Uyarıyoruz: “Bulaşıcı Hastalıklar Artabilir”
Tıp-İş, sağlık kontrolünden geçmeyen yabancı öğrenci ve çalışanlardan dolayı halkın bulaşıcı hastalıklara karşı risk altında olduğuna dikkat çekti.
Tıp-İş, sağlık kontrolünden geçmeyen yabancı öğrenci ve çalışanlardan dolayı halkın bulaşıcı hastalıklara karşı risk altında olduğuna dikkat çekti. Konu ile ilgili basın açıklaması yapan Tıp-İş, acilen ‘Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele ve HIV Politikaları’nın geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yönetim kurulu adına açıklama yapan Tıp- İş Başkanı Dr. Ahmet Varış şu ifadeleri kullandı:
Uyarıyoruz: “Bulaşıcı Hastalıklar Artabilir.”
Uzun yıllardır ülkemiz bulaşıcı hastalıklar açısından kapalı bir toplum olmanın avantajlarını yaşamaktaydı. Ancak son yıllarda giderek artan sağlık kontrolsüz öğrenciler ve yabancı uyruklu çalışanlardan dolayı toplumumuz başta hepatitler ve AIDS etkeni olan HIV gibi bulaşıcı hastalıklar açısından ciddi bir risk altındadır.
Yıllardır tüm uyarılarımıza rağmen sağılığı devlet politikası haline getiremeyen siyasi kurumlara soruyoruz:
- Ülkemizde bulaşıcı hastalıklarla mücadele politikası var mı?
- Çalışma Bakanlığı ülkemizde toplam kaç yabancı uyruklu işçi çalıştığını biliyor mu?
- Ülkede çalışan tüm yabancı uyruklu işçilerin sağlık raporu var mı?
- Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK ülkemizde kaç yabancı uyruklu öğrenci olduğunu biliyor mu?
- Ülkeye gelen tüm öğrencilerin sağlık raporu var mı?
- Bizim gibi küçük ölçekli bir ülkede denetim mekanizmaları çalışmazsa bulaşıcı hastalık salgınları ortaya çıkmaz mı?
Lefkoşa Devlet Hastanesi Enfeksiyon Servisi’nde kayıtlı 58 tane HIV pozitif hastası mevcuttur ve bu hastalar 2010 yıllından itibaren düzenli olarak takip edilmektedir. Bu hastaların son 8 yıllık takipleri sırasında ilaç temini konusunda ilk defa bu kadar çok sıkıntı yaşanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün kronik hastalıklar listesinde olan HIV, Antiretroviral (HIV’i baskılayan) ilaç seçenekleriyle kontrol altında tutulabilmektedir. Doğru zamanda düzenli ilaç tedavisine başlayan HIV hastaları kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürebilmektedir. Geç HIV tanısı alan ve AIDS evresinde olan kişiler dahi düzenli ilaç tedavisiyle sağlıklarına geri kavuşabilmektedir. Hatta günümüzde gelişmiş tıp sayesinde HIV pozitif anneler, virüsü taşımayan bebek sahibi bile olabilmektedir.
Ancak ülkemizde ilaçlar düzensiz gelmeye devam ederse direnç sorunları gelişecektir. Hastalar hem tedavi edilemeyecek hem de bu hastalığın toplum içerisindeki potansiyel bulaşma riski artmış olacaktır.
Acilen tüm dünyada olduğu gibi ‘Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele ve HIV Politikaları’ geliştirilmeli; ilaçların düzenli temini sağlanmalı ve her yönüyle sağlığın bir devlet politikası haline getirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.