‘Uyuşturucu çeteleri’ kâbusu
Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu’dan tüyler ürperten tespitler
Ödül Aşık ÜLKER
Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, ülkemizde psikoaktif madde kullanımına 11 ve daha küçük yaşta başlandığını söyleyerek, ilk, orta ve lise öğrencileri arasında psikoaktif madde kullanım sıklığının geçtiğimiz yıllarda yükselen bir trend sergilediğini ancak son yıllarda bunun yatay seyrettiğini kaydetti.
“Esas tehlike üniversite seviyesinde dikkat çekiyor” diyen Karaokçu, üniversitelerde uyuşturucu satan çetelerin olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.
Hasan Karaokçu, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Bağımlılığını Önleme Günü nedeniyle “Kuzey Kıbrıs Uyuşturucu Raporu 2019”nun detaylarını Yenidüzen’e anlattı.
Son yıllarda uyuşturucu madde faaliyetleri kapsamında işlenen suçlarda ciddi bir artış olduğunu kaydeden Karaokçu, Kuzey Kıbrıs’a uyuşturucu ithalinin en fazla Ercan Havalimanı’ndan yapıldığını ancak Güney Kıbrıs’tan da kara kapıları ve sınırlardaki zayıf noktalardan Kuzey Kıbrıs’a uyuşturucu akışı olduğunu söyledi.
Karaokçu, madde kullananın dünyada akıl hastası olarak görüldüğünü ve madde bağımlılarına ceza verme anlayışının ortadan kalkmakta olduğunu anlatarak, bu vizyonu yakalama noktasında atılacak çok adım olduğunu belirtti.
“İlk kez devlet düzeyinde kapsamlı bir rapor hazırlandı”
- Soru: Sizin, Prof. Dr. Mehmet Çakıcı ve Uzman Klinik Psikolog Simge Ünal ile hazırladığınız “Kuzey Kıbrıs Uyuşturucu Raporu 2019” hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
- Karaokçu: Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu olarak tüm çalışmalarımızı bilimsel olarak kanıta dayalı şekilde planlama konusunda devletin içerisinde en ciddi çalışan birimlerden biri olduğumuzu söyleyebilirim. Göreve geldikten sonra yaptığımız yaygınlığa ilişkin bilimsel araştırmalarımızı, olayın sosyolojik ve bilimsel boyutlarını da ele alarak genişlettik. Ama bizim en önemli hedeflerimizden biri sadece komisyonun değil, devletin tüm ilgili birimlerinin verilerinin yer alacağı bir rapor hazırlamaktı.
“Kuzey Kıbrıs Uyuşturucu Raporu 2019” bu anlamda ilk kez devlet düzeyinde kapsamlı bir rapor özelliğini taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Kuzey Kıbrıs’ta sigara, alkol ve diğer psikoaktif maddelerle ilgili geçmiş yılların verilerinden faydalanarak günümüzde psikoaktif madde kullanımının yaygınlığını ve risk faktörlerini farklı açılardan değerlendirmek ve geçmiş yıllar arasında kıyaslama yaparak KKTC’de madde kullanımının boyutunu ortaya koymaktır.
“Kuzey Kıbrıs Uyuşturucu Raporu 2019”, KKTC’de sigara, alkol ve diğer psikoaktif madde deneme ve kullanımının geçmiş yıllara göre aynı hızda olmamakla birlikte giderek artmakta olduğunu gösterdi. Aynı zamanda raporumuzun kapsamında olan internet ve kumar bağımlılığı konusunda da alarm zillerinin çaldığı ortaya çıktı.
“En fazla uyuşturucu ithali Ercan Havalimanı’ndan”
“KKTC’ye en fazla uyuşturucu ithali Ercan Havalimanı’ndan olmakla beraber, kara kapıları ve sınırlardaki zayıf noktalardan da Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye uyuşturucu akışı olmaktadır”
- Soru: Kıbrıs’ın kuzeyi uyuşturucu trafiğinin neresinde?
