Geçen hafta Göçmenköy karşısında aldığı üç puanla play out gurubuna kalmamayı garantileyen Lefke dünkü maça gerginlikten uzak başladı.

Ayni şeyleri Mağusa Türk Gücü için söylemek mümkün değildi, zira bu maçtan önce 27 puandaydılar ve şiddetle puana ihtiyaçları vardı.
Bu verilerle sahaya çıkıldığında kimin daha çok istekli başlayacağı açıktı. Öyle de oldu zaten maça MTG daha istekli başladı.
Lefke yarı alanında hazırlık pasları yaparak fırsat kollamaya çalıştı ancak bu istencini bu kadar erken kaybedeceğini hiç düşünmemiştim. Lefke dengeyi erken kurdu ve golü de buldu ki gol de dünkü maçta Lefke adına sahanın en çok çalışan futbolcusu Kemal Solkanat’tan geldi. Kemal’ın çalışkanlığı gözlerden kaçmadı ancak takım arkadaşları ona ayak uyduramayınca takımını tek başına sırtlayamadı.
Lefke golü bulunca MTG oyundan erken düştü ancak piyango gibi gelen penaltı golü onları tekrar hayata bağladı. Bu arada yeri gelmişken söylemek lazım Aykut ceza alanının uzak köşesinde çok gereksiz bir penaltıya sebebiyet verdi. Bu kadar hırslı oluşu bazen başına böyle işler açıyor. İkinci yarıya 1-1 eşitlikle başlayan takımlar sanki bu skora dünden razıymışçasına oldukça durgun başladılar. Her iki takım da üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibiydiler. Tamam, Lefke hiçbir iddiasının olmaması nedeni ile belki motivasyon kaybı yaşıyor olabilirdi ama MTG nin böyle bir lüksünün olmadığı ortadaydı. 
MTG’nin bu isteksiz ve temposuz oyunu rakibi Lefke’nin de ayni şekilde oynadığını fark edince düzeldi. Lefke orta alanda basmayıp etkili bir şekilde rakibi üzerine gitmeyince MTG uyandı ve O Lefke’nin üzerine gitmeye başladı. Sonunda da istediği golleri Conteh’nin ayağından buldu. Lefke’nin eski futbolcusu olan Konteh, Kasım’ın partneri olduğu dönemde Kasım’dan çok daha fazla pozisyona girip bunların büyük çoğunluğunu cömertce harcarken Kasım çok daha az pozisyona girip yakaladıklarını atıyordu.
Dünkü maçta nazire yaparcasına iki pozisyon buldu ikisini de gol yaptı. Her zaman sol kanadı hallaç pamuğu gibi atan Cahit dün kötü günündeydi. Olabilir herzaman iyi oynayacak diye bir kaide yok, ancak Toygar hocanın onun yerine oyuna dahil ettiği Akay Cahit’in performansının da çok altında kaldı. Nitekim Konteh’nin attığı üçüncü gol de bu bölgeden geldi. Sonuçta çok da tempolu bir maç seyretmedik ancak söylenecek son söz “iki uyuyanlardan” uyanan kazandı.