Uzlaşı kültürü sporla gelir...
Futbolun gücü asla küçümsenmemeli. Futbolla ilgilenmeyen, yılda bir kez olsun sahaya gelemeyen, televizyonda futbol programı izlemeyen kişilerin saysısı bile KOP-KTFF ilişkilerinden sonra artmıştır. Toplumun geniş bir kesminin, ister futboldan anlasın ister anlamasın Hasan Sertoğlu ve ekibine verdiği destek saygıyla karşılanmalı.
Unutmayalım ki! Kavga kültüryle geçinen bir çok kurum ve kuruluşumuz vardır. Hasan Sertoğlu ve ekibi atmış olduğu doğru adımlarla bu kültürü nisbeten yıkmıştır. Halkın tamamına yakınını bir şemsiye altında birleştirmiştir. Arada çatlak sesler çıkacaktır. Onları da saygı ile karşılamak gerekir. Çünkü dışa açılmakla, dışa açılmamak arasındaki ince çizgiyi biliyorlar, ancak ideolojileri gereği KOP-KTFF ilişkilerini benimsemiyorlar.
Yeni süreçte FIFA kuralları ve normlarına göre hareket edilecektir. Uluslararası hukuğun hakim olduğu dünya dili konuşulacaktır. Bu kurallar çerçevesinde akılcı, stratejik ve planlı olarak KOP-KTFF ilişkilerini geliştirmeli ve desteklemeliyiz. Uluslararası hukuğu bizlere öcü gösteren, dünyaya açılmayı reddeden, tek hukuğun “dikili taş hukuğu” olduğunu zannedip, kendilerini devletin üzerinde gören kesimlerin görüşleri de bu dönemde önem kazanacaktır.
Çok sesliliği iyi okumak gerekir. İnsanlarımız güzeli ve çirkini ayırt etme kapasitesine ulaştığından, kimin doğru, kimin yalan söylediğini artık daha iyi algılayabilmektedir.
Geçmişteki gibi baskıyı görüp bir kenarda oturmuyor.
Bir sonraki KOP-KTFF süreci daha da önem taşımakla birlikte sert ve tartışmalı geçecektir. Tek muhattabımız KOP ve FIFA olacaktır. Dünyadaki sportif gelişmelerin KKTC’deki gibi olmadığını herkes görecektir.
Her iki taraf da ellerini taşın altına sokmalı, sonuçta futbolun bir oyun olduğunu benimsemeli, kendi toplumlarına benimsetmelidir. Özellikle bizler Kıbrıs Türk futbolunun bugünkü mevcut şartlardan daha da geriye asla gitmeyeceğini bireylerin kafasına sokmalıyız. Derdimizin para pul olmadığını, dünyada özgür bir şekilde futbol oynayıp, tescillenmek istediğimizi anlatmalıyız.
Geçmişte bir çok olay futbolun önüne geçti. Yeni süreçte buna asla izin vermemeliyiz. Siyaseti futbolun içinden tamamen atmalıyız. Futbolun dünyada hangi çerçeve içerisinde oynandığını görmeliyiz. Birbirimize saygı duymayı öğrenmeli, kazanıp kaybetmenin çok önemli olmadığını bilmeliyiz. Uzlaşı kültürünü geliştirmeliyiz. Ortada bir sorun var ve bu sorunun çözümü için el birliği vermeliyiz.
Kıbrıs’ta gerek iki toplum arasında, gerekse iki toplum içerisinde malesef günümüzde bir öfke kültürü var, uzlaşma kültürü yok. Kaotik durumu yıkmak ve her iki tarafın adrenalini düşürebilmek için futbolun birleşmesi kaçınılmazdır. Böylece sporun birleştirici yönü de her iki tarafta daha iyi algılanmış olur.
Örneğin, Efes Pilsen, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ilk kez karşılaştığı Yunan basketbol takımları maçında Türk ve Yunan bayrakları hakimken, sanki de savaşa gidiliyordu. Ancak şu anda Efes ve Fenerbahçe’de Yunan oyuncu oynayabiliyor, ayakta alıkşlanabiliyor ve geçmişin hatalarından ders çıkartılabiliyor. Spor işte böyle birşeydir.
Kıbrıs adasında da her iki kesmin bağnaz düşünceli insanlarının korktukları temel konu, sporun her iki toplumu daha da yakınlaştıracağıdır. Bu yüzden geçmiş gündem yapılıp insanlar üzerinde piskolojik baskı yaratılıyor.