Uzmanlaşma ve çevre
Okur temsilcimiz İbrahim Özejder’in “Ürkütücü Bir Düşünce: Çevreyi Çevreciler Düşünsün” başlıklı dünkü yazısı bu konuda benim de ek bir yazı yazmamı gerektirdi.
“Uzmanların, kendilerine inanmaya hazır olan izleyicilere televizyon ekranından, çevresel bedeli olan hiçbir projeyi ikna edici olarak anlatma hakları yoktur” diyor Özejder.
Bence de. Çünkü yazının diğer konusu olan uzmanlaşma sonucunda özellikle son zamanlarda kişi, uzmanlaştığı konu dışında hiçbirşeyle ilgilenmeyen, her şeye neredeyse ‘at gözlüğü’ açısıyla bakan tuhaf bir yaratık! haline geldi.
Uzun zamandır bu konuyu bir yazıda tartışmaya açmayı düşünürken söz konusu dünkü yazının ardından zamanının geldiğine inandım.
Bir kitap tanıtımında bu konuda Hakkı Yücel’in anlattıkları da ‘uzmanlaşma’ konusunda bir tartışmanın açılması gerektiğinin ipuçlarını veriyordu.
İbrahim Özejder’in dünkü yazısı (16 Kasım 2015, Pazartesi, sy 27 Yenidüzen) ve https://www.yeniduzen.com/Yazarlar/ibrahim-ozejder/urkutucu-bir-dusunce-cevreyi-cevreciler-dusunsun/7555 linkinden mutlaka okunmalıdır.
***
Hiçbir ekonomik kazanım ve hiçbir gelişme veya kalkınma modeli özellikle bu zamanda çevre gözardı edilerek hayata geçirilmeye çalışılamaz. Böyle bir çalışma dünyanın sonunu daha da yakınlaştırır…
Bilim-kurgu filmlerde izlediğimiz ve çoğu zaman akıl erdiremediğimiz, köstebekler gibi yer altında yaşamın anlatıldığı ve “nasıl yaşanır böyle” diye kendi kendimize sorduğumuz, seyrederken bile bunaldığımız yılların gerçekleşebileceğini yakın zamanda görmek imkânımız! olabilir.
“Ekonomist, ekonomik gelişme için nükleer santrali, turizmci daha çok turist için sahile sıfır oteli, ziraat mühendisi hormonlu tarımı, belediye sinekle ilaçlı mücadeleyi, inşaat mühendisi beşparmak eteklerine villayı savunacak ve bütün yapılanların çevreye etkileri için de ‘çevre uzmanları düşünsün’ denecek” şeklinde devam eden Özejder’in yazısından benim çıkardığım; uzmanlaşmanın, diğer konularda sorumsuz bir takım insanların ortaya çıkmasına neden olduğudur.
Uzmanlaşma gereksiz mi peki?
Onu söyleyemem ama bir konuda uzmanlaşmanın o kişiyi bencil, sorumsuz bir duruma getirmesinin de önüne geçilmesi gerek. Aksi halde “ben bunu biliyorum, bu benim uzmanlık alanım, diğeriyle başkası ilgilensin, ben bildiğimi yaparım” şeklindeki kolaycı ve umursuz bir anlayış yukarıda bahsettiğim gibi dünyayı yaşanılamaz bir hale getirir.
Umarım uzmanlaşmanın çekiciliği!, dünyamızın sonunu yakınlaştırmaz, çocuklarımız, onların çocukları ve onların çocukları için de yaşanılabilir bir zaman dilimi kalır…