Varlık İçinde Yokluk
Dün sabah, bir televizyon programında hesap uzmanı ve yıllarca maliye bakanlığında üst düzey görevlerde bulunmuş Sn.Göksel Saydam’ın görüşlerinin bir kısmını dinledim.
Mali, ekonomik ve sosyal konularda konuşurken, geçerli olan (özellikle İngiliz’den kalan) yasaları, önlem alma, denetleme ve kontrol konusunda yeterli olduğunu ancak yöneticilerin ve toplumun bu varlıktan pek haberi olmadığını belirtti.
Gönyeli’de inşaat halinde iken çöken bina konusunda yine eski yasalara atıfta bulundu ve belediyenin ilgili mühendisinin inşaat halinde olan binaları kontrol etmesi gerektiğini belirtti. İşçilerin can güvenliği konusunda da ilgili kurumun denetleme sorumluluğu olduğunu ekledi.
Bir diğer ilginç şey, Ercan’dan uçan Türkiye menşeli uçak şirketlerinin burada vergi vermesinin gerektiğini ama onların Türkiye’de vergilendirildiklerini söyledi. Dünyanın her yerinde çıkış yapılan ülkede vergi verilirken bu uçaklar vergisini kendi ülkelerine ödüyorlar. Halbuki KKTC’ye ödeyecekler ve Türkiye’de ödedikleri vergiden düşecekler. Doğrusu bu..
Kayıt dışı ekonominin çok yüksek rakamlara ulaştığını ve bu konuda, dünyaca tanınmış bir uzman ile ve burdaki bir ekiple çalışma-araştırma yaptıklarını ve yakında bu çalışmayı yayınlayacaklarını da anlattı.
Tabii, Dünya Bankası raporu kaç yıl oldu çıkalı ama uygulayıcı bulamadı. Umarız, Saydam ve ekibinin yeni araştırması dikkate alınır.
DPÖ’den yıllardır ses çıkmazken yeni atanan müsteşar Ödül Muhtaroğlu son günlerde toplumla belli konuları paylaşıyor. Basına, kişi başına düşen gelir ve bazı istatistikleri de veriyor. Bu verilerin 2010 yılındaki bilgiler olduğu söyleniyor.
Yıllardır, istatistik dairesi de çalışmıyor. Gerek milli gelirin hesaplanması ve istatistiklerin güncel teknik çerçevede hesaplanıp hesaplanmadığı önemli bir konudur.
DPÖ yıllardır kalkınma planı da hazırlayamıyor. Çünkü, yaptığı dönemlerde de tahminleri ve öngörüleri tutmamıştı.Yeni müsteşarla belki yeni atılım içine girebilirler.
Yıllardır e-devlet kurulmadığından, devlet daireleri arasında bilgi ve döküman paylaşımı yoktur. Ayrıca, her daire kendi yaptığı işleri ayrıştırarak istatistik tutmamaktadır. Günümüzde bilgisayarla çalışmanın en büyük yararı, programınızı ayarlayıp, istediğiniz tüm bilgi dökümlerini alabilme şansı yakalamaktır.
Bizim en büyük engelimiz, adayın kuzeyinde yaşayan gerçek nüfusu bilmememizdir. Konutlar da tam olarak bilinmiyor. Elektirik ve su sayaçları sayılarak tahmini rakamlar üretiliyor. Halbuki her belediye, muhtarlık bunu yapsa nüfus hakkında daha gerçekçi bir rakama ulaşabiliriz. Diğer yandan, yaşayanlar hakkında istatistiki bilgiler toplanamıyor.
Sonuçta çok kabarık sayıda kamu görevlileri olduğu halde toplumun durumunu gösterecek çalışmalar yapılamıyor.
Toplumun durumunu ve gelecek vizyonunu hazırlada önümüzü göremez hale gelmemizin nedenine gelince....
İngiliz döneminden kalan ve sonradan geçen yasaların yeterince bilinmemesi..Bu nedenle denetim ve kontrol yapılamaması..Toplumda çok nitelikli insanların değerlendirilmemesi orta ve zayıf nitelikte insanlarla çalışılması..
Sorun çözme eksikliği ve maazeret aranması. Yasalar eksik, denetleme hakkımız yok, elemanımız yok gibi gerekçelere sığınılması..
Aslında her şeyimiz var ama yokluk içinde çaresiz gibi yaşamaya devam ediyoruz.