"Vaka sayısı düşük tutulmalı"
YENİDÜZEN’e konuşan Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi, Doktor Mustafa Akansoy kış ayının oldukça farklı geçeceğine dikkati çekti: “Küçük bir ülkeyiz, ciddi anlamda bir salgın bizi yıkıp geçer, çok zor durumda kalırız"
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Servisi Klinik Şefi Doktor Mustafa Akansoy, salgın halinin ülkede devam ettiğini, kış ayı yaklaşırken, tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini söyledi.
‘Ciddi bir salgın’ın bizim gibi küçük bir ülkeyi yıkıp geçeceği görüşünü belirten Dr. Akansoy, vakaların az tutulması gerekliliğine vurgu yaptı.
Göğüs Hastalıkları bölümünün Ayaktan Tanı Merkezi’nde olduğunu ancak, Merkez’in ‘Pandemi Hastanesi’ olduktan sonra o bölümden başka bir bölüme geçiş yaptıklarını ifade eden Akansoy, hastaların da sıkıntılı bir süreç geçirdiklerini söyledi.
Onkoloji Servisi arka kısmına açılan Göğüs Servisi, şimdi ise hastalara burada hizmet vermeye devam ediyor.
YENİDÜZEN’e bilgi veren Akansoy, 26 yatak kapasitesi, 15 yatılı hastanın olduğu serviste; 8 hekimin hizmet verdiğini söyledi, ülkedeki salgın nedeniyle hastaların hastaneye gelmeye çekindiğini anlattı.
“Servisimizde tüm önlemler alındı”
Göğüs Hastalıkları Servisi Klinik Şefi Doktor Mustafa Akansoy, Göğüs Hastalıkları Servisi’nin 15 yılda ciddi bir gelişim yaşandığını ülkede yaşanan vaka artışı nedeniyle yeni bir bölüme geçtiklerini söyledi.
Geçiş döneminde bir takım sıkıntılar yaşandığını ifade eden Akansoy, salgın nedeniyle yatması gereken hastaların çekindiği için hastaneye yatmadığını, bir kısım hastayı Mağusa Göğüs Servisi’ne sevk etmek zorunda kaldıkları anlattı.
Akansoy, “Çok zor günler yaşadık, o dönem yatması gereken hastalarımızı Mağusa Göğüs Servisi’ne yatırdık. Orada da takip ettik, Bir kısmı yatmayı kabul etmedi, bir kısmı tedavisini evinde yapmak istedi, iki gün sonra kötüleşip gelenler oldu. Servis açılması bizim işimizi şimdilik görmekte, yeterli mi… Yetmeyecek 26 yatak kapasitemiz, 15 yatılı hastamız var. Servisimizde pandemi olduğu için kesinlikle ziyaretçi yasağı var. Yatılı hastanın ihtiyacı varsa kapıdan bir şekilde alıyoruz, yatan hastamız refakatçisi kalacaksa mutlaka PCR testi yapılıyor, sonucu çıkana kadar odada izolasyon yapıyoruz. Şuana kadar da yatan hastalarımızda pozitif vakaya rastlanmadı. Olabilir mi olur ama servisimizi korumak zorundayız” dedi.
“Hastalarımız bize ve hastaneye güvensin”
Tüm dünyanın olduğu gibi adanın da pandemi ile mücadele ettiğini vurgulayan Akansoy, “Yüzlerce hastamız var yaşlısından gencine kronik bronşit, zatüre, astım, covid dışında tüm göğüs hastalıkları servisimizde” dedi.
Bu kışın çok önemli olduğunu vurgulayan Akansoy, özellikle yaşlı hastaların ‘ağır astım’ ve ‘koah’ hastalarının sıkıştıkları zaman güvenle mutlaka hastaneye başvurmaları için çağrıda bulunan Akansoy, servisin sadece göğüs hastalığı olanlar için ayrıldığını burada da her türlü önlemlerin alındığına dikkati çekti.
“Bir hastamızı bu yüzden kaybediyorduk”
Hastaların salgın sonrası hastaneye karşı bakış açılarının değiştiğini özellikle Göğüs Servisi’nde yatan hastaların çekindiğini ifade eden Akansoy, “Geçtiğimiz ay başımıza gelen bir olayda, yatmayı kabul etmeyen bir hastamız vardı durumu da çok ciddiydi, bir hafta sonra perişan bir halde geldi, yatırdık yoğun bakıma girdi. Kaybetmedik hastamızı toparladık ama belki de her zaman bu şans olmayabilir. Bu dönemde Mağusa da bizde aynı şekilde çalışıyoruz. Hastalar aksatmadan mutlaka olası bir durumda hekimlerine hastaneye başvursunlar” şeklinde konuştu.
“Hayatımızda artık corona var”
Uzun bir süre ülkede gevşemenin olmayacağını ancak zaman zaman halkın salgını göz ardı ederek gevşediğini gözlemlediklerini de belirten Doktor Akansoy, özellikle Kasım-Mayıs aylarının çok yoğun ve çok ağır geçeceğini ifade etti.
Vaka sayısının ne kadar az tutulursa o kadar hafif geçirileceğinin de altını çizen Akansoy, kış ayında grip salgınını da göz önünde tutmak gerektiğini söyledi.
