Uyuşturucu ile mücadelede önemli adımlar
“Uyuşturucu konusunda bilinçlendirme eğitimi Eylül ayında ilkokul, ortaokul ve lise müfredatlarına girecek”
Başbakanlık bünyesinde oluşturulan Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu'ndan önemli adımlar: Uyuşturucu bilinçlendirme eğitimi okulların müfredatına giriyor, çocuk ve genç suçluları cezaevi yerine rehabilite edecek yasa hazırlanıyor
Ödül Aşık ÜLKER
Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, uyuşturucu sorunuyla mücadelede başarının tüm katmanlarla işbirliğinden geçtiğine vurgu yaparak, “Komisyonumuz, toplumumuzun huzurunu kaçıran sigara ve alkol yanında gayrı yasal uyuşturucularla ve gençlerimiz için risk faktörü oluşturan tüm unsurlarla mücadeleye kararlıdır” dedi.
Uyuşturucuyla mücadelede eğitimin öneminin altını çizen Karaokçu, 75 saatlik eğitim programının Nisan ayında tamamlanmasının hedeflendiğini ve uyuşturucu konusunda bilinçlendirme eğitiminin Eylül ayında ilkokul, ortaokul ve lise müfredatlarına gireceğini belirtti.
Uyuşturucu, Sigara ve Alkolle Mücadele Derneği eski başkanı Karaokçu, “Bu komisyon devleti harekete geçirdi, birimler arası işbirliğini tetikledi” diyerek, İlçe Emniyet Kurulları ile yapılan toplantılar çerçevesinde özellikle okul çevrelerindeki internet kafe, bet ofisi, büfe, market gibi alanlarda gündüz saatlerinde sigara, alkol ve bali denetimi, eğlence mekanları ve gençler için risk oluşturabilecek alanlarda da gece denetimleri yapılmaya başlandığını anlattı.
Komisyonun yaptığı çalışmalar hakkında detaylı bilgi veren Karaokçu, az miktarda uyuşturucu ile yakalanan gençlerin mevcut sistemde hem deşifre edildiğine, hem de cezaevine gönderildiğine dikkat çekerek, suçları sicillerine işlenen gençlerin cezaevinden çıktıktan sonra toplum dışına itildiklerine vurgu yaptı. Karaokçu, “Bu kısır döngü, hem çocuklara, hem ailelere travmalar yaşatıyor, toplumu da olumsuz etkiliyor. Mevcut sistemde bu çocuklar toplum dışına itiliyor, bu da uyuşturucu tacirlerinin tam da istediği şeydir. İtilen her çocuk, onlara daha yakın olur” diye konuştu.
Küçük miktarlarda uyuşturucu maddeden yakalanan çocuk ve genç suçluların cezaevine değil, tedavi ve rehabilitasyona yöneltilip topluma yeniden kazandırılmasını öngören Denetimli Serbestlik Yasası üzerinde çalıştıklarını da anlatan Hasan Karaokçu, Türkiye’de denetimli serbestlikten yararlananlardan son bir yıl içinde suç işleyenlerin oranının %1 olduğunu vurguladı.
Kuzey Kıbrıs’ın hem kara, hem de deniz sınırlarında “karanlık noktalar” olduğunu ve polisin mevcut kapasitesi ve yasal altyapısıyla tüm sınırları kontrol etme şansı olmadığını da söyleyen Karaokçu, komisyonun bu konuda da yasal düzenleme çalışmaları yaptığını belirtti.
Karaokçu, bağımlıların tedavi ve rehabilitasyonu için gerekli merkezlerin açılması konusunda 2015 yılı içerisinde adımlar atılmasına ilişkin çalışmalarının da ilgili kurumlarla devam ettiğini de kaydetti.
• Soru:Kuzey Kıbrıs uyuşturucu trafiğinin neresindesiniz?
• Karaokçu: Bizi tehdit eden uyuşturucu trafiği iki yönlü çalışmaktadır. Şu anda en büyük sıkıntı Bonzai olarak bilinen sentetik kannobinoid’dir ve bu madde büyük oranda Güney Kıbrıs’tan girmektedir. Güney Kıbrıs, bizden bir sene önce Bonzai’yi yasa kapsamına aldı. Ancak elimizdeki veriler bonzai girişinin yoğun bir şekilde devam ettiğini gösteriyor. Kuzey’de bu ticaretle uğraşan bazı kişilerin Güney bağlantılı kişilerle işbirliği yaptığı, Bonzai’nin Güney’de paketlenip buraya getirildiğine dair ciddi iddalar vardır. Ben bunlarda doğruluk payı olduğuna inanıyorum. Diğer uyuşturucu türleri, kokain, LCD gibi maddeler de Güney’den gelebilmektedir. Ama bonzaiden sonra kullanımında düşüş olduğu söylenen esrar, extacy ve eroin türü uyuşturucuların Türkiye kaynaklı olarak ülkemize girdiğine inanıyorum. Esas sıkıntı polisin mevcut kapasitesi ve yasal altyapısıyla tüm sınırları kontrol etme şansı olmamasıdır. Hem kara hem de deniz sınırlarımızda karanlık noktalar vardır. Bu konuda bazı yasal düzenleme çalışmaları yapmaktayız.
Kurumsallaşma...
• Soru: Göreve geldiğinizde nasıl bir uyuşturucu ile mücadele politikası buldunuz, böyle bir politika var mıydı?
• Karaokçu: Maalesef yoktu. Sayın Başbakan beni bu göreve uygun gördüklerini söylediği zaman kendisine teşekkürlerimi ilettim ve bugüne kadar bu yönde atılan adımların hep fiyasko ile sonuçlandığını ya da yarım kaldığını, niyetleri ciddiyse elimden geleni yapmaya hazır olduğumu söyledim. Sayın Başbakan da bana konuyla ilgili ciddiyetlerini anlattı. Sayın Başbakan’a bu konuda kurumsal yapının kurulmasının önemli olduğunu da belirtmiştim. Komisyonumuz, uyuşturucuyla mücadele konusunun bir devlet politikası haline getirilmesi ve bu alanda sürdürülebilir bir yapının oluşturulabilmesi için kurumsallaşmayı da ana hedeflerinden bir tanesi olarak belirledi. Gelen önerileri de dikkate alarak, kurumsallaşma çalışmasını tamamlayarak, ilgili birimlerle işbirliği halinde teşkilat yasasını en kısa sürede hazırlamayı hedefliyoruz.
Bunun yanında yapılan tüm çalışmaların değerlendirilip KKTC’nin uyuşturucuyla mücadeledeki stratejisini belirlemek amacıyla Mart ayında geniş katılımlı bir çalıştay düzenleme kararı da aldık. Başbakan Sayın Özkan Yorgancıoğlu’nun onay verdiği çalıştayın verimli geçmesi ve en iyi şekilde sonuç alınması için gerekli çalışmalar başlatıldı. Detayları daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız.
• Soru: Uyuşturucuyla mücadele denince akla gelen isimlerdensiniz. Yıllardır bu konuyla ilgileniyorsunuz. Eleştirdiğiniz ve eksik olduğunu söylediğiniz pek çok konu vardı ve şimdi yetkili pozisyondasınız. 3 aydır görevdesiniz, bu süreçte neler yapıldı?
• Karaokçu: Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu, çok ciddi bir noktaya ulaşan uyuşturucu sorunuyla mücadelede başarının tüm katmanlarla işbirliğinden geçtiğinin bilincindedir ve bu çerçevede, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen üyeler dışında; bu çalışmalarımıza katkı koyacağını düşündüğümüz, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği; Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği; Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı, YÖDAK, Medya Etik Kurulu, Yayın Yüksek Kurulu, Basın Konseyi, Gazeteciler Birliği ve Gazeteciler Cemiyeti ve gönüllü katılımcıları bünyesine katmıştır. Komisyonumuza olan güven ve destek vermek isteyen kişi ve örgüt sayısının her geçen gün artması, çalışmalarımızda bize ciddi bir motivasyon sağlamaktadır.
Komisyonumuz ilk toplantısında kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini belirleyerek çalışmalarına başlamıştır.Öncelikle yasal alt yapıdaki eksikliklerin süratle giderilmesi için Yasa Çalışmaları Komitesi, tedavi ve rehabilitasyon merkezi, danışmanlık merkezi ve eğitim ve önleme çalışmaları konusunda ise Bilimsel Çalışma ve Eğitim Komitesi oluşturulmuştur.
Bilimsel Çalışma ve Eğitim Komitemiz “Talep Azaltımı, Önleme, Tedavi ve Rehabilitasyon” başlıklarıyla çalışmalarını yürütmektedir.