- Karaokçu: KKTC ismi son yıllarda uluslararası uyuşturucu trafiği rotası üzerinde bulunması nedeniyle sıklıkla gündeme geliyor çünkü “Altın Hilal” adıyla bilinen Afganistan, Pakistan ve İran’ dan Avrupa’ya doğru giden madde taşımacılığı rotası üzerindeyiz. “Balkan yolu” adı verilen ve Türkiye’den başlayıp Balkan ülkeleri üzerinden geçen bu yolun Güney ayağı da Kıbrıs’a kadar uzanıyor. Türkiyeli ve Kıbrıslı kaçakçıların bu yolu kullandıkları biliniyor.
Kıbrıs adası bazı dönemlerde yoğun, bazı dönemlerde ise daha zayıf şekilde uluslararası uyuşturucu ticaretinin geçiş noktası olmuştur. Dönem dönem Avrupa’nın bazı ülkelerinden kanundan kaçan uluslararası boyuttaki uyuşturucu kaçakçılarının Kıbrıs’a sığınmaya çalışmasının Europol ve Interpol’un dikkatlerini buraya çektiği, zaman zaman da gerek KKTC, gerekse Rum Yönetimi polisi ile işbirliğinde operasyonlar düzenlendiği bilinmektedir.
Son yıllarda uyuşturucu madde faaliyetleri kapsamında işlenen suçlarda ciddi bir artış var. KKTC’ye en fazla uyuşturucu ithali Ercan Havalimanı’ndan olmakla beraber, kara kapıları ve sınırlardaki zayıf noktalardan da Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye uyuşturucu akışı olmaktadır.
- Soru: Uyuşturucu kullanımı konusunda dünyaya kıyasla ne noktadayız?
- Karaokçu: Dünya Bankası verilerine göre, sigara içme yaygınlığı Doğu Asya ve Pasifik’te %34, Avrupa ve Orta Asya’da %35, Latin Amerika ve Karayipler’de %32, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da %21, Güney Asya’da %20 ve Sahra altı Afrika’sında %18’dir. KKTC’de yetişkin nüfus ile yapılan ev çalışmasında sigara içme yaygınlığı %60.9, alkol %63.5 ve herhangi psikoaktif madde kullanma yaygınlığı %14.9 oranında bulundu. Kuzey Kıbrıs’taki sigara kullanımının yaygınlığı hem dünya ortalamasından, hem de bulunduğu bölge itibarıyla Avrupa ortalamasından yüksek.
Psikoaktif madde kullanımı oranlarının Avrupa ve ABD’ye göre daha düşük olduğu belirlenmekle birlikte, yasa dışı madde kullanımında artış olduğu daha önceki çalışmalarda da ortaya konmuştu. KKTC’de yasadışı madde kullanım oranı, %4 olan Kamboçya, %6 olan Çin, %0.5 olan Hong Kong, %2.5 olan Endonezya, %0.1 olan Makao, %2.1 olan Malezya, %0.9 olan Myanmar, %2.1 olan Filipinler ve %0.2 olan Vietnam’dan daha yüksek, %9.6 olan Mısır ve %10.3 olan Amerika’daki kullanım oranlarına yakındır.
“Madde kullanımı daha çok ergenlik döneminde başlıyor”
- Soru: Madde kullanımının nedenleri nedir ve ne zaman başlanıyor?
- Karaokçu: Yapılan çalışmalar uyuşturucu madde kullanımının farklı sebeplerle ilişkili olduğunu gösteriyor. Genç bireylerde madde kullanımı yönelmelerinde ebeveyn ile yaşanılan yetersiz ve sorunlu ilişkilerin etkisi olduğu ortaya konuluyor. Madde kullanımının daha çok ergenlik döneminde başladığını ve bu dönemde madde ile tanışan gençlerin ilerleyen dönemlerde bağımlılık geliştirdikleri görülüyor. Madde bağımlılığı risk faktörleri arasında bireyin çalışıp çalışmadığı veya herhangi bir mesleğinin olmayışı da var.
“İlk, orta ve lise öğrencileri arasında psikoaktif madde kullanım yatay seyrediyor”
“Öğrencilerin psikoaktif madde deneme nedenlerinin en çok eğlenmek ve merak olduğu ortaya çıkıyor ve çoğunlukla psikoaktif madde kullanımına 11 ve daha küçük yaşta başladıkları görülüyor”
- Soru: Yasadışı madde kullanımı konusunda, cinsiyet, yaş, eğitim ve madde türü konusuna dağılım nasıl?