Doktor Akansoy şöyle devam etti:
“Bu kış diğer kış aylarından çok farklı geçecek insanların kendilerini korumasını bir hekim olarak öneriyorum. Hasta olmamaya çalışsınlar, tedbirli olmalıyız. Geçmiş yıllarda genel sağlık kurallarına uymuyorduk ama bu sene uymak zorundayız. Bir gerçek var hayatımızda… Corona var, maskesiz eldivensiz dezenfektesiz olmaz. Mesafeye dikkat ederek kapalı ortamlara girmeden kendimizi korumamız gerekiyor. Aşı bekleniyor ama ne zaman belli değil. Aralık Ocak söyleniyor aşı olunca hastalıktan kurtulmuyoruz. Aşıdan sonra önümüzdeki 1 yılı görmek zorundayız. Uzun soluklu bir dönemden geçeceğiz.”
Akansoy ‘Karantinasız’ girişlerde dikkati çekti…
Dr. Mustafa Akansoy, karantinasız girişlerin yeniden gündeme geldiğini, Temmuz açılımında yapılan hatanın bu kez yapılmaması gerektiğini söyledi.
Bir yolcunun giriş yaptıktan sonra eğer uçakta virüs kapmışsa ortalama hasta olma süresinin 5 ve beş buçuk gün arasında değiştiğini ifade ederek, mikrobun 2 ile 14 gün arasında da üreyebileceğini kaydetti.
1 Temmuz açılımı ile ülkede vaka sayısındaki patlama sebebinin taahhütnameyi imzalayan yolcunun otele ve evlerine gittiğini sonuçları beklemeden toplum içine karıştığını anımsatan Akansoy, “Vaka sayısı patlayıp önlem alınınca vaka sayısı ip gibi kesildi. Şu an 3 günlük girişlerde sıkıntı olacağını düşünmüyoruz. Polis muhacerette bunu takip edecek” ifadelerini kullandı.
“4 ile 6 gün arasında pozitifleşen testler var…”
Testin önemine de değinen Akansoy, negatif çıkan testlerin 4 ve 6 gün içinde pozitifleşebildiğini de söyledi. Özellikle temaslı olarak karantinaya alınanların burada yoğunlaşarak pozitifleştiğini de kaydeden Akansoy, “Evde karantinadan bahsediliyor, bileklik olayı için çok iyi organize olunması gerekiyor. Yine tüm bunlar olacaksa evde kelepçe ile karantina sistemine geçilecekse mutlaka 1 gün karantinada tutulmalı. Sonuç çıkıp bileklik takılıp evine gönderilmesi gerekir. Hepimize bu kış ciddi görevler düşüyor halk olarak kendimizi korumak zorundayız” şeklinde konuştu.
“Hekimlerin de bir öngörüsü yok…”
Temas takibinin çok iyi çalıştığını ancak bu salgınla ilgili herhangi bir hesaplama yapmanın mümkün olmadığını ifade eden Akansoy, “Bu süreç çok iyi ya da çok kötü geçecek diyemiyoruz” dedi.
Mart sonuna kadar çok dikkatli olunması gerektiğini belirten Doktor Akansoy, hekimlerin her türlü senaryoya karşı kendilerini hazırladıklarını ancak en kötüsüne hazırlandıklarını ifade etti.
Temmuz açılımı ile vakaların göstere göstere geldiğini hatırlatan Akansoy, şuan Kıbrıs’ın güneyinin salgın nedeniyle çok sıkıntılı olduğunu gözlemlediklerini yakından takip ettiklerini belirtti.
“Salgın boyut değişirse tedbirler alınacak”
Salgının Kıbrıs’ın güneyinde kontrolden çıktığını kaydeden Akansoy’un ifadeleri şöyle:
“Kıbrıs’ın güneyi şuan çok sıkıntılı orayı da izliyoruz, orada çalışan işçilerimiz, öğrencilerimiz, hastalarımız var. PCR testleri arttırılacak, onlarda kendilerini koruyacak. Hastalığın boyutuna göre tedbirler alınacak. Kapatma düşünmüyoruz, ama orayı da yakından takip ediyoruz orası kontrolden çıktı. Üstelik sonbahar ayında olması çok kötü bizim en büyük korkumuz buydu grip başladığı dönemde vaka sayısı arttı. Güney bizim için olumsuz ve kötü yönde şuan en iyi örnektir. Karantinasız giriş test sayısı az devam ederse bizde de kaçınılmazdır.”
“Ciddi bir salgın, bizi yıkar geçer”
Salgının bütün dünyada ekonomik olarak ciddi enkazlar yarattığını ifade eden Akansoy, dünyadaki alınan tedbirleri model olarak alıp yerinde en sert önlemleri almaktan çekinmeden hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Küçük bir adada yaşadığımızı da kaydeden Doktor Akansoy, olası ciddi bir vaka artışında adayı yıkıp geçeceğini söyledi. Doktor Musafa Akansoy, “Küçük bir ülkeyiz ciddi anlamda bir salgın bizi yıkıp geçer çok zor durumda kalırız. Vaka sayısını az tutmak zorundayız covid’le uğraşırken bu hastanede başka tedavi gören onlarca hastamız var. Onların da sağlık hizmeti almaması durumunda ciddi tehlikeye giriyorlar. Bu önlemlerle gidilirse sıkıntı yaşanmayacak. Pozitifler karantina otellerinde yakalanıyor. Gözetim şart. İlk iki ayda 108 hastamız oldu 4’ünü kaybettik, vaka sayısında şuan 800’ü geçtik 1 kaybımız var. Hekimler olarak sürekli kendimizi güncelliyoruz ağır olan hastalarımızı beklemeden yoğun bakıma alıyoruz. Virüs hepimizin yaşam şeklini değiştirdi, buna alışmak bununla yaşamak zorundayız” dedi.