1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Valensiya portakalın sonu da King mandalin gibi olmasın
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Valensiya portakalın sonu da King mandalin gibi olmasın

A+A-

Narenciye sektöründeki sorunlar, aylardan  beri ülkenin gündemini meşgul ederken, zaman içinde giderek büyümüş ve krize dönüşmüştür. Hükümet yetkilileri, sorunları çözeceklerini iddia ederken, sorunlar henüz çözümlenmemiş ve git gide genişlemektedir.

Yaklaşık 15-20 bin ton mandora(King) mandalin yere dökülmüş, üreticiler zarar etmiştir. Bundan hem üreticiler mağdur olacak, hemde üreticileri tazmin için bütçenin yükü artacaktır.

Tarım Bakanlığı ise, dalında kalacak ürünlerin, kilo başına 5.5 TL den tazmin edileceğini  açıkladı. Üreticiler, bu rakamın yetersiz olduğunu söylüyor. Rakamın artırılması gerekiyor.Narenciye sektörü, sadece süslü laflar değil,  sorunları çözecek icraat beklemektedir.

Tarım Bakanlığı ayrıca, yeşillenme hastalığının ülkede henüz görülmediğini ancak, taşıyıcı böceğin tespit edildiğini açıkladı. Söz konusu böceklerin hastalığın görüleceğinin habercisi sayıldığı belirtildi.

Bu bağlamda, Türkiye’ ye King ( mandora) mandalin ihracatı, yeşillenme hastalığı görüldüğü iddiasıyla durmuş durumdadır. Türkiye, bu hastalıkla ilgili olarak hiç tölerans göstermiyor.Bu karardan valensiya portakal da etkilenecek gibi görünüyor.

Sadece, Türkiye’ ye 15 bin ton mandalin gönderileceği açıklanmıştı. Ayrıca, madem ki Türkiye bu hastalıktan endişe edip, narenciye ithalatını durdurdu, bu 15 bin tonda da hastalık riski olmayacak mı? Bu da cevaplanması gereken bir başka soru.

Tarım Bakanlığı, yaklaşık 60 bin ton King-Mandora ürününün 20 bin tonunu sıkmaya, 15 bin tonunun  Türkiye’ye, bir kısmının Azerbaycan ile Irak’a, bir kısmının ise Yeşil Hat üzerinden Güney pazarına gönderileceğini açıklamıştı ama binlerce ton king mandalinin yere dökülmesini de önleyemedi.

Hükümet, valensiya portakal hasadının başladığı bu dönemde süratle hareket edip, mandora(King) mandalin de yaşanan sorunların yaşanmaması için acil tedbirler almalıdır. Valensiya üründe bu yıl  yaklaşık 55- 60 bin ton rekolte olması beklenmektedir.Bu ürünün dalda kalmaması için, mutlaka pazarlanma imkanlarının geliştirilmesi gerekmektedir.

Valensiya ürün için, Türkiye’ ye ihracat imkanları yaratılmalıdır. Hastalık riskinin, ihracat öncesi ürünlerin ilaçlanması ile çözülmesi gerekmektedir.

Mandora ürün için yapılan fumigasyon işlemi, valensiya ürün için de düşünülmelidir. Fumigasyon, ilaçlı gazlarla haşerelerin yok edilmesi yöntemi olarak tanımlanıyor.

Nitekim, Yeşillenme hastalığına sebep olabilecek taşıyıcı böcek ve yumurtasının fumigasyonla öldüğünün denemelerde görüldüğü kaydedilmiştir.

Zaman daralmaktadır.Kriz günden güne büyümektedir.Aksi halde, zararın maliyeti ve faturası çok daha ağır olacaktır.İvedi  olarak kriz masası kurulup, bütün paydaşlarla beraber, valensiya ürününün dalda kalmaması, pazarlanabilmesi ve üreticilerin mağdur olmaması için, Hükümet, elini çabuk tutmalıdır.

İhracatımız içinde, süt ürünleri ile birlikte en fazla payı olan narenciye ürünleri, bu sezon yaşanan sorunlardan ve ihracattaki azalmadan dolayı kan kaybedecek ve ihracat gelirimiz bu yıl önemli oranda düşecektir.Ayrıca, üreticiler, yeterli gelir elde edemeyeceği için, artan maliyetlerden dolayı, gelecek sezonda bahçelerine de iyi bakım yapamayacaktır.

Güzelyurt fakirleşmektedir.Narenciyedeki kaosun yanı sıra, Üniversite yolsuzluğu ve sahte diploma ile anılması da başka bir üzüntü kaynağıdır.

Bölgede bu gelişmeler yaşanırken, Ana muhalefet partisi CTP, Narenciye sektöründe yaşanan sorunları, bölgedeki üniversitede yaşanan usulsüzlükleri, hastanenin bir türlü tamamlanmamasını  ve Hükümet’in yaşananlara kayıtsız kalmasını protesto etmek için,  sendikalar, sivil toplum örgütleri ve bölge halkının  katılımı ile Cumartesi günü  Güzelyurt’ta yürüyüş düzenledi ve  Hükümet’ i protesto etti.

Cumartesi günü, Güzelyurt’ da yapılan yürüyüşe bende katıldım.Üzüldüğüm nokta, bölge halkından eyleme katılımın beklenen düzeyde  olmamasıydı.Bölgenin en büyük gelir getirici sektörü olan narenciye de yaşanan kaos ve belirsizlik üreticileri perişan ederken, bölgeye büyük bir ekonomik hareket sağlayan üniversitede yaşanan usulsüzlükler ortada iken, hastane bir türlü tamamlanmazken, bölge halkının, düzenlenen eyleme yeteri kadar destek vermemesi düşündürücüdür.

Hükümet partilerine destek veren birçok bölge insanı, yaşananlardan memnun değil ise, Güzelyurt’ da sorunların bitmesini istiyorsa, parti rozetini bir yana bırakarak, sesini çıkarmalı, tepkisini koymalıdır.Yok eğer, sesini şimdi çıkarmıyorsa, yaşananlardan ve sonuçlarından daha sonra şikayet etmemelidir.

Öte yandan, unutulmaması gereken bir husus da, bu ülkeyi iyi yönetecek , halka umut aşılayacak siyasi kadroların mevcut olduğudur. Vatandaş, çaresiz değildir.

Halkımız, günü geldiğinde, ülkeyi kötü yönetenlere cezayı kesip, umut veren siyasi partilere ülkeyi yönetme yetkisi  verecektir. Demokrasilerde alternatifler vardır.Yeter ki, umutsuzluğa düşüp, enseyi karartmayalım..

Bu yazı toplam 1300 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar