Uykusuz Geceler
Tüm geceyi ayakta geçirdim
Karanlıkta, sabırsız
Sizi düşündüm
Ellerinizi, sessizliğinizi.
Çok gençtim, cahildim
Kucağınızda gereğinden fazla zaman geçirdim.
Şimdi gülüşünüz belirsiz
Ve sesiniz eskisi kadar gür değil.
Ah, ne kadar körmüşüm,
Işığa doğru yürüdüğümü sanmışım.
Şimdi neredesiniz?
Tüm geceyi ayakta geçirdim, sizi aradım!
Size ihtiyacım var, neredesiniz?
Karanlık bunca yıl
Neden, ne içindi sordum, bulamadım.
Tüm geceyi ayakta geçirdim,
Sizi düşünerek dans ettim
Dünyanız vaatler deniziydi
Kelimeleriniz öylesine içten
Şimdi neredesiniz?
Nerede?...
Stephan Eicher’in sözlerini Fransa’nın dört bir yanında kalabalıklar her akşam artarak sayıda haykırıyorlar, sabahlara dek. Paris’te 31 Mart gecesi başlayan gösteriler sadece Fransa ile sınırlı kalmamış, Avrupa’da yankı yaratmaya başlamış. Direnişin onuncu gününde, ‘40 Mart’ gecesi Portekiz, Belçika, Almanya ve İspanya’dan destek gösterileri gelmeye başladığı duyuruluyor meydanlarda toplanmış Fransız genci, işçisi, emeklisi, memuruna.
‘Yalnız değiliz, bu sistemi hep birlikte değiştireceğiz, önce Avrupa’da sonra Dünya’da’ diyerek tüm gece şarkılara, şiirlere tempo tutuyor şimdi Fransızlar. Her gece sokakta, her gece daha da çoğalarak.
François Hollande Hükümeti’nin özel sektörü geliştirmek amacı ile çalışanların haklarında kısıntıya gitmeyi öngören ‘Çalışma Yasası Reformu’ nedeni ile yollara dökülmüş halk. Yasa tasarısına karşı düzenlenen gösteriler, yükselen ırkçılık, olağanüstü durum halleri, görevdeki ‘Sosyalist’ Hükümet’in söz verip de yapamadıkları ve uzun zamandır devam eden ekonomik gerilemenin etkisi ile rejime karşı toptan bir ayaklanmaya dönüşmüş.
‘Bizi uyandıran yasa tasarısı’ diye adlandırdıları reforma neredeyse şükrediyorlar şimdi. Radikal sağa inat mülteciler isyana katılmaya özellikle teşvik ediliyor. Hedef böylelikle iyice ortaya çıkıyor. Hükümet’e, sosyalist partiye karşı olmaktan çıkmış direnişçiler, tüm sisteme kazan kaldırıyorlar, toptan!
Gecelerini ayakta geçiren halkı bu vakitten sonra kimse kolay kolay toparlayıp evlerine sokabileceğe benzemiyor. Reformu geri almak pek bir işe yaramayacak artık. Bunun sonrası sivil itaatsizlik. İspanya’da ortaya çıkan ‘Los İndignados’ ve ABD’den dünyaya yayılan ‘Occupy Wall Street’ direnişleri ile benzerlik gösteren ‘Nuit Debout’ hareketinin çalışan kesimin kayda değer haklar kazandığı devrim niteliğindeki Mayıs 68 olaylarına dönüşmesi ise an meselesi.
‘İyi de bize ne bundan?’ diyecek olursanız, bir umut işte bendeki, komşuda pişer, bize de düşer belki. 40 yılda kurduğumuz 38 Hükümetin bizi pek bir yere götüremediği ortada. Gün be gün, daha kötü, daha umutsuz, daha biçare hale geliyoruz.
Meydanlarda Stephen Eicher’in sözleri çınlarken, Fransızlardan çok daha yürekten hissettim o acıyı, daha bir derinden. Onlar budanan haklarına ağlarken ben elden giden toplumuma akıttım gözyaşlarımı dün akşam. Katılmadan edemedim şarkıya;
Direniş, hemen şimdi!