“Bilinçlendirme eğitimi Eylül ayında müfredatta”
• Soru: Uyuşturucu konusunun müfredata girmesi gerektiğini de her zaman vurguladınız. Bu konuda nasıl bir çalışma yapılıyor?
• Karaokçu: Bilimsel Çalışma ve Eğitim Komitesi altında Eğitim Bakanlığı’yla birlikte Eğitim Programı Çalışma Grubu oluşturuldu. Bu grup 75 saatlik bir eğitim programı hazırlanmasına yönelik bir çalışma başlattı. Eğitim Programı’nın Nisan ayında tamamlanması hedefleniyor. Sonrasında tüm rehber öğretmenler ve gönülü öğretmenler eğitilecek ve uyuşturucu konusunda bilinçlendirme eğitimi Eylül ayında ilokul, ortaokul ve lise müfredatlarına girecek.
Gençler, aileler ve topluma yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları da yapılıyor. Komisyonumuz eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları çerçevesinde Kamu-Sen’in Lefkoşa ve Gazimağusa’da düzenlediği “Alkol ve Madde Bağımlılığının Ev İçi Şiddete Etkileri” seminerlerinde yer almış ayrıca, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi’nde ailelere yönelik; UBP Girne Milletvekili sayın İzlem Gürçağ’ın organize ettiği etkinlikle Girne Kültür Merkezi’nde; Turunçlu Türk Çiftçiler Birliği Spor Kulübü’nün organizasyonu ile Turunçlu’da ve KKTC Alevi Kültür Merkezi ile işbirliği halinde Gönyeli Belediyesi Konferans Salonu’nda ailelerimizin ve gençlerimizin bilinçlendirilmesine ilişkin olarak “Madde Bağımlığı” Konferansları verildi. Bu konferans ve seminerler aracılığıyla yaklaşık 600 kişiye ulaşıldı. Bunun dışında çeşitli radyo ve televizyon programlarına katılarak komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilemeye çalışıyoruz.
Ayrıca özellikle bağımlılık sorunu yaşayan aile ve gençlere destek olma konusunda komisyonumuzla, özverili bir şekilde çok ciddi bir işbirliği yürüten Ruh Sağlığını Koruma ve Ruh Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Dr. İbrahim Alçıner, ailelere yönelik rehber kitap hazırlanma konusunu da üstlendi.
• Soru: Uyuşturucu konusunda elinizde sağlıklı veriler var mı?
• Karaokçu: Komisyonun ilk toplantılarında, sağlıklı ve sürdürülebilir adımların atılması için öncelikle bugüne kadar yapılan tüm çalışmalarla ilgili bir rapor hazılanması gerektiğine karar verdik. Çünkü veri tabanı konusunda ciddi sıkıntılar var. Bu görevi üstlenen komite üyesi Prof. Dr. Biran Mertan, tüm kaynak taramalarını yaptı ve şu ana kadar bu alanda yapılmış tüm bilimsel çalışmaları bir araya topladı. Polis, mahkeme, cezaevi, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sosyal Hizmetler Dairesi, Çalışma Dairesi, Devlet Laboratuvarları verilerini de kapsayacak ve bugüne kadar devlet düzeyinde yapılmış en geniş kapsamlı çalışma haline gelecek olan raporun yakın zamanda tamamlanması hedeflenmektedir. Bu rapor mevcut durumu, bugüne kadar yapılanları ve eksiklikleri önümüze koyacak.
“(Türkiye’de) denetimli serbestlikten yararlananlarda suç işleme oranı %1”
• Soru: Polis teşkilatının altyapı olarak güçlendirilmesi ve yasal bazı düzenlemeler gerektiğini de dile getiriyorsunuz. Az miktarda bir uyuşturucu ile yakalanan bir kişinin hapse atılmaması gerektiğini de söylüyorsunuz. Bu konuda çalışmalar var mı?
• Karaokçu: Şu anda mevcut yasalara göre bu ülkede madde kullanmak suçtur. Polisin de görevi yakalamaktır, yargı da yasaya göre söz konusu kişileri mahkum etmektedir. Şu anda en büyük sorun yarım gram, bir gram ile yakalanan çocukları hem deşifre ediyoruz, hem de cezaevine gönderiyoruz. Bu kişiler cezaevinde rehabilite olamıyor. Dışarı çıktıkları zaman da konu sicillerine işlediği için tamamen toplum dışına itiliyorlar. Bu kısır döngü, hem çocuklara, hem ailelere travmalar yaşatıyor, toplumu da olumsuz etkiliyor. Mevcut sistemde bu çocuklar toplum dışına itiliyor, bu da uyuşturucu tacirlerinin tam da istediği şeydir. İtilen her çocuk, onlara daha yakın olur.
