Sanırım Akıncı da Anastasiadis de, samimiyetle bir çözüm için uğraşıyorlar. İkisi de kendi halklarının çıkarlarına ters düşmeyecek,  bazı endişelerini ortadan kaldıracak formüllerin arayışı içindedirler.  İşleri hiç de kolay değil. 
Uzaktan gazel okumak çok kolay. Hem Güneyde hem de Kuzeyde uzaktan gazel sallayan da maşallah çok.  En kolayı nedir bilir misiniz ?  Kafayı fazlaca zorlamadan herşeye ama herşeye “Hayır” demek. Hatta daha da ileriye gidip,  en ucuz şekilde, örneğin Akıncı’yı ‘vatanı satmaya hazırlanan hain’ ilan etmek.  Benzeri bir durum da Güney’de var emin olun.
Bu arada, bir yerlerden emirler alıp ‘gazel’ okuyanları da unutmamak gerek. Kime hizmet ediyorlar ? Neden ? Bir gün, nasıl hesap verecekler ?  Bırakın aynaya bakmayı, kendi halklarının yüzüne nasıl bakacaklar ?

     Darbe....Savaş....
‘Darbedir’,  ‘Hainlerdir’, ‘Camaat’dir, ‘Fetöcüler’dir, ‘Demokrasi’dir,  ‘Demokrasi kahramanları’dır  derken,  az daha ötede savaş baltaları çıkarıldı yine.  Bir türlü kimin ne istediğini, gerçek niyetinin ne olduğunu, ne yapmaya çalıştığını, kimin elinin kimin cebinde olduğunu anlayamadığımız Suriye’de,  askerler, obüsler, tanklar, uçaklar hareket halinde.  Olanlar masumlara oluyor her zaman olduğu gibi. Ölen, yaralanan, evlerini terketmek zorunda kalan masumların sayısı  bu sefer kaç olacak acaba ?

***

‘Darbe Girişimi’ne karşı darbe hareketi da tüm şiddetiyle devam etmekte Türkiye’de. Her gün, ama her gün, tutuklananlar mı istersiniz ? Göz altına alınanlar mı ?  İşine son verilenler mi ? Sayısını da tutamıyoruz.  Zaten sayının nerelere çıkacağını da kestiremiyoruz artık.
Belli ki herşey ‘sil baştan’ yapılıyor. Bu ‘sil baştan’ operasyonu sonucunda nereye varılır ? O da bilinmiyor.

***

Söylecek söz bulmak çok zorlaştı... Kıbrıs’ta olup bitenlere de, Türkiye’de olup bitenlere de... Ortadoğu’da Suriye’de mi ? Tam bir muamma....
Ne güzel söylemişti Nazım Hikmet...
“En güzeI deniz: henüz gidiImemiş oIanıdır. En güzeI çocuk: henüz büyümedi. En güzeI günIerimiz: henüz yaşamadıkIarımız. Ve sana söyIemek istediğim en güzeI söz, henüz söyIememiş oIduğum sözdür” dememiş niydi ?

***

“Darbedir, demokrasidir,  demokrasicilerdir, Fetö’cülerdir, dindir, dincilerdir” derken Atatürk’ün taaa 1927 yılında söyledikleri geliverdi aklıma.
“Efendiler... Biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis, bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Sekçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil, yüz yıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz, göreceksiniz ki bazım kişiler, bazı cemaatlerle biraraya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek, sizlerin oy’unu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye gekldiğinde birbirine düşeceklerdir. Ayrıca, unutmayın  ki, o gün geldiğinde, her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.”
Sadece bir kere değil belki on kere tekrar tekrar okuyup bu söylenenleri derin derin  on kere düşünmeye değer değil mi ?

------------------------------------

     Sokak Ağzı
• Bakan, attı topu polise...  Bakanlığın Kur’an kurslarından haberi yokmuş.  Bakanda, çalışanları da başka bir ülkede yaşıyor galiba...

• Aha size bir Bayram daha... Daha doğrusu, aha size bir tatil daha..Hem da on gün... Tatilleri değil çalışma günlerini hesaplamaya başlayacağız artık...

• İnce av başlayıyormuş. Arkasından da galın av gelecek. Silahlar patlayacag gene. Neymiş ? Spormuş....

• Başbakan saldırır, Dışişleri Bakanı  saldırır... Kime ? Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na... Cumhurbaşkanı satıyormuş memleketi... Cumhurbaşkanı tüccar... Başbakan ile Dışişleri Bakanı da mal sahibi...  Kar payı düşük geliyor galiba ?

• İncirlik yetersiz olmaya başlamış.  Müttefikler Kıbrıs’daki üsleri de kullanmayı düşünüyorlarmış.  Aha Geçitkale Havaalanı. Oracıktda durur boşu boşuna. Orayı kullansalar ya....

• Akıllı çoook var memlekette... Aptalları sayan yok... Shakespear ne dediydi bilirsiniz ? “Aptal, akıllı olduğunu sanır. Ama akıllı, aslında aptal olduğunu bilir” dediydi.

• Dünyada bir ilki daha yaşıyor KKTC... Seçilmiş Cumhurbaşkanı’na hakaretler... Hem de kimlerden ?