1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Üretim Zor Zanaat!
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Üretim Zor Zanaat!

A+A-

 

Üretim zor zanaat!
Birçok sorun içinde ayakta durmaya çalışan hafif sanayimiz, üretimi bırakmak istemiyor.
Birçok sorun derken başta haksız rekabet var.
Özellikle Türkiye’den gelen ithal mallar karşısında ayakta kalmanın yollarını ararken hala ürün üretebilmek becerisini gösteren sanayicimizi tebrik etmek gerekiyor.
Girdilerin pahalı olması nedeniyle maliyeti katlanan üretimin bir de Türkiye kanallarında her gece beyinlere kazınan reklamlar karşısında tutunabilmesi gerçekten beceri istiyor.
Sadece yeniden üretim yapabilmek için az bir karla üretim yapmak zorunda sanayici... Az bir kâr elde ederken bu durumda istihdamdan da kaçınmak zorunda kalınması var. Ya personel çıkaracaktır, ya da çalıştırdığı işçiye az para verecektir. Ya da kaçak işçi çalıştırıp çeşitli yatırımlardan kaçmaya çalışırken artık KKTC vatandaşı çalışanlara da sosyal yatırım yapmaktan vazgeçecektir. Çalışan da çalışabilme uğruna, eline birkaç kuruş geçmesi uğruna sosyal haklarını istemekten vazgeçecektir.
* * *
Dünyaya kapalılık ve ambargolar...
Kıbrıs’taki siyasi durum ve bu durumun ortaya çıkardığı sonuçlar üretim yapmaya çalışan üreticiyi oldukça olumsuz etkiliyor. Mevcut durumdan dolayı kapılarına kilit vuran birçok sanayi tesisinin dışında hala direnen tesisler mevcut. Ama bu tesisler üretim kapasitelerinin ancak %10-20 kapasitesi dolayında üretim yapabiliyorlar. Fazlasını neden yapsınlar ki? Nerede tüketecekler? Kime satacaklar?
Özellikle Türkiye’den hiçbir denetime ve kısıtlamaya maruz kalmadan reklam bombardımanı altında piyasamıza giren çeşitli ve albenili ürünler karşısında yerli ürünün ne şansı olabilir?
Peki söylenen ve söylenmeyen zorluklar karşısında üreticiyi destekleyecek bir devlet politikası veya hükümetlerin programları var mı? Sadece Türkiye’yle tek taraflı imzalanan sözde işbirliği protokolları var. Aslında bu protokollar Kıbrıslıtürk’ün yararına çalışması gerekirken tam aksi yönde çalışan ve çoğu zaman da hiçbir yükümlülüğü olmayan anlaşmalar dışına çıkamıyor. Güncel bir örnek: Balıkçılık protokolü... Balıkçıların karşılıklı karşı kıyılarda avlanabilmesi için yapılmış protokol... Bizim balıkçılarımız kıyılardan birazcık uzaklaştığı anda alabora olacak ufak sandallarıyla Türkiye sahillerinde balık avlayacak! Ama Türkiye’den gırgır’lar, troller gelecek ve kıyılarımızda ne kadar balık varsa süpürüp gidecek...
* * *
Sanayicimiz tekrar fuarını açtı. Askeri kantinlerin, ordu pazarlarının yarattığı haksız rekabet içinde ürünlerini halka satmaya uğraşıyor. Halk askeri kantinlere gidiyor. Kantinlerin üzerinde “aile kantini” yazıyor. Yurttaşın biri girip diğeri çıkıyor askeri kantinden...
Kimi sanayicimiz biraz satış uğruna askeri kantinlere mal veriyor. Bazıları vermemek için direniyor. Elektrik faturası yok, kirası yok, personel parası yok, vergisi yok askeri kantinin. Yalnızca her yerde, en küçük yerleşim yerinde bile şubeleri var. Esnaf mal satmayı bekliyor, “bir gün de üç kuruş alayım da öyle indireyim kepengi” hayali içinde...
Mümkün mü? Şu an için değil...
Üretici direniyor, esnaf direniyor, çalışan direniyor, halk direniyor...
Şartlar gerçekten çok zor... Üretim yapmak beceri istiyor...
Bu şartlar altındaki sanayiciyi, üreticiyi kutlamak gerek. Becerilerini övmek gerek...

Not: Bu yazıyı tam 11 yıl önce yazmıştım. Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı’nın geçtiğimiz gece başarılı sanayiciler için düzenlenen ödül töreninde yaptığı konuşma ve elektriğe gelen zamdan sonra bu yazıyı az değişiklik yaparak tekrar yayınlamak istedim. Böylece 11 yılda bir şey değişmiş mi, aynı sorunlar mı var, sorunlarda azalma yerine artış mı var bir bakalım istedim.

Bu yazı toplam 1684 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar