ÜZERİNİ ÖRTMEK
- “Piyangooooo ! Devletin piyangosuuuu! Yüz elli bin liraaaa!”
Marketin hemen önünde, kaldırıma yayılmış biletçi, ter ensesinden sırtına doğru boşalırken bağırıyordu...
Poşetleri iki eliyle tutmakta zorlanan parmak arası terlikli adam piyangocuya takıldı:
- “Be senin devletin hırsız, yalancı, piyangosunu napayım ben şimdi...”
Bir baktım…
Usul usul poşetleri yere koydu adam…
Biletçinin yanına eğildi…
Bir düzine bilet aldı, poşetleri kavradı, gitti…
Biletçi arkasından söylendi:
- “Dereler da denize akmasın gene!”
* * *
‘Üstünü örtmek’ konusunda ustalık mertebesini çoktan aştık biz...
O nedenle buralarda “şans”tır yaşamak!
Şimdi göreceksiniz, yine üzeri örtülecek.
Hani “ambalaj” şişirsin diye ithal izni verilen gazlarla, gençlerin ciğerlerini şişirenlere gösterdiğimiz tolerans gibi…
Yine affedici olacağız…
Anne karnında öldürülerek gömülen bebekleri de unutacağız, üzerine dünya zehir atıldıktan sonra aceleyle soframıza sürülen üzümleri de…
Her parti bunu yapmadı mı?
“Hesap soracağız” diye geliyor, tümü!
Sonra ne oluyor?
Tek kişi yargılanmıyor, partizanlıktan!
Usulsüzlükten kimse kapı önüne konmuyor!
Yasak delen tek bir memura hesap sorulmuyor!
Vergi kaçırana da af, kaçak çalışana da…
Bankadan yüklü kredi alarak geri ödemeyeni de unutuyor sistem, karakolda hiç suçsuz insanı eşek sudan gelene dek döven polisi de…
Biri yetişiyor imdada, örtüyor üzerini!
İllaki partiler değil, bireyler de böyle…
Hani başkalarına karşı kükreyen aslanlar, iş kendine geldi mi kedi gibi masum, buluyor bir yolunu, örtüyor ayıbını…
* * *
Tekerlek böyle dönüyor!
Birbirinin üzerini örtüyor, düzen….
Ömrünün baharında yitirdiğimiz canların üzerine toprak atar misali bir örtme değil bu…
İnsan ömrünü kirleten pespayeliği, içimizi kemiren sorumsuzluğu, geleceğimizi çürüten aymazlıkları ‘örtüyoruz’ sürekli.
* * *
- “Piyangooooo !” diyor altına sığınacak bir şemsiye bulamasa da umut dağıtan yorgun insan…
Yalancı bir düzende, yaşamak şans işi!
- “Ya çıkarsa…”
Bu “oyun”da pek çoğumuz “amorti” !