Usulsüz, yasa dışı, partizan!
A+A-
BU HÜKÜMET NE YAPTI [3] / YAZI DİZİSİ
Azınlık Hükümeti "zam" ve "yasa dışılık" namının yanı sıra PARTİZANLIK ve CİDDİYETSİZLİK özellikleri de vardır, hiç kuşkusuz!
Bugün bu özelliklerin ürünleri olan icraatlarını inceleyeceğiz.
PARTİZANLIK ve CİDDİYETSİZLİK namına neler yapmışlar neler, bir buçuk yıllık kısa zamanda…
Gelin birlikte inceleyelim, tarihe not düşelim.
Usulsüz vatandaşlık dağıtımı: TÜMÜ YASADIŞI!
- Yurttaşlık Yasası’na göre, ister Bakanlar Kurulu, isterse İçişleri Bakanlığı kararıyla verilmiş olsun tüm yurttaşlıkların Resmi Gazete’de yayımlanması gereklidir. Hükümet, Meclis’te yapılan tüm uyarılara karşın, Bakanlar Kurulu kararıyla verdiği yurttaşlıkları Resmi Gazete’de yayımlamış ancak İçişleri Bakanlığı tarafından verilen yurttaşlıkları Resmi Gazete’de yayımlamadı!
Sadece bu bile yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu açıkça ortaya koyarken, Hükümet, muhalefet milletvekillerinin Meclis’te verdiği yazılı soru önergelerine de yanıt vermemiş, bu konuda yükselen şikayetler üzerine Başbakan Yardımcısı Sayın Denktaş, kürsüye çıkarak, kendi deyişiyle “yuvarlak” bir rakam vermekle ve toplam 7200 kişiye vatandaşlık verildiğini, gerekirse 27,000 kişiye de vatandaşlık verileceğini açıklamakla yetindi.
Oysa Yurttaşlık Yasası, çalışma izniyle ülkede beş yıl ikamet eden yurttaşların vatandaşlık almak için İçişleri Bakanlığı’na başvurabileceklerini düzenlemekle birlikte, İyi İdare Yasası’na göre Bakanlığın bu konuda takdir yetkisini eşitlik ilkesi doğrultusunda kullanabileceği açıktır. Yani Bakanlık, daha uzun süre çalışma izniyle burada bulunmuş kişilere yurttaşlık vermezken, daha kısa süre çalışma izniyle burada bulunmuş kişilere yurttaşlık veremez, verirse bu hukuka aykırı olur.
Bunun denetlenebilmesi için de, kimlerin yurttaş yapıldığının açıklanması gerekir. Ancak UBP-DP Hükümeti bu denetimden ısrarla kaçıyor!
Buna ek olarak Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaş yapılanların yurttaş yapılma gerekçelerinin de Resmi Gazete’de yayımlanması İyi İdare Yasası’nın gereğidir. Oysa bu kararların hiçbirinde gerekçe yoktur ve dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararlarının tümü hukuka aykırıdır!
Usulsüz istihdamlar: AYNI YÖNTEME DEVAM
- KKTC’de idareye yapılacak tüm istihdamların münhalle ve sınav veya benzeri kriterlere dayanan seçim yöntemleriyle yapılması Anayasa’daki eşitlik ilkesinin gereğidir.
Oysa Hükümet, bu bir yıllık dönemde Vakıflar Bankası’na, Kooperatif Merkez Bankası ve bağlı kuruluşlarına ve DAÜ’ye münhalsiz ve kritersiz istihdamlar yapmış, bu konularda Meclis’te sorulan soruları ısrarla yanıtsız bırakmıştır. Son günlerde basına yansıyan haberler, hükümetin halen tüm devlet dairelerinde 2012-2013 Kurultay dönemlerinde yine usulsüz ve hukuka aykırı biçimde istihdam edildikleri için işlerine son verilen kişileri aynı yöntemlerle peşi sıra iş istihdam ettiğini gösteriyor.