- Karaokçu: KKTC’de genç yetişkinler arasında esrar, sentetik kannabinoid, ecstasy, kokain gibi maddelerin daha yaygın olarak kullanılıyor. Son yıllarda karışık madde kullanımında da, yapılan araştırmalarda en sık kullanılan maddelerin esrar, sentetik kannabinoid, ecstasy, kodeinli şurup ve yatıştırıcı-sakinleştirici ilaç kullanımının olduğu belirlendi. Özellikle sentetik kannabinoid kullanımının son yıllarda giderek KKTC genelinde yayılması dikkat çekicidir.
“Kuzey Kıbrıs’ta ilk, orta ve lise öğrencileri arasında psikoaktif madde kullanım sıklığı geçtiğimiz yıllarda yükselen bir trend sergilerken, son yıllarda yatay seyrediyor”
Öğrencilerin psikoaktif madde deneme nedenlerinin en çok eğlenmek ve merak olduğu ortaya çıkıyor ve çoğunlukla psikoaktif madde kullanımına 11 ve daha küçük yaşta başladıkları görülüyor. Ayrıca, erkek öğrencilerin madde deneme oranı kız öğrencilere göre daha yüksek. Ancak Kuzey Kıbrıs’ta ilk, orta ve lise öğrencileri arasında psikoaktif madde kullanım sıklığı geçtiğimiz yıllarda yükselen bir trend sergilerken, son yıllarda yatay seyrediyor.
“Esas tehlike üniversite seviyesinde”
“Çok zor durumda olan yabancı öğrenciler olduğu gibi, üniversitelerde uyuşturucu satan çetelerin olduğu da gözden kaçırılmamalı”
Ancak esas tehlike üniversite seviyesinde dikkat çekiyor. Özellikle yabancı öğrencilerin yoğunlukta olduğu bu alanda denetim ve takiplerin sıkı yapılması çok önemli. Çok zor durumda olan yabancı öğrenciler olduğu gibi, üniversitelerde uyuşturucu satan çetelerin olduğu da gözden kaçırılmamalı. Son zamanlarda yatıştırıcı ve sakinleştirici ilaçların kullanımında da ciddi bir artış olduğu görülüyor, bu da yükselen bir tehlike olarak karşımızdadır.
“Çocuklarımıza Sevgi Aşılıyoruz”
- Soru: Riskli gruplar ve bölgeler tespit ettiğiniz, riskli bölgelerde yaşayan ya da Kıbrıs’a göç eden ailelerin çocuklarına yönelik bazı çalışmalar yaptığınız biliniyor. Bunun içeriği hakkında da bilgi verir misiniz?
- Karaokçu: Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de göç gittikçe artan bir sorun haline geliyor. Ekonomik ve sosyal olarak dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlarımıza dini, dili, ırkı, mezhebine bakmaksızın el uzatmak, gerek çalışma izinli, gerekse burada vatandaş olmuş aileler ve onların çocuklarının kişisel ve sosyal gelişimlerine destek vermek komisyonumuzun ana ilkeleri arasında yer almaktadır o nedenle özellikle Lefkoşa Surlariçi ve Gazimağusa Maraş bölgelerinde yaşayan ailelerin ve çocuklarının gelişimine yönelik bir çok eğitim çalışması yaptık.
Yalnız uyuşturucu değil, fuhuş ve sınır kaçakçılarının da yoğunlaştığı bu bölgelerde yaşayan ailelerin çocukları zamanlarının çoğunu sokakta geçirmeleri nedeniyle ciddi risk altında bulunmaktadır. Her türlü istismara açık olan bu çocukların örgün veya mesleki eğitime yönlendirilmesi, eğer varsa madde bağımlılığı tedavilerinin yapılması, barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitimle ilgili tüm ihtiyaçlarının karşılanması ve topluma yeniden kazandırılması için Ocak 2018’den beri “Çocuklarımıza Sevgi Aşılıyoruz” Projesi’ni hayata geçirdik. Bir çok çocuk ve ailenin yaşamına dokunduk. Son olarak da Lefkoşa Surlariçi’nde bulunan Ayluga Kilisesi’ni Hasder’le işbirliğinde İMECE Çocuk Merkezi haline getirdik. Bilimsel danışmanlığını Prof Dr. Mehmet Çağlar’ın yürüttüğü proje çerçevesinde, Atatürk İlkokulu yönetimi ile işbirliğinde belirlenen üçüncü sınıflardan 20 çocuğa merkezimizde destek vermeye başladık. Bu çocuklarımız ilkokul bitene kadar İMECE Çocuk Merkezi’nin desteği altında olacak. Bir çok gönüllü öğretmenle yürüttüğümüz bu proje bölgede büyük takdir topladı. Projemizle sadece çocuklara değil ailelerin gelişimlerine de katkı sağlayacak planlamalar yapılmış ve hayata geçirilmeye başlanmıştır. Biz bu çocukları ve aileleri kazanırsak toplumumuzun kazanacağı inancındayız. İmkanlarımız ölçüsünde her türlü desteği vermeye de devam edeceğiz.
“Dünyada madde bağımlılarına ceza verme anlayışı ortadan kalkıyor”
- Soru: Tedavi ve destek konusunda durum nasıl? AMATEM’in temeli atılmıştı, ne zaman tamamlanacak?
- Karaokçu: Madde bağımlılığının geldiği nokta ve buna bağlı olarak yaşanan ölümlerin giderilmesi Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun göreve başladığı günden bu yana en önemli gündem maddelerinden biridir. Komisyon, daha fazla çocuğumuzu ve gencimizi kaybetmeme adına, en büyük ihtiyaç olan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’nin (AMATEM) eksikliğinin giderilmesi konusunda ciddi mücadele verdi ve hükümetler üzerinde baskı unsuru olmaya gayret gösterdi. Sağlık Bakanlığı tarafından temelleri atılan ve birinci etabı tamamlanan AMATEM binasının tamamlanmasına ilişkin ikinci ihaleye bakanlık tarafından bugünlerde çıkılmasını bekliyoruz.
Eylül 2019’dan beri de Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi ile Sağlık Bakanlığı arasında hasta sevkini öngören bir protokol imzalandı ve protokolde belirlenen kontenjan çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Kurulu tarafından Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi’ne sevk edilen madde bağımlısı kişiler burada tedavi ve rehabilitasyon hizmeti almaya başladı. Bu adımı madde bağımlıların tedavi ve rehabilitasyonu yönünde en doğru bir adım olarak değerlendiriyoruz. Komisyona başvuran ve tedavi konusunda Pembe Köşk’e sevk edilen bir çok çocuk ve gencimizin çok iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak dünyada madde kullananın bir akıl hastası olarak görüldüğü ve madde bağımlılarına ceza verme anlayışının ortadan kalkmakta olduğu bir dönemde bu çağdaş vizyonu yakalamada daha atılacak çok adım var.
“Yaşama tutunma olanağı kalmayanlar tekrar aynı suçu işleme riski ile karşı karşıya”
- Soru: Toplumda madde bağımlısı ve kullanıcılarına karşı ön yargı var ve madde kullanımı suçundan hüküm almış bireyler ceza yükümlülüklerini tamamladıktan sonra, büyük oranda toplumdan dışlanıyor. Bu kişilerin topluma kazandırılması için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
- Karaokçu: Yaşama tutunma olanakları kalmayan bu bireyler tekrar aynı suçu işleme riski ile karşı karşıya kalıyor. Cezalandırmanın da amacının bireylerin yeniden topluma kazandırılmak olduğu gerçeğinden yola çıkarak, madde bağımlılığı suçundan hüküm giymiş bireylerin topluma yeniden kazandırılması konusunda, gerek cezasını çektiği dönemde gerekse cezasını tamamladıktan sonra karşı karşıya kaldığı risklerin azaltılması için bir çalışma yürütülmesi şarttır. Bu çerçevede Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu ve Merkezi Cezaevi Müdürlüğü işbirliğinde “Uyuşturucu Suçundan Dolayı Cezaevinde Bulunan Bireylerin Topluma Yeniden Kazandırılması Hizmet Modeli Projesi” hayata geçirildi. Aile dinamikleri bireyin madde kullanmaya başlamasında önemli bir risk faktörü olmakla birlikte, tedavinin başarılı olmasında da önemli bir etkendir. Bağımlı bireylerin tahliye edildikten sonra yaşadığı, çevrede etiketlenme ve buna bağlı olarak dışlanma, iş bulamama gibi durumlara maruz kalma ve bağımlılık yapıcı maddeleri tekrar kullanma, suça itilme, evden ve okuldan kaçma, cinsel yönden istismar edilme gibi riskler göz önüne alındığında, onları bekleyen tehlikelerin büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. Bu noktadan hareketle, tahliye sonrasında madde bağımlılığı tedavilerinin yanı sıra, aile ile ilişkilerin yeniden kurulması, topluma uyum sağlaması, tekrar üretken bir hale gelebilmesi, eğer varsa acil olan barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitimle ilgili tüm ihtiyaçlarının karşılanması ve topluma yeniden kazandırılması bu projenin temel gerekçesidir.