Küçük miktarlarda uyuşturucu maddeden yakalanan çocuk ve genç suçluların cezaevine değil tedavi ve rehabilitasyona yöneltilip topluma yeniden kazandırılmasını öngören Denetimli Serbestlik Yasası üzerinde ciddi bir çalışma yapıyoruz. AB’de ve Türkiye’de bu yasa uygulanmaktadır. Ankara’da yapılan Uyuşturucu Şurası’nda verilen bilgiye göre, denetimli serbestlikten yararlananlardan son bir yıl içinde suç işleyenlerin oranı %1. bu çok önemli bir orandır. Yani devlet bir şans veriyor, %99’u kazanıyor. Denetimli Serbestlik Yasası çok gereklidir. Bu çocukları uyuşturucu tacirlerinin kucağına atmamamız gerekiyor.
Bununla ilgili genç ve çocuk suçlulara yönelik olarak sicil affı veya mevcut Sicil Yasası’nda değişiklik de gündemimizdedir. Bağımlılıkla ilgili konuşursak, bir defa yakalanan, cezaevine gönderilen ve cezasını çeken bir çocuğun sicilindeki bu tür konular ilerleyen yıllarda hayata tutunmalarını zorlaştırmaktadır. Zanlı haklarını düzenleyen çağdaş bir sözleşme olan Minnesota Protokolü’nün de mecliste onaylanması önemli bir adım olacaktır.
Polisimizin alt yapı olarak güçlendirilmesine ilişkin olarak da Teknik Takip Yasası ve Organize Suçlar Yasası da gündemimizdedir. Bunun dışında konuyla ilgili olarak Polis Genel Müdürlüğü’nden gelen yeni talep üzerine “Muhbir veya Gizli Görevli kullanımı ve Ödüllendirme Yasası”, “Etkin Pişmanlık Yasası”, “Kontrollü Teslimat Yasası”, “Fasıl 154 Ceza Değişiklik Yasası” (Organize Suçlar ve Göçmen Kaçakçılığı ile ilgili)”
“Muhaceret Yasası’nda değişiklik”, tedavi ve rehabilitasyon konusunda daha çağdaş yaklaşımların sergilenmesini öngören çeşitli yasa tasarısı çalışmaları da komisyonumuzun gündemindedir.
“Bonzai birinci sıradaysa, bali de ikinci sırada”
• Soru: Yasalardaki uyuşturucu kapsamında olmayan bali de ciddi bir tehdit. Bunun da uyuşturucu kapsamına alınması için öneriniz var mı?
• Karaokçu: Bonzai olarak bilinen sentetik kannobinoid şu anda gençliğimizi tehdit eden maddeler arasında birinci sıradaysa, bali de ikinci sıradadır. Bu konuda çok şikayet var. ben 2002 yılında bali tehlikesini görmüş ve uyarıda bulunmuştum. Bali yasa kapmasında olmadığı için polisin bu konuda eli kolu bağlıdır. Türkiye bali konusundan çok çekti ve 2009 yılında bir yasa geçirdiler. Biz de o yasayı örnek alarak bali sorununun önlenmesine ilişkin olarak “Uçucu Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının Korunmasına Dair Yasa” hazırladık.
“Komisyon devleti harekete geçirdi”
• Soru: Son dönemde bölgelerde denetimlere de başlandı. Bu konuda bilgi verir misiniz?
• Karaokçu: Bu komisyon devleti harekete geçirdi, birimler arası işbirliğini tetikledi. Daha önce de belirttiğim gibi, komisyonumuz uyuşturucuyla mücadelede tüm birimlerin işbirliğine büyük önem veriyor ve bu çerçevede geçtiğimiz ay İlçe Emniyet Kurulları ile bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, sigara, alkol, internet kafe, eğlence mekanları, okul çevresi denetimleri ve yasal mevzuat değerlendirilmiştir. Toplantıya katılan tüm temsilciler, böylesi bir toplantının düzenlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, bunun düzenli şekilde devam etmesini talep etmişlerdir. Komisyonumuzun da hedefi bu yönde olduğu için tam bir görüş birliğine varılmıştır. Toplantı sonunda özellikle okul çevrelerindeki internet kafe, bet ofisi, büfe, market gibi alanlarda gündüz saatlerinde sigara, alkol ve bali denetimi, eğlence mekanları ve gençlerimiz için risk oluşturabilecek alanlara yönelik olarak gece denetimlerinin başlatılması ve düzenli hale getirilmesi yönünde karar üretilmiştir. Sigara ve alkol kullanımının yüksek olduğu yerlerde gayrı yasal maddelere geçiş oranının yüksek olduğu bilinmektedir. Ülkemizde de alkol ve sigara deneme oranı çok yüksektir. Hem ailelerden hem de sivil toplum örgülerinden özellikle internet kafelerde ve bet ofislerde sigara ve alkol kullanımı konusunda denetim yapılması konusunda ciddi talepler var.
Denetimler...
Bu çerçevede bazı toplantılar yapıldı. Girne Kaymakamı ve İlçe Emniyet Kurulu Başkanı sayın Mehmet Envergil, komisyonumuzla işbirliği halinde uyuşturucuyla mücadele gündemiyle bir toplantı düzenledi. 1 hafta sonra da bütün ilgili kurumların katılımıyla Girne’deki bet ofis, internet kafe, alkollü içki satan yerler, kahvehaneler ve gençlerimiz için risk oluşturan mekanlar ve bölgelerde sigara, alkol denetimleri yapılarak ilçe bazında da mücadelenin ilk adımları atılmıştır. Yapılan denetimlerde sigara yasağına uymayan, ayrıca izinsiz alkol satışı yapan internet kafe işletmecilerine gerekli cezalar kesilip uyarılar yapılmış, bir mekan ise sigara ve alkol yanında işletme izinlerinin de olmaması nedeniyle kapatılmıştır.
Gazimağusa Kaymakamlığı ile işbirliği halinde Gazimağusa’da da 4 saati aşkın bir denetim yapıldı. Yapılan denetimlerde sigara yasağına uymadığı tespit edilen internet kafe işletmecilerine yasal çerçevede cezalar kesilerek uyarıldı. Denetim yapılan internet kafelerin çoğunun sigara yasağına uymadığı gözlemlendi. Bet ofislerde yapılan denetimlerde gençlerin girişleri konusunda herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Maraş bölgesinde yapılan kontrollerde ise alınan bir ihbar üzerine bali kullanılan metruk bir binada incelemelerde bulunuldu. Bütün ilçelerde okul çevrelerinde düzenli hale getirilecek olan denetimler, gece eğlence mekanlarını da kapsayacak şekilde genişletildi. Denetimler devam edecek.
“Nargile denenmemeli bile”
• Soru: Nargile konusunda durum nedir?
• Karaokçu: Nargile bana göre çok ciddi bir risktir. Son dönemde ülkemizde yaygınlaşmaktadır. Bir nargile içiminde 50 sigaradan aldığınızdan daha fazla zehir alırsınız. Bu konuda da hem kapalı mekanlarda kullanılması, hem de çok küçük yaşlarda kullanılması konusunda ciddi şikayetler gelmektedir. Sigaradan çok daha tehlikelidir, üstelik tütün içine başka maddelerin katılma riski vardır. İki nefeste çocuğunuz madde bağımlısı olabilir. Denenmemelidir bile.
• Soru: Medyanın rolü de uyuşturucu mücadelede önemli. Bu konuda medya örgütleriyle bir mutabakat yaptınız. Mutabakatın kapsamını biraz açar mısınız?
• Karaokçu: Ülkemizde, uyuşturucuyla ilişkili suçlara itilen veya bir şekilde suça bulaşan gençlerimizin sayısında son yıllarda ciddi bir artış olduğunu dikkate alarak, medya örgütleri ile mutabakat yaptık. Çocuk ve genç yaşta uyuşturucu suçuna itilen veya madde bağımlılığı sorunu yaşayan bireylerle ilgili haberlerde “onları damgalayarak, dışlayarak, suçlayarak ötekileştirme ve toplum dışına itme yerine; suçları önleyici çabalara destek vermeye, suça itilen çocukları ve gençleri anlamayı ve tedavi ederek topluma kazandırmak” amacıyla medya örgütleri ile bir araya geldik. Tam bir görüş birliğine vararak “Uyuşturucu İle Mücadele Konusunda Medya Mutabakatı”’nı 29 Ocak’ta Başbakan Sayın Özkan Yorgancıoğlu ve tüm medya örgütlerinin katılımı ile imzaladık. Bu vesile ile tüm medya örgütlerine yeniden teşekkür etmek isterim.
Komisyonumuz gençlerimizin kötü alışkanlıklardan uzak durmasında sporun çok önemli bir etken olduğundan hareketle, önümüzdeki günlerde bu alanda çok önemli görev üstlenen Spor Yazarları Derneği ile de bir araya gelecek. Bu görüşmede işbirliğinin en üst düzeye çıkarılarak birlikte yapılabilecekler konusu ele alınacak. Bunun yanında madde bağımlılığıyla mücadelede kültür ve sanatın tüm boyutlarını içerecek bir proje geliştirilmesi üzerindeki çalışmalar devam ediyor.
“Barış, Ruh ve Sinir’de arındırma tedavisi başarıyla yapılıyor”
• Soru: Tedavi ve rehabilitasyonun önemi aşikar. Şu anda Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde uyuşturucu tedavisi verildiğini biliyoruz ancak bazı bağımlılar ve aileler bu konudan rahatsız. Tedavi ve rehabilitasyon konusunda bir girişiminiz olacak mı?
• Karaokçu: Öncelikle şunu söylemek isterim ki Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde detox yani arındırma tedavisi başarıyla yapılmaktadır. Şu anda Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki hastaların %34’ü tedavi gören bağımlılardır. Bu ciddi bir orandır. Bilimsel Çalışma ve Eğitim Komitesi, tedavi ve rehabilitasyon konusunda atılacak adımları da değerlendiriyor. Bu çerçevede üyelerimizin genel yaklaşımı Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yanında veya dışında tamamen ayrı bir Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM), ayrı bir bölgede de Rehabilitasyon Merkezi ve bugüne kadar ciddi şekilde eksikliği hissedilen Danışmanlık Merkezi oluşturulması yönündedir. Bu alanlarda 2015 yılı içerisinde adımlar atılmasına ilişkin çalışmalarımız ilgili kurumlarla devam etmektedir.
Üç ayda 20 başvuru...
• Soru: Üç aylık süreçte komisyona başvuru oldu mu?
• Karaokçu: Henüz bir Danışmanlık Merkezi’nin oluşturulmaması nedeniyle madde kullanımı sorunu yaşayan çocuk genç ve ergen bireyler ve aileleri komisyonumuza başvurarak yardım talebinde bulunuyor. Şu ana kadar komisyonumuza bireysel veya aile aracılığıyla yaklaşık 20 bağımlı için başvuru yapılmıştır. Bu bağımlı ve ailelere bire bir ulaşılmıştır. Lefkoşa, Güzelyurt, Mağusa, Girne ve İskele bölgelerinden başvuran bağımlı ve ailelere Sosyal Hizmetler Dairesi ve Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile işbirliği halinde tedavi ve psikolojik destek konusunda elden gelen yardım yapılmaktadır. Başvuranların önemli bölümünün tedaviye başlaması oldukça sevindiricidir.
• Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
• Karaokçu: Komisyonumuz, toplumumuzun huzurunu kaçıran sigara ve alkol yanında gayrı yasal uyuşturucularla ve gençlerimiz için risk faktörü oluşturan tüm unsurlarla mücadeleye kararlıdır. “Güçlerimizi birleştirerek bu mücadelede başarılı olabileceğimiz” ilkesinden hareketle, bu konuda her türlü bilgi ve ihbarı komisyonumuza yapmaları konusunda tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. Gelen her bilgi ve ihbarın, en üst düzeyde güvenlikli şekilde değerlendirileceğine dair hiç şüpheleri olmasın. 2283141 numaralı telefondan Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’na veya 0533 861 10 02 numaralı telefondan da direkt bana ulaşabilirler.
Büyük özveriyle çalışarak 3 ay gibi kısa bir sürede ciddi adımların atılmasına ve bu konuda vizyon oluşturulup birlikte mücadele edilmesine katkı sağlayan tüm komisyon üyelerimize ve gönüllü katılımcılarımıza da teşekkürü bir borç bilirim.