Utanç
Tam bir utanç.
‘Yasa var mıydı, yok muydu, şöyle yazardı, böyle yazmazdı’nın ötesinde hâlâ ‘yasaklı’ denen kitap bulundurmakla ilgili insanların tutuklanması tek kelimeyle ‘utanç’.
***
Bir ülkede Başbakan “Süreci sorumluluk bilinciyle ve ülkemizde demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri koruma iradesiyle takip edip değerlendirdiğimizden kimse kuşku duymamalıdır” diyorsa…
Bir ülkede Cumhurbaşkanı “Ülkemizde yasaklı kitap listesi bulunmamaktadır… Terör, şiddet ve kitap okuyuculuğu arasında doğrudan ilişki kurmanın, toplumun özgürlük algısında yarattığı tahribat görmezden gelinmemelidir. Bütün bu tartışmalar içinde kendimize evrensel hukuk normlarını ve insan hakları değerlerini rehber edinmek, tutulacak en akılcı yoldur” diyorsa o zaman bu düşüncelerin aksine gelişen olaylar nedendir?
***
Tutuklanma haberini duyduğumdan beri kitaplarımı kontrol ediyorum…
Acaba bu kitaplar arasında ‘yasaklı kitap’ var mı? diye…
Sami de geldi, o da kontrol etti kitaplarımı… Acaba yasaklılar mı diye…
Tam emin olamadık.
Ben de bir ara gidip onun kitapları kontrol edeyim…
Belki gözünden kaçan vardır!
Ancak benim kitapları kontrol ederken Biyologlar Derneği’nin ‘Kanlıdere ve Asi Dere Florası’ isimli bir kitabı çarptı gözüme… Dere’nin adının ‘Asi’ olması kitabı yasaklı yapar mı?
Bu bilgi Dere’nin isminde bir değişiklik gerektirir mi?
Kitapta yer alan “Dere içinde ağaçlar sayılmış ve kodlanmıştır” cümlesindeki ‘kodlanmak’ sözcüğü herhangi bir duruma işaret etmiş olabilir mi!
Kafalarda sorular oluştu…
Kitaplığımızdaki kitapların ne ihtiva ettiğini bilemez olduk.
Elimizde tutalım mı, atalım mı, saklayalım mı!
Peki ama hangisini tutalım, hangisini atalım!
Bir ‘masum kitaplar!’ listesi yayınlasalar da biz de bilsek…
Böyle çok zor oluyor çünkü!
***
Yasaklı kitaba karar veren kim veya hangi kurum?
Madem ki böyle bir liste yok, o zaman bir kitabın yasaklı olduğu nasıl anlaşılıyor?
Yasaklı bir örgütün kitabıysa o da otomatik olarak ‘yasaklı’ mı oluyor?
Bunun yanıtını kim verebilir?
Hade bir ‘cevval!’ kişi buna karar verdi diyelim, mahkemede hangi yönde karar alınır? Neye bakılır, hangi yasa göz önünde bulundurulur?
Daha önce de böyle bir tutuklama olmuş ve mahkeme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve AİHM’nin bu yöndeki kararlarını bizdeki Ceza Yasası’nın önüne koyarak beraat kararı vermişti.
Peki bu ısrar niye?
Korku salmak, sindirmek.
Olur mu, başarılır mı?
Bize bağlı.