UTANÇLARIMIZ...
Geçen hafta bütçe görüşmeleri vardı. Sağlık sistemine ciddi kafa yormuş biri olarak elbette ki sağlık bütçesine gözüm takıldı. Ne yazık ki herhangi bir iyileşme göremedim. Şu an sağlıktaki en büyük sorun hekim maaşları... Başta Sağlık Bakanı olmak üzere tüm paydaşların kabul ettiği bu konu ile ilgili olarak bütçeye herhangi bir kaynak konmamış. Sağlıktaki sistem değişikliği ile ilgili olarak ne Genel Sağlık Sigortası, ne de Döner Sermaye ile ilgili olarak da bütçede herhangi bir ek yok. Peki ama sağlıkta değişim nasıl yapılacak? Halbuki Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile yaptığımız toplantılarda hep ‘’Sağlığın’’ bu hükümetin öncelikleri arasında olduğu söyleniyordu.
Gelen tüm Sağlık Bakanları gibi Sayın Sucuoğlu’nun da Sağlık Sistemimizi iyileştirmek istediğinden hiç bir şüphem yok. Ancak sorun; hep söylediğimiz gibi hükümetlerin istemesi irade koymasıdır. Sağlığı öncelikleri arasına almalarıdır. Sağlık Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu ‘’eğer hekimlerin maaşlarını artırıp sağlıkta dönüşümü sağlayamazsak konu bu hükümeti bozma nedenidir ‘’ diyor. Biz sizi ve sözünüzü takip ediyoruz Sayın Bakan...
Ha eğer sağlıktaki dönüşümü bütçeye sonradan eklenecek ek bütçe ile yapacağınızı düşünüyorsanız, ben diyorum ki ‘’sağlıkta dönüşüm yine bir başka bahara kaldı.’’ Ama bu hükümet de bilmelidir ki; bu toplumun artık başka baharları bekleyecek ne hali, ne de takati kalmadı.
YAZIK...
* * *
29 Kasım tarihinde kapkara bir pazartesine uyanmıştık. Girne dağ yolu sabahın karanlığında kim bilir kaçıncı kez can almaya devam ediyordu. Bu kez gencecik öğrencilerin yaşama vedası bize, tüm topluma acıların en büyüğünü yaşatıyordu. Artık bu toplum ayaklanmalı yıllardır çözülemeyen trafik sorununa ivedi çözüm bulunmalıydı. Sendikalar, öğrenciler ve toplum sokağa döküldü.
Peki ama sonra ne oldu? Hükümet üç maymunu oynayarak bu toplumdan özür bile dilemedi. Garip bir saat değişikliği ile konuyu geçiştirmeye çalıştı. Sendikalar saate takılıp olayın gerçek boyutunu es geçtiler. Öğrenciler günlerce eğitimlerinden uzak kaldılar. Günün sonunda Girne dağ yolu trafik canavarı olmaya devam etti ve halen etmeye de devam ediyor. Hükümet ahlaksız bir teklifle sendikaları susturmaya çalışıyor. Hem eğitimde, hem de kamu hizmetlerinde öğrencinin ve yurttaşın eğitim ve hizmet alma saatlerini budayarak.
Halbuki hepimiz de biliyoruz ki; teklifin amacı aslında son yıllarda ciddi kan kaybına uğrayan örgütlü mücadeleyi halkın gözünde tamamen sıfırlamaktır.
YAZIK...
Umalım ki sendikalar bu oyuna gelmesinler
* * *
Eğitim bütçesi tartışılırken öğrendik ki; müşavirlerin yani evde oturan memur öğretmenlerin maaşı çalışanların üç katı imiş. Bu elbette ki tüm kurumlarda aynı. Bu meclis eğer böylesine adaletsiz ve böylesine rezil bir durumu çözememişse sadece YAZIKLAR OLSUN diyebiliriz.
Peki ama bu UTANÇ tablosunu çözemeyen bir meclisten hangi devlet iradesini bekleyebiliriz ki?
* * *
Geçen hafta dört günlük bir golf şöleni için Antalya’daydık. Golf Federasyonu olarak Fikret Öztürk Turnuvasına katıldık. Rüya gibi oteller, dünya çapında cennet golf sahaları... Türkiye’nin bu eşsiz güzellikteki şehrinde Türkiye golfun büyüsünde buluştu. Halbuki çok yakınlarda Türkiye’nin artık her yanında terör denen 21 yüzyıl savaşları son sürat devam ediyordu. Gencecik insanlar ölüyor, ocaklara sönmeyecek ateşler düşmeye devam ediyordu.
Bir yanda dayanılmaz acılarla sarsılan Türkiye toplumu, diğer yandan tüm bu acıları seyreden bir başka Türkiye...
Hani Ahmet Kaya’nın dediği gibi ‘’Yaprak Döker Bir Yanım, Bir yanım bahar bahçe’’...
Halbuki Türkiye halklarının en çok kenetlenmeye ihtiyaç duyduğu günler...
YAZIK...