“Denetimli serbestlik sürecini başarıyla tamamlayanlara sicilleri temiz olarak yaşama sarılma şansı veriliyor”
- Soru: Denetimli serbestlik konusu da tartışmalı bir konu. Bazı kesimler bunun bağımlı kişinin topluma kazandırılması için bir şans olduğunu düşünürken, bazı kesimler bu uygulamaya karşı. Şu ana kadar bu haktan yararlananların ne kadarı bunu iyi kullanabildi?
- Karaokçu: Dünyada artık uyuşturucu kullandığı veya bağımlı olduğu için cezaevine atma anlayışı tamamen ortadan kalktı. Biz yıllarca böyle yaptık ve bir tek gencimizi bile yeniden topluma kazandıramadık. Bu nedenle “Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasası”nın hayata geçirilmesi için büyük uğraş verdik ve söz konusu yasa Mart 2016’da oybirliğiyle onaylanarak yürürlüğe girdi. Çağdaş infaz anlayışı açısından oldukça önemli olan bu yasayla tasarrufunda küçük miktarda madde bulundurmaktan yakalanan kişilere, tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi, cezaevi yerine tedavi seçeneği sunuluyor. Yasada zorunlu tedavi yükümlülüğü getirilmiş olması nedeniyle, en büyük sıkıntı olan bağımlı bireylerin tedaviye karşı direncinin kırılmasına katkı sağlanıyor ve en önemlisi denetimli serbestlik sürecini başarıyla tamamlayan kişilere, ceza uygulanmayarak sicilleri temiz olarak yeniden yaşama sarılma şansı veriliyor. Bu şekilde, yakalayıp cezaevine gönderilen ve daha sonra da toplum dışına itilen bireylerin uyuşturucu satışlarında kullanılmasının önüne de ciddi oranda geçilebiliyor. 31 Aralık 2019 tarihine kadar Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlanan toplam kişi sayısı 391’dir. Bunların 195’i süreci başarı ile tamamladı ve sicilleri temiz olarak hayatlarına geri dönme şansını elde etti. Sadece 26 kişi denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal ettikleri için hapis cezası aldı, diğerlerinin denetimli serbestlik süreci devam ediyor.
“Madde kullanıcısı ve bağımlısı uyuşturucu sorununun en zayıf halkasıdır”
- Soru: 2016 yılında Devlet Laboratuvarı’nda çıkan yangının ardından kanda ve idrarda uyuşturucu testlerinin tahlillerinin yapılamadığı ve bu yüzden denetimli serbestlik sürecinin amacına hizmet etmediği düşüncesi de var...
- Karaokçu: KKTC Sağlık Bakanlığı’na bağlı Devlet Laboratuvarı’nda uyuşturucu maddelerin analizleri yapılabiliyor ancak maalesef yangından sonra idrar ve kanda genel uyuşturucu taraması yapılamadı. Önümüzdeki günlerde Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kurulan yeni ve gelişmiş cihazla kanda ve idrarda psikoaktif madde taraması başlayacak. Ancak ülkemizdeki uyuşturucu sorununu denetimli serbestlikten yararlan bireylere kan ve idrar tahlillerine bağlamak ve sürekli olarak bunu gündeme getirmek oldukça yanlış bir yaklaşımdır. Madde kullanıcısı ve bağımlısı çocuklar uyuşturucu sorununun en zayıf halkasıdır. Toplum olarak odaklanmamız gereken konu ülkeye uyuşturucu girişini ve arzını en aza indirmek, eş zamanlı olarak çocuklarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi ve tüm toplumu bağımlılıklar konusunda bilinçlendirmektir. Komisyon olarak bizim vizyonumuz bu yöndedir. Denetimli serbestlikten yararlanan kişilerin büyük çoğunluğunun bu süreci ne kadar iyi değerlendirdikleri ve başarıyla tamamladıkları rakamlarla ortaya konmuştur.
