UTANMAMIZ gerekirken
Anafartalar Lisesi, Girne'nin sadece belleği değil karakteridir.
Ve bir “lise” olarak inşa edilmiştir...
Tüm donanımı, mimarisi, işleviyle...
Bu yaş grubu ve eğitim anlayışına göre...
Yani ‘orta ve lise’ eğitimi için!
Anafartalar’ı 'ilkokula' dönüştürmek akıl tutulması değil de nedir...
...
Düşünsenize, okulun kuruluş yılı 1954!
Ve daha o yıllarda...
Yani 60 küsur sene evvel...
Girne’nin nüfusu henüz birkaç binken...
Spor salonu vardı, soyunma odalarıyla...
Atölyesi vardı, resim, heykel...
Müzik amfisi vardı...
Yüzlerce “boru trampet’’ takımı...
Ve tüm enstrümanlar...
Senelerce biz “ganimet” saksafonlardan, trombonlardan, trompetlerden üfledik ‘İstiklal Marşı’nı...
Kütüphanesi vardı, hem de binanın tepesinde, denizi gören, kocaman...
Tiyatro, konser salonu vardı...
Özel sahnesi, perdesi, fuayesi, makyaj odaları, ses düzeniyle...
Fizik ve Kimya laboratuvarı vardı...
Biyoloji laboratuvarı vardı, yer altında...
Ve tüm cihazları...
Yine yerlerinde sanırım, tüm bunlar...
Evet evet, 60 küsur sene evvel inşa edilmişken, böylesine kapsamlı...
...
Yüzümüzden utanmalıyız ki, böyle bir okul inşa edemedik, bu kadar donanımlı!
60 sene sonra dahi yapamadık.
Ve ayıp kere ayıp, kıymet de bilemedik...
"Ne bulduk" diyoruz.
Yirmi sene tek kuruş ödemeden elektriğini kullandığımız, okullarında eğitim gördüğümüz, stadlarında top koştuğumuz, fabrikalarında çalıştığımız, gümrük binalarında kayıt tuttuğumuz, otellerini işlettiğimiz Kıbrıslı Rumlara saygı da duymuyoruz.
Onca sene başaramadık, yenilerini yapmayı...
Yıktık ancak da!
Şimdi bir “ilkokul” yapmaktan aciz haldeyiz, yerine, hazır liseyi bozacağız.
...
İlkokul ihtiyacı varmış...
Yapsana yenisini!
Ona buna peşkeş çekeceğin arsalardan birine ilkokul inşa etsene...
Hoş, gördük yeni yapılanları da..
Ya damı akıtıyor halen, ya laboratuvarı eksik, ya amfisi yok, ya salonu..
O nedenle ‘yeni’sine gitmiyor, 23 Nisan İlkokulu’na doluşuyor ahali...
Ve ilkokula altı yeni sınıf eklemekten yoksun akıl, kocaman bir liseyi taşımakla çözüm üretiyor.
...
Ama niyet başka!
Çok başka niyet!
Çünkü “utanıyorlar” eserlerinden, işte o nedenle, ne bulmuşlarsa, ne kalmışsa dünden, yerle bir edecekler...
Kimliğimiz gibi... Tarihimiz gibi...
İllaki daha çok tüketecekler!