“Ürün imkansız, sadece tohumluk çıkar”
Yağışların geç gelmesi özellikle Mesarya bölgesinde üretime yetmedi, çiftçiyi memnun etmedi… Çiftçi, sonbaharda ekilen ekinlerin yağmurun geç gelmesi nedeniyle gelişemediğini belirtti.
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Yağışların geç gelmesi özellikle Mesarya’da, çiftçilerin beklentilerini karşılamadı. Sezon başında ekilen ekinler yağışların geç gelmesi nedeniyle, tarlalar adeta boş kaldı.
YENİDÜZEN’e sezonu değerlendiren bölgedeki çiftçiler, sezonun kurak geçtiğinin artık belli olduğunu belirterek, hem verilen emeklerine, hem de harcadıkları paralara yazık olduğunu söyledi.
Çiftçiler, şu anda tarlada ilaçlama çalışmaları yaparak, Mart ayında da yağışların olabilme ihtimaliyle en azından gelecek yıla ‘tohumluk’ çıkarabilmek için çalışmalarına devam ediyor.
Hükümete de çağrıda bulunan çiftçiler, çalışmaların Mart ayı itibariyle başlaması gerektiğini belirtti, bir an önce kuraklık zararının tespit edilmesi gerektiğini ifade etti.
Çiftçiler, geçen yılki kuraklık tazminatının da halen almadıklarının altını çizerek, hükümete eleştirilerde bulundu, “Geçmiş yıllarda en geç Eylül’e kadar ödenirdi ve bizde önümüzü görebiliyorduk” dedi.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak, hükümetin önümüzdeki günlerde geçen yılın kuraklık tazminatını ödeyeceğini duyurmuştu. Yapılan duyuruya göre, %90 kurak olan bölgelerde dönüm başına 594 TL, %70 kurak olan bölgelerde dönüm başına 433 TL, %50 kurak olan bölgelerde dönüm başına ise 289 TL ödeneceği bilgisi verilmişti.
Kağan Güler: “Tarlalar yeşil görünüyor ama içine girildiği zaman büyük boşluklar var”
“Bizim bölge (Mesarya) geçen yıl da kuraktı. Ekim zamanı attığımız tohumların sadece %10’u olmuş durumda. Tarlalar yeşil görünüyor ama içine girildiği zaman büyük boşluklar var. Emek verip sonunda beklentileri karşılayamamak kötü bir durum… Şu andaki beklentimiz, en azından tohumluk ürün çıkarabilmektir. Geçen yıl da kurak geçti ve biz onun tazminatını daha almadık. Hatta iki yıl önceki parayı da Ocak ayında almıştık. Yani, hükümet ne yazık ki iki yıl geriden geliyor. Böyle bir durumda çiftçi üretimden vazgeçerse haklı değil mi? Geçen yılki kuraklığın en geç geçtiğimiz Temmuz ayında ödenmesi ve bu yıla da kuraklık ihtimaline karşı hazırlık yapılması gerekiyordu.”
Salih Tuğralı: “Bir umutla tarlalarımızı ektik, ilk zamanlar umutluyduk ama devamı gelmedi”
“Şöyle başlamak istiyorum; Türkiye’deki deprem hepimizi derinden üzdü. Kuraklık oldu, bu gelip geçicidir ama yitip giden canlar bir daha geri gelmez. Evet, yıl kurak geldi ve hiç kimse kuraklık yaşanmasını istemez. Kuraklık olduğu sürece her şeye zam yapılır. Bir umutla tarlalarımızı ektik, aslında ilk zamanlarda tatmin edici yağışlar olmuştu ve bu sezon için umutluyduk ama sonra gerisi gelmedi. Ocak’ta çok güzel yağışlar oldu ama bu yağışlar özellikle ilk ekilen tohumlara pek bir fayda etmedi. Şu anda biz tohum çıkarma derdine düştük. Bazı doygunluk olan bölgelerde ilaçlama yaptık ve tohumluk çıkarmayı umut ediyoruz. Mart ayının 15’inde artık her şey belli olacak. Tarım Dairesi yetkilileri gerekli analizleri titiz bir şekilde yapmalı. Olgun bir sezon yaşamış olsaydık, tarladaki arpaların boyu en az bir insanın dizine kadar gelirdi ama ne yazık ki şu anda tarlalardaki arpalar ayak bileklerini bile geçmiyor. Bu maliyetler karşısında kuraklık sınırı 200 kilo olmalı. Bir ülkede olmazsa, her şey durur.”
