Uzaktan Eğitim Hallerimiz ve Sınavlar
Bir anda kendimizi uzaktan eğitimin içinde bulduğumuz dönemlerde, 30 Mart 2020 tarihli bu sayfadaki “Uzaktan Eğitim Hallerimiz” başlıklı yazımda şunları yazmışım:
- Uzaktan eğitimi takip etmeyen öğrenciler eksik sayılacak mı?
- Öğrenciler bilgisayar, tablet ya da TV ekranı karşısında üniformalı mı olacak?
Yukarıda okuduklarınız, uzaktan eğitim hallerimizi anlatırken ne derece farklı bir dünyadan bahsettiğimi özetlemek için biraz da abartarak yazdığım sorular, tıpkı o meşhur repliği hatırlatıyor: “Zeki Müren’de bizi görecek mi?”
Aradan geçen bir buçuk yıllık sürede pek bir şey değişmedi. Bakanlığın, ara sınıflar için dönem sonu sınavlarını uzaktan eğitim yoluyla da yapabilirsiniz kararının ardından belki yine biraz da abartarak ifade edilen kimi velilerin bana aktardıklarına göre;
- Çocuğu yerine sınav giren anne-babalar…
- Bilgisayarın arkasına saklanıp, soruların çözümüne yardımcı olan anne-babalar…
- Özet çıkarıp, bilgisayarın sağına-soluna yapıştıran anne-babalar var.
Kısacası neresinden tutarsanız elinizde kalan bir anlayış…
Hiç kuşku yok ki yukarıda bahsettiklerimin temel nedeni öğrenci, öğretmen, anne-baba olarak başarı kriterini kağıt üzerindeki sınavda arama anlayışımızdan geçiyor. Sanmayın ki bu durum uzaktan eğitimle beraber böyle oldu. Yüz yüze eğitimin olduğu normal koşullarda da yıllık iznini, çocuğunun sınav haftasına denk getiren anne-baba profilleri hiç de azımsanacak kadar değildir. …
Çocuklarımızın başarısını kağıt üzerinde ölçmekten kurtulamadık gitti. Bu gidişle de kurtulamayacağız gibi… Bu profildeki anne-babaya sahip, haftaya kolej giriş sınavına girecek çocukların psikolojisini düşünmek bile istemiyorum.
Pek çok ülkede yeni tip koronavirüs pandemisi eğitimde dijital dönüşümün ve uzaktan eğitim kültürünün oluşmasına katkı sağlarken, bizde durum çok daha farklı bir hal aldı. Bu anlamda henüz hiçbir alt yapımız olmadığı gibi uzaktan eğitim yaklaşım ve anlayışlarını bir türlü anlayamadığımız için de öğretmenler, öğrenciler ve anne-babalar için durum tam bir karmaşaya dönüştü. Oysa yapılması gereken şey çok basitti. Yönetişimi içeren yeni bir eğitim yönetimi yaklaşımı sergilenmek ve uzman desteği almak.
Ne yazık ki ne dünyada yaşananlardan ne de bizim yaşadıklarımızdan hiçbir ders almadık. Eğitimde hiçbir şeyi değiştirmeden Eylül’de okulları açmaya doğru sürükleniyoruz.
Kısacası; Ne bu krizden bir şey öğrendik, ne dünyada yapılanları takip ettik, ne de yapılması gerekenlerle ilgili yeni bir yol haritası belirledik. Başarır da Eylül’e kadar vaka sayısını sıfırlarsak eskisi gibi okulları açacağız, yok başaramayıp pandemide üçüncü dalgayı yaratırsak yine uzaktan eğitim hallerine geri döneceğiz…
Bir Tavsiye
Şiddet Gören Çocuk Şiddet Uygular
Şiddet gören çocuk şiddet uygular. Evde şiddet, okulda şiddet, toplumda şiddet ve sonunda kendisi de bu şiddetin bir parçası olup, şiddeti uygulayan kişi oluverir. Çocuğunuz çevresine ve toplum bireylerine yönelik şiddetten uzak kalmasının en etkili yolu evdeki demokrasidir… Çocuğuna yönelik tüm davranışlarınız demokratik değerler içermesine özen gösteriniz.
Anlayana- Gülmece
Kaç Para
Nasa, Mars'a insan göndermeye karar verir. Ancak, sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecektir. Bu yüzden yüksek para karşılığında Mars’a gidebilecek adaylar aranır. Meslekleri öğretmen, doktor ve politikacı olan 3 kişi başvurur. Tüm adaylara kaç para istedikleri sorulur:
Öğretmen: "1 Milyon Dolar; Yarısını aileme, yarısını da eğitim sistemine bağışlayacağım” der.
Doktor: "2 Milyon Dolar; Bir milyonunu aileme, bir milyonunu da sağlık sistemine bağışlayacağım” der.
Politikacı: "3 Milyon Dolar; 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, 1 milyonunu da öğretmene verir Mars’a yollarız”