Uzaktan bakma, GÖNÜLLÜ OL
“OyaKamp’a katılan farklı gelişen bireylerin sadece arkadaş edinmeleri ve hoş vakit geçirebilecekleri sosyal aktivitelere katılmaları değil, esas olarak bağımsız yaşam becerileri kazanmaları ve başta gönüllüler olmak üzere çevre ile ilişki kurma motivasyo
Doç. Dr. Biran Mertan, farklı gelişen bireyler için Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez düzenlenecek olan OyaKamp Kıbrıs 2014’le ilgili bilgi verdi ve en büyük sıkıntının yeterli sayıda gönüllü bulamamış olmaları olduğunu söyledi
Ödül Aşık Ülker
Farklı gelişen bireyler için Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez bir kamp düzenleniyor, OyaKamp Kıbrıs 2014... 14-21 Eylül tarihlerinde Girne Onar Village’de yapılacak kampın hedefi farklı gelişen bireylerin, tatil ortamında, sosyal entegrasyonu ve bağımsız yaşama geçişlerini desteklemek.
Kamp, Doç. Dr. Biran Mertan, Uzman Psikolog Fatoş Özeylem, Sevgi Beyköylü ve Asaf Şenol’dan oluşan bir grup gönüllünün girişimi, Türkiye Otistikler Derneği’nin destek, katkı ve ortaklığı ile Vakıflar İdaresi sponsorluğunda yapılacak.
OyaKamp Kıbrıs 2014’le ilgili Face to Face’e konuşan Doç. Dr. Biran Mertan, kampa katılan farklı gelişen bireylerin sadece arkadaş edinmeleri ve hoş vakit geçirebilecekleri sosyal aktivitelere katılmaları değil, esas olarak bağımsız yaşam becerileri kazanmaları ve başta gönüllüler olmak üzere çevre ile ilişki kurma motivasyonu geliştirmelerinin amaçlandığını vurguladı.
Doç Dr. Mertan, kampla ilgili en büyük sıkıntının yeterli sayıda gönüllü bulamamış olmaları olduğuna dikkat çekti. “Takdir edersiniz ki katılımcı sayısı, gönüllü sayısına paralel olarak artabilir” diyen Doç Dr. Mertan, bu tür projelerde yer almanın sadece farklı gelişen bireylere değil, gönüllülere de çok şeyler kazandırdığının altını çizdi. Doç Dr. Biran Mertan, “Kampa katılan gönüllüler keyifli bir süreci paylaşıp zamanlarını değerlendirmenin yanı sıra kişisel gelişimlerini destekleyecek bir fırsat da yakalamış olur” dedi.
Kampa farklı gelişen bireyler ile çalışmaya hevesli psikoloji, eğitim, spor, sanat ve ilgili sosyal alanlardan öğrencilerin ve profesyonellerin gönüllü olarak katılabileceğini belirten Doç. Dr. Mertan, ilgilenenlerin daha geniş bilgiyi facebook.com/OyaKampKibris2014 ve [email protected] adreslerinden alabileceklerini ve gönüllü olmak için son başvuru tarihinin 8 Eylül Pazartesi (bugün) olduğunu kaydetti.
Amaç…
• Soru: 1996 yılından beri Türkiye’de yaz tatillerinde farklı gelişen çocuklar için düzenlenen Otistikler Yaşamla Bütünleşme Kampı-OyaKamp bu yıl ilk kez Kuzey Kıbrıs’ta yapılıyor. OyaKamp ile ilgili kısaca bilgi verir misiniz? Amacı nedir, kampta neler yapılıyor?
• Doç. Dr. Mertan: 2008’de BM, 2009’da Türkiye Cumhuriyeti ve 2010’da Kuzey Kıbrıs’ta mecliste onaylanan Engellilerin Haklarına İlişkin BM Sözleşmesi “Tüm engelli insanların temel özgürlüklerinden ve bütün insan haklarından tam ve eşit bir şekilde faydalanmasını teşvik etmek, sağlamak, korumak ve insan olmaktan ileri gelen haysiyetlerine yönelik saygıyı arttımaktır” sözünü veriyor. OyaKamp da, bu hukuksal gerekçeye dayanarak, farklı gelişen bireylerin toplumla bütünleşmesine ve bağımsız yaşama yakınlaşmalarına destek olmayı amaçlıyor.
Özellikle son 10 yıldır bu tür kampların Kıbrıs’ta da yapılması için girişimlerimiz oldu, bu kampların nerelerde yapılabileceği, kimlerden destek alabileceğimiz konularını gündemimizde tuttuk. Farklı gelişen Kıbrıslıların zaman zaman derneklerin sponsorluğunda Türkiye’deki kamplara katılmaları sağlandı. Ancak ailelerin çocuklarını Kıbrıs’tan Türkiye’deki OyaKamp’a götürmesi hem eziyetli, hem de maliyetli bir olay. Bu yüzden bu proje hep aklımızda vardı. Bu yıl Spastikler Derneği eski Başkanı Sevilay (Ereksel) Hanım’ı kaybetmemizin ardından özellikle Yard. Doç. Dr. Nevin Eracar kampı Kıbrıs’a taşımak için harekete geçti. Sizin de söylediğiniz gibi ilk kamp Türkiye’de 1996 yılında yapıldı. Önceleri farklı yerlerde yapılan kampın son yıllarda Gökova’da daimi bir mekanı var. Ülkemizde ilk kez düzenlenecek olan kamp 14-21 Eylül tarihlerinde Girne Onar Village’de yapılacak. Kamplarda farklı gelişen gençlerle, “normal” dediğimiz gençler pek çok paylaşım içinde olacak. Kampın temel hedefi; tatil ortamında farklı gelişen bireylerin sosyal entegrasyonu ve bağımsız yaşama geçişlerini desteklemek. Farklı özelliklerde kişilerin birlikte var olabilmesi, yaşantılar ve deneyimler üretebilmesi, kendiliğinden kaynaşma sağlayabiliyor. İki tarafın da bundan ayrı kazançları oluyor.
OyaKamp’ın farkı...
• Soru: OyaKamp’ın diğer yaz kamplarından farkı nedir?
• Doç. Dr. Mertan: OyaKamp’a katılan farklı gelişen bireylerin sadece arkadaş edinmeleri ve hoş vakit geçirebilecekleri sosyal aktivitelere katılmaları değil, esas olarak bağımsız yaşam becerileri kazanmaları ve başta gönüllüler olmak üzere çevre ile ilişki kurma motivasyonu geliştirmeleri amaçlanıyor.
Bu bağlamda, klasik yaz kamplarından çok farklı bir içeriğe sahip olmakla birlikte, günlük yaşama dahil olmanın, beceri edinme ve motivasyon için gerekli olduğunu düşündüğümüzden herhangi bir yaz kampında olan yüzme, birlikte eğlenme, sanatsal aktiviteler, geziler gibi tüm aktiviteler OyaKamp’ta da bulunuyor. Ayrıca gönüllülerin farklı gelişen bireylerle olan ilişkisi, arkadaş ilişkisinden çok uzman hassasiyetiyle oluyor.
“Katılımcı sayısı, gönüllü sayısına paralel olarak artabilir”
• Soru: OyaKamp’a kimler katılabilir ve katılmak isteyenler ne yapmalı?
• Doç. Dr. Mertan: 6 yaşından büyük, öz bakım becerileri belirli ölçüde gelişmiş ve yaygın bir gelişimsel bozukluk tanısı almış bireyler katılabilir. Türkiye’de OyaKamp’a katılım ücretlidir ancak ülkemizde bu yıl ilki yapılacak kampa katılacak bireyler herhangi bir ücret ödemeyecek. Ülkemizde yapılacak olan OyaKamp Vakıflar İdaresi sponsorluğunda, Türkiye Otistikler Derneği’nin destek, katkı ve ortaklığında bir grup gönüllünün çalışmalarıyla yapılacak. Ancak kampla ilgili yaşadığımız en büyük sıkıntı yeterli sayıda gönüllü bulamamış olmamız. Takdir edersiniz ki katılımcı sayısı, gönüllü sayısına paralel olarak artabilir. Çünkü farklı gelişen bireyler OyaKamp’a aileleri yanlarında olmadan, yalnız katılacaklar. Farklı gelişme derecesine göre her biriyle bir veya iki gönüllünün ilgilenmesi gerekiyor. Gençlerimizin geneli maalesef sosyal sorumluluk yönünden biraz zayıf, bu gibi konularda duyarlı değiller. Bu tür bir projede yer almak az önce de söylediğim gibi sadece farklı gelişen gençlere değil, gönüllülere de çok şeyler kazandırır. Kampa katılan gönüllüler keyifli bir süreci paylaşıp zamanlarını değerlendirmenin yanı sıra kişisel gelişimlerini destekleyecek bir fırsat da yakalamış olur. Bu deneyim, eğitim ve psikolojik sağlık alanlarından kişiler için aynı zamanda mesleki bilgi ve deneyimlerini de geliştirme fırsatı olarak düşünülebilir.
Nasıl gönüllü olunur?
• Soru: Kimler, nasıl gönüllü olabilir?
• Doç. Dr. Mertan: Kampa farklı gelişen bireyler ile çalışmaya hevesli psikoloji, eğitim, spor, sanat ve ilgili sosyal alanlardan öğrenciler ve profesyoneller gönüllü olarak katılabilirler. Gönüllüler kamp boyunca Klinik Psikolog Yard. Doç. Dr. Nevin Eracar ve uzman ekibi ile birlikte çalışacak ve kampçılara eşlik edecekler. İlgilenenler daha geniş bilgiyi facebook.com/OyaKampKibris2014 ve [email protected] adreslerinden alabilirler. Gönüllü olmak için son başvuru 8 Eylül Pazartesi (yarın). Gönüllüler kamp öncesinde, 11 Eylül’den itibaren 15 saatlik bir eğitimden geçecek. Eğitim Yard. Doç Dr. Nevin Eracar ve uzman ekibi tarafından verilecek. Kamp süreci de bu eğitimin devamı niteliğinde olacak. Kamp sonunda gönüllülere katılım sertifikası verilecek. Gönüllüler sadece eğitim ücreti olarak 350 TL ödeyecekler, konaklama için herhangi bir ücret ödemeyecekler.
Seminer...
• Soru: Toplumun farklı gelişen bireylerle ilgili tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Doç. Dr. Mertan: Her toplumda olduğu gibi toplumsal olaylara, farklılıklara çok duyarlı, insana değer veren bireylerin olduğu gibi “neme lazımcı” bireylerimiz de var. Benim kendi deneyimlerimden biliyorum ki bir hareket başlattığımız zaman ve sağlam bir temel ve ciddi adımlarla işe koyulduğumuz projelerde duyarlı insanlardan destek alabiliyoruz. OyaKamp Kıbrıs 2014 projesini örnek verebiliriz. Hem Türkiye’deki meslektaşlarımın desteği, hem Kuzey Kıbrıs’taki çeşitli kurum, kuruluş ve halktan insanların bu işe gönüllü olmalarıyla yürüyen bir proje.
Kamp kapsamında topluma yönelik bir de seminerimiz olacak. “Farklı Gelişimde Aile Dinamikleri ve Hamilelikte Psikolojik Durum” konulu seminer 16 Eylül Salı saat 19:00’da Kıbrıs Türk Tabipleri Odası işbirliği ile KT Tabibler Birliği binasında halka açık ve ücretsiz olarak yapılacaktır.
• Soru: Engellilerin Haklarına İlişkin BM Sözleşmesi’nin 2010’da Kuzey Kıbrıs’ta Meclis’te onaylandığını söylediniz. Bu çerçevede aslında devletin farklı gelişen bireylerle ilgili yapması gerekenler var. Çok uzun yıllardır konuşulan Yaşam Evi projesi için ne mutlu ki son dönemde bazı adımlar atıldı. Başka neler yapılmalı, ne eksiklerimiz var?
• Doç. Dr. Mertan: Halen birçok eksiğimiz var ancak son zamanlarda farklı gelişen bireylere yönelik sivil toplum örgütleri öncülüğünde ciddi adımlar atılması için projeler yapıldığını söyleyebiliriz. Örneğin,Yaşam Evi projesini birçok örgüt destekliyor. Güzel bir baskı unsuru oluşturduk. Mimari projesi çizildi, yeri belli, finansmanı hazır. Dolayısıyla gerçekten güzel bir hareketlilik var. En azından farklı gelişen bireylerin “normal” gelişen bireylerle eşit haklara sahip olduklarına dair bir farkındalık oluşuyor. İnsanca yaşama haklarını mücadele etmeden, otomatik olarak elde etmeleri gerektiği anlayışı yerleşmektedir.
Kuzey Kıbrıs’taki eksiklikler...
Eksiklere gelince özellikle tanı aşaması için çok önemli olan Özürlü Sağlık Kurulu maalesef yetersiz kalmaktadır. Bu kurul iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya psikiyatri uzmanlarından oluşmalı. Bu işler ekip işidir. Tanı birçok uzmanın işbirliği ve birçok değerlendirmelerle varılacak bir sonuçtur. Dünya Sağlık Örgütü Tanı kriterlerinin ülkemizde de benimsenmesi gerektiğine inanmaktayım. Çocuk Hastalıkları Hastanesi olmaması da en büyük eksikliklerimizden biridir.
Ayrıca öncelikle şunu bilmeliyiz ki, her toplumda olduğu gibi, bizde de belirli yüzdelikte nörogelişimsel bozukluğa sahip çocuklarımız vardır. Onların da eğitim hakkı vardır. Eğitimde fırsat eşitliği anayasal bir haktır. Ne yazık ki farklı gelişen, özellikle otizm açılımı kapsamında bozukluğa sahip çocuklarla ilgili eğitim kurumlarında sıkıntı çekiyoruz. Devlet okulları bu çocukları alıyor ama özel okulların kapıları tamamen kapalı. Devlet okulları bu çocuklara bünyesinde eğitim vermeye çalışıyor ancak yetersiz kalıyor, gölge öğretmen olması gerek, bu çocukların okul ortamında özel eğitim almaları da gerekiyor.
“Birçok vakayı çok iyi duruma getirebiliriz”
Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013’te Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabını (DSM 5) revize etmiş ve birçok bozukluğu yeniden tanımlamıştır. Nörogelişimsel bozukluklar altında, Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk olarak “çok önemli ölçüde desteği gerektirir”, “önemli ölçüde desteği gerektirir” ve “desteği gerektirir” şeklinde üç farklı ağırlık derecesinde değerlendirilmiştir. Erken tanı koyabilir ve erken yaşta bu çocuklara gerekli eğitimi sağlayabilirsek, ki bunu sağlamak çok pahalıdır, ve özellikle aileyi eğitebilir, aile desteğini de alabilirsek birçok vakayı çok iyi duruma getirebiliriz. Aileye ulaşamadığımız durumlarda çocuğun iyileşme süreci de zarar görebilir. Aile bu işe soyunduğu zaman çok sevindirici sonuçlar alabiliyoruz.