1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Uzman Psikolog Asena Öztürk; “Takdir edilmeye en çok çocukların ihtiyacı var”
Uzman Psikolog Asena Öztürk; “Takdir edilmeye en çok çocukların ihtiyacı var”

Uzman Psikolog Asena Öztürk; “Takdir edilmeye en çok çocukların ihtiyacı var”

“Kaybetme onlar için potansiyellerini keşfettikleri zamandır diyebiliriz. Belki de bazen varoluşlarını sorguladıkları bir durum. Ebeveynler her iki sonuç durumunda da (kazanma/kaybetme) çocuğunu başkalarıyla karşılaştırmamalıdırlar.”

A+A-

Serkan SOYALAN

Uzman Psikolog Asena Öztürk ile çocuk ve ergen bireylerin spor alanındaki psikolojisini ve ailelere düşen görevleri konuştuk. Günümüzde giderek artan hareketsiz yaşamın, beraberinde sağlık sorunlarını getirdiğini söyleyen Öztürk, her yaştan insanın yaşamına hareketi katması gerektiğine dikkati çekti.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Lefkoşa doğumluyum. Girne Amerikan Üniversitesi Psikoloji Lisans eğitimimi tamamladıktan hemen sonra Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji üzerine uzmanlık yaptım. Aldığım eğitimler arasında başlıca Bilişsel Davranışçı Terapi, NAADAC Madde Bağımlılığı Danışmanlık Eğitimi ve Çocuk Testleri bulunuyor. Geçtiğimiz Mayıs ayından itibaren ise Girne’de kendi kliniğimde tam zamanlı olarak danışan görüyorum. Çalışma alanlarım içerisinde bireysel terapi, öfke, kaygı, stres, depresyon, panik atak, iletişim çocuk ergen psikolojisi, aile, evlilik, çift terapisi bulunuyor.

Spor ve 4 yaş

Spor, gelişim yaşlarındaki bir çocuğun psikolojisini nasıl etkiler?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki tüm bireyler için giderek artan hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği sağlık sorunları artık kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle fiziksel aktivitelerin ve sporun artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların önemi her geçen gün artıyor. Çocukların düzenli fiziksel aktivitelere başlama yaşı 4 yaş civarıdır. Çocuklar bu dönemde çevrenin farkına varmaya başlarken nedensellik gelişmektedir. Bir spor dalıyla ilgilenmek çocuğun özellikle gelişim çağındaki bir çocuğun, hem fiziksel hem duygusal gelişimi için oldukça faydalıdır. Örneğin kendine güvenin gelişmesiyle birlikte çocuğun sosyalleşmesinin yanı sıra spor dalına göre, bir takımın üyesi olarak çocuk hata bulmak yerine yapıcı olmayı veya eleştirmek yerine paylaşmayı öğrenebilir. Sorumluluklarının bilincine varır ve duygularını kontrol altına almayı öğrenir. Kişinin kendini tanıma yolunda büyük bir istek duyduğu ergenlik döneminde ise spor temel gereksinimlerine doyum sağlayacak önemli bir etkinlik alanı olur.

Ebeveynlere buradan bir mesaj verecek olursak, spor yapmak isteyen çocuklara nasıl davranılmalı?

Burada aileye çok önemli görevler düşüyor. Anne ve babanın iyi bir örnek oluşturması önemlidir. Herhangi bir sebepten ötürü engel olmak yerine mutlaka her yönden destek olduğunu hissettirmeliler.  Bu çocuğa daha çok cesaret ve istek kazandırır. Çocuğu ilgi alanına uygun olarak spor etkinliklerine götürüp, spor çeşitlerini ve nasıl yapıldıklarını açıklamak, gerekli malzemeleri sağlayıp diğer çocuklarla oynaması için ortam yaratılması önemlidir. Çocukluk çağında başarılı düzenlenmiş bir fiziksel aktivite programı çocuğun spor ile günlük aktiviteleri arasında da bir denge sağlamalı ve ailenin de desteğini almış olmasında büyük fayda vardır. Çocuğun fiziksel aktivite çalışmaları veya spor ile ilgilenmesi, buna karşın kendini tanımasına zemin hazırlamasına yardımcı oluyor.

Sporun çocuğa etkileri…

Çocukluk döneminde fiziksel aktivitelere katılımın olumlu etkileri nelerdir?

İçine kapanık çocuklarda grup içerisinde sosyalleşme, doğal, yaratıcı ve fiziksel yeteneklerini geliştirmeleri, vücudun hareket kabiliyetini anlamaları ve değerlendirmeleri, kendine güven, aşırı ve sağlıksız kilo alımını engellemek, vücut sağlığının olumlu etkilenmesi, ilerde oluşabilecek hastalık risklerini azaltma, çocuğa ergenlik dönemi ve ilerisinde de aktif yaşam biçimi kazandırılması gibi örnekler verebiliriz.

Peki bir spor müsabakası sonrasında, kazanma ve kaybetme durumunda nasıl bir tavır sergilenmeli?

Çocuklar erken yaştan itibaren rekabet ile tanışıyor ve kendilerini rekabetle başa çıkarken bulabiliyorlar. Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren kayıplar yaşamaya başlıyorlar aslında, bir süredir içinde bulunduğu bedenden çıkması, memeden ayrılma vs gibi. Kaybetme onlar için potansiyellerini keşfettikleri zamandır diyebiliriz. Belki de bazen varoluşlarını sorguladıkları bir durum. Ebeveynler her iki sonuç durumunda da (kazanma/kaybetme) çocuğunu başkalarıyla karşılaştırmamalıdırlar.  Aileler çocuğun olası bir müsabaka veya belki basitçe evde sizlerle yaptıkları bir bilek güreşinde, saklambaç oynarken veya farklı bir oyun sırasında olası bir kaybetme durumunda  “Seninle oyun oynamak çok keyifli”, ‘bu oyunda senden çok şey öğrendim”  gibi motive edici cümleler kurmalılar. Kazanma durumlarında ise çocuğunuzla ilgili ne kadar gurur duyduğunuzu bir başkası bir komşu herhangi bir üçüncü şahısla paylaşmadan önce çocuğunuzun kendisine söyleyin. Çünkü takdir edilmeye en çok onların ihtiyacı var. 

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Çocuklarınızın sizlerden daha fazla hareket etmeye ihtiyaçları var. Çünkü çocuklar bedenleriyle keşfediyorlar çevreyi. Koşarak, dokunarak, zıplayarak, tırmanarak…

Çocuğunuzun elindeki telefondan renkleri öğrenmesine mutlu olmak yerine hareket halinde, keşfederek yani doğal yollarla edindiği bilgilerle mutlu olmalısınız ve bunun için imkân tanımakta fayda var.

 

Bu haber toplam 5594 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 451 Sayısı ISSN 2672-7560

Adres Kıbrıs 451 Sayısı ISSN 2672-7560