o sıralar), ‘’Senin çevirilerinde farklı bir şeyler var, bizim için roman yazmayı denesene,’’ demeseydi, belki bugün on beşinci kitabımı yayımlatmış, ülkemizi yurt dışında da temsil eden bir yazar olmayacaktım.

   Bilimkurgu, fantastik edebiyat türlerindeki yol alış birbirine paralel yürüyebilmektedir. Bilimkurgu-fantastik edebiyat yazım serüveninden bahsetmesini istiyorum. Meselâ, Yazar bu türlerde neyi hedefliyor...

untitled-1-049.jpg

   Bilimkurgu ve fantastik edebiyat konusunda haklısınız. Ancak paralel yürüyebildikleri gibi, birbirine karıştırıldıkları da oluyor. Ayrım basittir aslında; bilimkurgu bilimden (adı üstünde) beslenirken, fantastik edebiyat eski masal ve efsaneleri kendine temel alır; bu tür romanlarda cinler, periler, ejderhalar sık sık karşımıza çıkar. Kısacası, bilimkurgu edebiyatının yüzü geleceğe dönüktür ama fantastik edebiyat geçmişten beslenir. Fantastik bir öykü kitabı yazdığım halde tercihim bilimkurgudan yanadır. Neden derseniz, okumaktan da en çok keyif aldığım tür olduğu için. Hedef ise diğer türlerle aynı; bir şeyler anlatmak, okura ulaşmak, eğlendirmek, heyecanlandırmak ve mesaj vermek.

   Bu alanda üretmek, sadece hayal gücüyle olur demek eksik kalır sanırım. Hikâyelerdeki gerek teknoloji ve teknik bilgiler, gerekse küresel-doğa-çevre sorunları da hikâyeleriniz içerisinde yer alıyor. Bunun bir araştırma, belge toplama geçmişi var mı diye soruyorum...

   Hayal gücü fikri geliştirmek, olay örgüsünü kurmak için gerekse de, mesela, plastik kirliliği konusunda okuru uyaran, farkındalık yaratmayı amaçlayan bir roman yazmaya kalktıysanız, dünyada kaç ton plastik atık olduğunu, plastiğin neden ve nasıl organizmaya zarar verdiğini araştırmanız, öğrenmeniz de gerekecektir.

   Avrupa ve dünyada bilimkurgu-fantastik edebiyat türlerindeki üretimin geçmişi bizden yıllar öncesine dayanıyor. Fakat son on yıla baktığımızda Kıbrıslı yazarların da bu alanda üretim yaptıklarını görebilmekteyiz. Bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istiyorum...

   Bu konuda herhangi bir araştırma yapmadım. Bu yüzden sadece fikir yürütebilirim: Bilimkurgu, fantastik edebiyat, korku ve polisiyeler ‘’Kaçış Edebiyatı’’ olarak da adlandırılır. Okurun kısa bir süre için de olsa kendi hayatından, gerçek dünyadan (sorunlarından) uzaklaşmasını sağladıkları için… Ne zaman Dünya krize girse, ya da politik veya ekonomik bir buhranla karşılaşsak bu türden eserlere ilgi artar. Belki Kıbrıs’ta da durum budur. Ya da belki de yazarlarımız yurt dışına açılmak için Kıbrıs meselesinden daha farklı konularda yazmaları gerektiğini anlamış olabilirler.

   Bazı bilimkurgu kitap veya filmlerinin yayınlandığı dönemlerde, izleyici-okur için “gerçeklerden uzak” görünse de, yıllar içerisinde böyle tanımlanan fikirlerin, olayların yaşamımızın içerisine girdikleri de görülebilmektedir. Bu alanda üreten yazarların “öngörüsünün” güçlü olduğunu söyleyebilir miyiz şeklinde bir soru yöneltiyorum kendisine...

   Sanırım Covid 19 virüsünün neden olduğu ve pek çok insanın hayatına mal olan, bizi de en az iki yıl boyunca evlerimize hapseden pandemiden bahsediyorsunuz. Öncesinde en az yüz yıl boyunca bilimkurgu yazarlarının biz okurları başımıza dert olacak bilimsel deneyler konusunda uyarmıştı. Zaten bilimkurgu bir yerde ‘uyarı’ edebiyatıdır. Yani, bizi toplumsal olayların, teknolojinin gidişatına karşı uyarır, hatta bazen aşırılıklara kapılarak dünyayı mahvedeceğim endişesiyle olacaklar karşısında yakamızdan tutup bir güzel silkeler. Hiçbir edebiyat akımının yapmadığını yapar ve kendi kendimizi yok etmememiz, dünyayı yaşanmaz kılmamamız için bize bir ayna tutar, nasihatte bulunur.

Bu yazı toplam 1156 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar