Üstel: (Külliye) Projeyi selamlıyorum, Türkiye’nin adayı ilhak etme niyeti yok
KKTC Başbakanı olarak görevlendirilen Ünal Üstel, kamuoyunda tepki ve eylemlere neden olan Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ile Millet Bahçesi Projesi’nin hayat bulmaya başlamasını selamladı.
KKTC Başbakanı olarak görevlendirilen Ünal Üstel, kamuoyunda tepki ve eylemlere neden olan Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ile Millet Bahçesi Projesi’nin hayat bulmaya başlamasını selamladı, “Türkiye’nin bu adayı ilhak etme niyeti yoktur” dedi.
Üstel, projenin yapımının KKTC’li yöneticiler tarafından Türkiye’den talep edildiğini de dile getirerek, bu yerleşkeyi ‘kurumsallaşma adına atılan önemli bir adım’ olarak nitelendirdi.
“Sigara fabrikasından bozma Cumhuriyet Meclisi binası misyonunu tamamlamıştır” diyen Üstel, yeni bir Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binasına ihtiyaç olduğu tespitinin defalarca yapıldığını söyledi, şu an yerleşkenin yapımına karşı çıkılmasına anlam veremediğini kaydetti.
Üstel, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ilişkin yapılan eylem ve tepkilere atıfta bulunarak, “Yeni yerleşkeye karşı çıkan kesimlerin ortaya koydukları yaklaşım ve davranışları kabul edilemez. Bu karşı çıkışlar kesinlikle iyi niyetle bağdaştırılamaz” yorumunda bulundu.
Açıklama şöyle:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin temellerini daha da güçlendirecek, onun kurumsallaşma yolunda attığı adımları pekiştirecek olan Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi ile Millet Bahçesi projesinin hayat bulmaya başlamasını büyük bir coşku ile selamlıyorum.
Geçirmiş olduğum bir operasyon nedeniyle hafta sonuna kadar yurt dışında olacağım.
“KKTC Cumhurbaşkanlığı” ve “Cumhuriyet Meclisi” için yeni bina yapımını, ülkemiz yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinden talep etmiştir.
KKTC’nin kurumsallaşmasına katkı koymak, ülkemize kalıcı eserler bırakmak amacıyla böyle bir talepte bulunulmuştur.
Mevcut Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binalarının yetersiz kaldığı bir gerçektir ve birçok kişi tarafından kabul edilmektedir.
Yan yana inşa edilecek olan Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı binalarının bulunduğu arazi yeşil alan özelliğini koruyacaktır, ayrıca burada çok sayıda kültür ve spor kompleksi de bulunacaktır.
Lefkoşa halkının hasret kaldığı bir güzelliğe kavuşacak olması, ülkemize böylesine çok yönlü eser kazandırılması, büyük bir olaydır.
Binaların yapım ihalesini üstlenen şirketin Kıbrıslı Türk işletmelerle birlikte çalışarak projeyi tamamlayacak olması da ülke ekonomisine artı bir değer de katacaktır.
Geçmişte “Anadolu suyunun KKTC’ye getirilmesi” veya “Pandemi hastanesinin inşa edilmesi” projelerine karşı çıkanlar, daha sonra bunları kullanmış ve memnun kalmıştır, itirazlarının yanlış olduğunu anlamıştır. Bu projede de aynı olacağını düşünüyoruz, yine itiraz edenler, bu dev projenin ne kadar gerekli olduğunu görüp yine yanlışını anlayacaktır.
Yapımına başlanan ülkemiz açısından bu son derece önemli projeyi bahane ederek son günlerde ayrılıkçı bazı tavırların yeniden sergilenmeye başladığını görüyorum. Bu ayrılıkçı ve ayrıştırıcı tavır ve yaklaşımlara meclisteki muhalefet partilerinin de katıldığını görmek bu ülke adına son derece vahim ve üzücüdür.
Yapımına başlanan Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi KKTC’nin varlığının ve yenidünya düzeninde iki ayrı devlet olarak var olmak istencimizin göstergesidir. Bu yerleşke KKTC’nin kurumsallaşması adına atılan önemli bir adımdır.
