Benzine zam geldikçe isyan ediyor ancak alışkanlıklarımızı da değiştirmiyoruz.

"Toplu Taşıma" talep etmiyoruz örneğin!

Ne bekliyoruz, Mesarya'dan petrol mu çıkacak?

Yoksa Türk Lirası mı değerlenecek?

***

Yüzümüzü Avrupa'ya dönmediğimiz sürece Türkiye'yle birlikte yoksullaşmaya devam edeceğiz.

Üretim ve paylaşım ilişkilerini gözden geçirmez, “gerçek üstü” tüketim alışkanlıklarımız ve konfor düşkünlüğümüzden vazgeçmezsek, bunun acısını yeni kuşaklar yaşayacaktır.

***

Avrupa'nın en varlıklı ülkelerinde dahi sanırım kişisel araç kullanımı böylesine yoğun değildir.

Hele de lüks otomobil merağı!

Gelişmişliği toplu taşıma sisteminde değil her birkaç yılda bir araba değiştirmekte görüyoruz çünkü…
 

"Benzine yine zam geldi, ne yapacağız?"

Bir evden, üç kişi, üç ayrı araçla çıkmaktan vazgeçeceğiz.

"Toplu taşıma yok ki?"

Çünkü talep etmiyor, siyaset kurumuna bu yönde bir baskı oluşturmuyor, bunu bir öncelik olarak görmüyoruz.

***

Yoksullaşıyoruz ama borçlanmak pahasına çocuklarımızı özel okullara gönderiyoruz.
Devlet okullarına döneceğiz yeniden ve oradaki sistemsizliği, ciddiyetsizliği, keyfiliği sorgulayacağız.

Hesap soracağız dersine girmeyen öğretmenden, okulları bırakan bakandan, alt yapıya yatırım yapmayan hükümetten!

***

Bunları öyle "severek" yapmayacağız elbette!

Yoksullaştıkça, mecburen olacak.

O durumda anımsayacağız sosyal bir yapılanmayı, kaynakların adil paylaşımını, üretmenin önemini...

***

Gördünüz işte "en iyi parayı ben alırım" diyenlerin iktidarı bu kadar!

Bir enkaz kalıyor geride...

Hem ahlaki çöküş yaşanıyor hem de siyasi!

Yerle bir oluyor toplumsal kimliğimiz, irademiz, itibarımız...

Ne "para" var ortada aslında, ne de "kaynak."

Hayatımızdan, kültürümüzden, umutlarımızdan çalıyor, özgürlüklerimizi sınırlıyor, hepimizi yoksullaştırıyor ve milliyetçilik kıskacında eziyorlar.
 

Avrupa hedefinden, barış umudundan, Kıbrıs ülkesini bütünleme düşünden uzaklaştırıyorlar bir toplumu...

İlkellik, sıradanlık, vasatlık, özensizlik kalıyor geriye...

Bir de "sürdürülemez" hayatlar!

***

Ne yapacağız?

Uyuduğumuz ya da uyutulduğumuz derin uykudan uyanacağız.