Şevki Kafalı: “Kuraklık yaşanmasını kimse istemez ama çalışma da yapmıyoruz”
“Ben çocukluğumdan beri bu işin içerisindeyim ve herkes yaptığı işten bir kazanç elde etmek ister. Maalesef, ada ülkesi olduğumuz için kuraklığa daha yakın bir iklimimiz vardır. Tabii ki yağış olup olmaması kimsenin elinde değil ama kuraklıkla ilgili ne yazık ki bir çalışma yapılmadı. Yani ‘Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur…’ 38 yaşındayım, her 3-4 yılda bir ekinlerimiz verimli olur. Biz, bu işi yapıyoruz. Sistemimizi ona göre kurduk ama sonunda da verdiğimiz emeğin karşılığını almak isteriz. Kuraklık başlı başına bir felakettir, kimse olmasını istemez ama çalışması da yapılmıyor. Geçitköy barajına gelen su tarımda da kullanılmalı. Su bölgeye ulaşmalı. Bu bugün olmaz ama gelecek için böyle bir çalışma şart. Su kaynakları buraya aktarılsa, son yıllarda arka arkaya yaşadığımız kuraklık sorunu da ortadan kalkmış olacak. Bizde çiftçiler olarak sistemimizi ona göre kuracağız. Son olarak, yaşanan deprem felaketinden dolayı hayatını kaybedenler için başsağlığında bulunmak istiyorum.”
Haşim Tankı: “Artık ürün almamız imkânsız. Sadece tohumluk alabiliriz…”
“Bölgemiz kuraktır, bundan sonrası için de olacağını pek sanmıyorum çünkü Mart ayında hava sıcaklığı yükselir. Artık ürün almamız imkânsız… Sadece tohumluk alabiliriz. Tarım Dairesi’nden beklentimiz en erken zamanda gerekli tespitleri yapmasıdır. Bu sezon yağış olmadı değil, güzel yağışlar oldu ancak tohumları ektiğimiz dönemden sonra uzun bir süre yağış olmaması kuraklık yaşanmasında etkili oldu. Geçen yılda kuraktı ama yine de tohumumuzu çıkarmıştık. Bu yıl onu çıkarır mıyız şu an için onu bilmiyoruz. Geçen yıl tohum geçti ama ne yazık ki bu yıl çalışması yapılıp, bu sezona hazırlıklı olunmadı. Geçen yılın kuraklık tazminatını dahi henüz alamadık. Kuraklık sınırı da, bu maliyetler karşısında çok az kaldı. Kuraklık sınırı 100 kiloydu, bunun 200 kilo olması lazım. Son olarak, yaşanan deprem felaketinde de yaşamını yitiren insanlarımız için başsağlığı diliyorum.”
Rüstem Küçüker: “Borca girip tarlalarımızı ektik ancak beklentimizi karşılayamadık”
“Yağmurlarımız erken başladı, bu sezon için umutlandık. Borca girip tarlalarımızı ektik ancak beklentimizi karşılayamadık. Şu an için bir sıkıntımız gelecek sezonun tohumunu çıkarıp çıkarmayacağımız belli değil. Diğer bir sıkıntımız da borçlardır. Şubat sonuna geldik ve biz bir önceki sezonun kuraklık tazminatını önümüzdeki günlerde ödeneceğiz. En azından Tarım Dairesi yetkileri en Mart sonundan itibaren gelip tespit etmeli ki biz de önümüze bakabilelim.”
İbrahim Çavuş: “Tohumluk çıkarabilmek için beklentimiz Mart ayında yağış olmasıdır”
“Bu yıl 3’üncü yıl olacak ki kuraklık yaşıyoruz. Maliyetler de yüksek ama biz yine de işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu sezon yüzde 80 kurak görünüyor, şimdi en azından tohumluk ürün çıkarmaya çalışıyoruz. Yağış açısından kış çok iyi geçti ama bu yağışlar geç geldiği için toprağın altındaki tohum bozuldu ve oluşmadı. Beklentimiz Mart ayında yağış olmasıdır. Eğer çıkmazsa olan yerlerden tohum tedariki yapacağız. Tabi, bu da bizim için kötü olur. Bu kadar emek verip, bu kadar para harcamak sonunda da başka yerden tohum satın almak bizim için çok kötü olur. Kuraklık sıkıntısı yanında bizim ödemelerimiz de geç yapılıyor. 30 yıldır bu işi yapıyorum, tarihte ilk kez geçen yılki kuraklığın parasını bir sonraki yıl alıyoruz. Geçmiş yıllarda en geç Eylül’e kadar ödenirdi ve bizde önümüzü görebiliyorduk. Bu yıl o açıdan da büyük sıkıntılar yaşadık. 1-2 ay kabul edilir ama 1 yıl oldu…”