Sigara fabrikasından bozma Cumhuriyet Meclisi binası misyonunu tamamlamıştır. Bu binanın misyonunu tamamladığı gerçeği ülkemizdeki tüm siyasi partiler tarafından kabul edilen bir gerçektir ve yeni bir bina yapılması konusu defalarca gündeme getirilen bir meseledir. Bu çerçevede arazi tespitleri yapılmış olmakla birlikte, somut ve ileri bir adım bir türlü atılamadı. Cumhurbaşkanlığı binası ve çalışma ofisleri açısından duruma bakıldığında ise buranın yetersiz olduğu ve bir şeyler yapılması gerektiği bu makamda oturan her Cumhurbaşkanı döneminde gündeme getirilmiş bir konudur. Hal böyle iken ve yeni bir Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binasına ihtiyaç olduğu tespiti defalarca yapılmışken, bugün Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin yapımına karşı çıkılmasını anlamak mümkün değildir. Ve bu karşı çıkışlar kesinlikle iyi niyetle bağdaştırılamaz.
Yeni yerleşkeye karşı çıkan kesimlerin ortaya koydukları yaklaşım ve davranışları kabul edilemez.
Yeni yerleşke ve yeşil alan yaratılması projesi hükümetimiz tarafından talep edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından da finansmanına katkı sağlanan bir projedir.
Kısaca, bu proje KKTC devleti makamları tarafından talep edilmiş, her zaman olduğu gibi Anavatan Türkiye hükümeti tarafından da desteklenmiştir.
Daha önceki hükümetler tarafından da defa defa gündeme getirilen yeni Meclis ve Cumhurbaşkanlığı binası şimdi yaşam buluyor. Yaşam bulan ve KKTC’yi daha da güçlendirecek, siyasi, sosyal, kültürel ve sportif alanlarda katkı sağlayacak böylesi kapsamlı bir projeye karşı çıkanların belli ki gizli bir ajandası vardır. Anavatan Türkiye her zaman Kıbrıs Türkünün yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir. Kimse Anavatan Türkiye’yi olduğundan farklı konumlandırmaya ve onu dünyaya şikayet etmeye kalkmasın. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’ta barış ve huzurun güvencesidir. Kıbrıs Türk halkının her daim destekçisidir. İlginçtir, dün Türkiye’den su gelmesine karşı çıkanlar bugün yine sahnededirler. Ülkemize Türkiye’den su geldi de kötü mü oldu? Acil durum hastanesinin yapılmasına da bu kesimler karşıydılar, bu hastane yapıldı, kötü mü oldu? Türkiye’den kablo ile elektrik gelmesine de karşıdırlar, onu da getirmek için çalışacağız.
Son günlerde yaşananlara bakıldığında bir kez daha gördük ki, bu adada TC ve KKTC’nin arasını açmak isteyenler ve Türkiye’nin Kıbrıs Türkünün yanında olmasından rahatsız olanlar var. Türkiye’nin katkısı ile KKTC’nin gelişimi ve Kıbrıs Türk halkının refah ve mutluluğunun artması bunları her zaman rahatsız etmiştir. Etmeye de devam edecektir. Çünkü Türkiye ve KKTC arasında var olan kopmaz ve güçlü bağlar vardır. Bu bağlar KKTC’nin daha da gelişip güçlenmesini, ileriye gitmesini sağlayacaktır.
Anavatan Türkiye’nin desteği ile hem dünyaya kendimizi kabul ettirmek hem de bu topraklarda kurumsallaşma ve gelişme çabalarımız devam edecektir.
Bu yeni yatırım da bunun bir göstergesidir. KKTC’nin tanınması yönünde BM Genel Kurulunda Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısı sanırım bu ve benzeri eylemlere destek verenlere en güzel cevaptır.
Türkiye’nin bu adayı ilhak etme niyeti yoktur. Bizlerin ve Türkiye’nin tek isteği Kıbrıs Türkünün kendi devleti ve bayrakları altında bu topraklarda kurumsallaşması ve kalıcı olmasıdır. Bizler hükümet olarak bunun için çalışmaya devam edeceğiz.