Dila ŞİMŞEK

Üretici Ali Balıkçı, çocukluğundan beri balıkçılık ve tarımla uğraşıyor. 12 yaşındayken, balıkçılık yapmaya başladığını kaydeden Balıkçı, yaşam boyu süren ve gelişen üretimini anlatıyor.

12 kardeş olduklarını belirten Balıkçı, bu sebeple çocukken mali sıkıntılar yaşadıklarını, hayata çabuk atılmak zorunda kaldığını söylüyor.

“Ben denizin içinde büyüdüm sayılır” diyen Balıkçı, balıkçılığa da böylece başlamış.

“Tarım nedir bilmezdim…”

Balıkçı, “Önceden tarım nedir bilmezdim… Balıkçılık kış sezonunu beklememi gerektiriyordu, yazda evde otururdum. Sonrasında yazda da çalışma ihtiyacım doğdu. Bir gün fark ettim ki, bir tarla yıllardır öylece duruyor, ekim yapılmıyor. Gidip sahibine sordum durum nedir diye, tarlayı kiralama şansım var mı dedim. O da, kabul edince belli bir ücret karşılığında anlaştık. Sebze nedir bilmezken, börülce, patlıcan gibi birçok üretime başladım” diyor.

“Kendi zamanınızdan çok fedakarlık yapmanız gerekiyor”

Bir süre sonra incir üretimine de başladığını belirtiyor.

Tarlada topladığı hasadı satışa sunmak için bazı kalabalık bölgelere giderek, stant kurduğunu ve seyyar satıcılığa başladığını kaydediyor.

“10 kasa getirirdim, bir saat içinde her şey biterdi. Talep o kadar çoktu ki inanamadım, sonrasında tarım üretimine daha da ağırlık vermeye başladım. Hayat şartları yine de zor, göründüğü kadar kolay değil. Kendi zamanınızdan çok fedakarlık yapmanız gerekiyor. Ama buna değdiğine inanıyorum” diye devam ediyor.

“İşimde mutluyum, üretimi seviyorum, insanları ve hayatı da çok seviyorum”

Balıkçı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Seyyar satıcılıkta, ‘mini bir manav’ konseptiyle üzüm, incir, babutsa, sebze gibi birçok ürünümü satışa sunmak istiyorum. İşimde mutluyum, üretimi seviyorum, insanları ve hayatı da çok seviyorum. Yaptığım işi severek yapıyorum. Eşimle birlikte bu işi yürütüyoruz ve insanların ilgisinden de çok memnunuz”