ALO 1191 Bağımlılık Danışma ve Destek Hattı Merkezi...
- Soru: Uyuşturucu kullananların topluma kazandırılması çalışmaları yaparken, uyuşturucu kullanımını önleme konusunda ne gibi çalışmalarınız var ?
- Karaokçu: Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu bağımlılıklarla mücadelenin en önemli ayaklarından olan talep azaltımı ve önleme çalışmaları konusunda da ciddi adımlar attı. Yaygın ve örgün eğitimde bir çok proje hayata geçirdik.
Önleme çalışmaları açısından bugüne kadar atılmış en güçlü adımlardan bir tanesinin ALO 1191 Bağımlılık Danışma ve Destek Hattı Merkezi olduğunu söyleyebilirim. Birinci yılını dolduran hattımıza danışan ve destek isteyen kişi sayısında her geçen gün ciddi artış oluyor. Bunun en büyük sebebi halkımızın, misyonu ve vizyonu gereği etik değerler çerçevesinde 24 saat kesintisiz hizmet veren ALO 1191 Bağımlılık Danışma ve Destek Hattı Merkezi’ne olan güvenin kısa sürede sağlanmasıdır. 26 Haziran 2019 - 29 Haziran 2020 tarihleri arasında ALO 1191’e 793 çağrı geldi. Bu çağrıların 732’si kayıtlı çağrı, 61’i ise gizli çağrı dediğimiz yani çaldırıp kapatmadır. Pek çok amaçla bu hatta yardım talebi geliyor, bunlar genel bilgi alma, tedavi desteği, danışmanlık, maddeler ve bağımlılık hakkında bilgi, madde kullanım nedeniyle yaşanan krizler, şiddet, intihar düşüncesi ve öfke kontrolü gibi acil durumlar, yoksunluk soruları, Denetimli Serbestlik Yasası ile ilgili bilgi ve destek, yeniden maddeye dönüş, önlemeyle ilgili yapılacaklar konusunda olabiliyor. Bu çağrılar çerçevesinde yaklaşık 150 kişi komisyon bünyesinde oluşturulan Psiko-Sosyal Destek Programı kapsamına alındı. Programa katılan madde bağımlıları ve ailelerine düzenli olarak psiko-sosyal destek veriliyor. Esas sevindirici nokta, destek programına alınan birey ve ailelerinin tümünün düzenli şekilde destek almayı sürdürmeleridir.
Trafikte Uyuşturucu Testlerinin Yapılmasını Öngören Yasa Değişikliği...
- Soru: Yol Güvenliği Yasası’nda trafikte uyuşturucu testlerinin yapılmasını öngören değişiklik ne durumdadır?
- Karaokçu: Trafikte alkol yanında, madde kullanımına bağlı ölümlü kazaların da olması, toplumda en büyük endişe kaynakları arasındadır. Yol Güvenliği Yasası altında Trafikte Uyuşturucu Testlerinin Yapılmasını Öngören Yasa Değişikliği tasarısı hazırlanmıştır. Tasarı ile uyuşturucu kullanımının önüne geçmek, uyuşturucu madde tesiri altında araç kullanmayı önlemek ve yol güvenliğini maksimum düzeyde sağlamak amaçlanıyor. Yasa, Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı ve meclise sevk edildi, ivediliği alındı, bekliyoruz.
“Ulusal devlet politikası geliştirilmesi uyuşturucuyla mücadelede çok önemli”
- Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
- Karaokçu: Dünyada olduğu gibi KKTC’de de uyuşturucuyla etkin bir mücadele için yasal düzenlemelerin, denetimlerin ve toplumsal birlikteliğin önemi tartışılamazdır. Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu bünyesinde başlatılan ulusal devlet politikası geliştirilmesi çalışmalarının ileriye taşınması uyuşturucu ile mücadelede büyük önem arz ediyor.