Anıtlar Yüksek Kurulu’nda Değişiklik Tasarısı: PARTİZANLIĞA ZEMİN
- Anıtlar Yüksek Kurulu’nun kompozisyonunu değiştirmek için bir tasarı hazırlayan hükümet, bu yolla, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olan odalara mensup üyeleri tasfiye ederek kurulun tamamen siyasallaştırılmasına ve partizanca uygulamalara zemin yaratmaya çalıştı.
DAÜ’de VYK başkanına baskılar: İSTİFE GELDİ
- DAÜ VYK Başkanı Mehmet Bayram, Aralık 2016’da, “hukuk kuralları çerçevesinde, sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip, demokratik bir üniversite” oluşturma çabalarına, demokratik olmayan ve üniversitede huzuru bozmaya yönelik taleplerden dolayı daha fazla devam edemeyeceğini açıklayarak istifa etmişti.
Yeni müşavirler: "OLACAKSA OLACAK"
- UBP ve DP, tasarruf tedbirlerini almamaya, devletin imkanlarını har vurup harman savurmaya bu bir yıllık hükümet döneminde de devam etti.
CTP ile koalisyon hükümetinde olduğu dönemde, Kamu Reformu Yasası geçene kadar yeni müşavir yaratılmayacağını hükümet programına yazmayı kabul eden UBP, DP ile hükümet kurduğu bu dönemde yeni müşavir yaratacak atamalardan kaçınmadı.
Meclis’te konuyu gündem yapan muhalefet milletvekillerine Başbakan Yardımcısı Denktaş, “Müşavir yaratılacaksa yaratılacak, sizin keyfiniz olsun, muhalefet yapasınız diye onay vermeyiz. Gerekirse yapılacak” dedi ve dediğini yaparak müşavirler ordusu yaratmaya devam etti.
Mercedesler: HALKIN İNADINA!
- Hükümet, ihalesiz, hukuk dışı işlerine makam araçları meselesinde de devam etti. 2 milyon TL değerinde yirmiye yakın Mercedes marka makam aracı alımı yapılmasına ilişkin karar üretildi. Kamuoyunun gösterdiği tepkiler çerçevesinde bu karar revize edildi. Eski kararın yerine yenisi alındı. Yani ısrarla makam arabalarını yenileme yoluna gidildi.
Cratos’un elektrik borcu: SİLDİLER!
- İnşaat aşamasından bugüne elektrik borcuyla gündeme gelen Cratos Otel, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde KIB-TEK aleyhine açtığı davayı kazandı, otelin 9 milyon TL’lik borcu da Maliye’ye kaldı.
Öte yandan KIB-TEK Yönetimi’nin, mahkeme sürerken, davanın neticesini beklemeden, davacı Cratos Otel yetkilileriyle uzlaştığı ve ‘anlaşmalı mahkeme kararı’ (nizamat) çıkartıldığı da iddialar arasında yer aldı. Hükümet ortakları bu konuda birbirine girdi. DP’li asbaşkan UBP’li müdüre, basın önünde “Cratos Otel’in 9 milyon TL’lik borcunu nasıl sildiniz, açıklayın” diye sordu. Bu durumun savurganlıktan mı, ciddiyetsizlikten mi, yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığı söylentilere sebep oldu. Hükümet hala bu konuda kamuoyunu tatmin edecek herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Mezuniyet törenine kamu parasıyla katılım: UTANMADAN!
- Cenevre’deki görüşmelere kamu parasını kullanarak dev bir ekiple gitmesine karşın oradaki toplantıların hemen hemen tamamını protesto eden Başbakan Özgürgün, 4 Haziran 2016’da yedi kişilik heyetle kızının mezuniyeti için İstanbul’a gitti.
Bu seyahatin masraflarını devlet ödedi!
Bu ödeme için Bakanlar Kurulu karar aldı. Ombudsman raporunda harcamanın usulsüz yapıldığı tespit edildi.
Ancak Başbakan esasa ilişkin hiçbir açıklama yapmayarak Ombudsman’ı hedef almayı tercih etti.
YARIN DEVAM EDECEK
Bu yazı toplam 2353 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar