1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Vasat bir maç
Vasat bir maç

Vasat bir maç

Dünkü maçta hava gerçekten güzeldi. Dağdan hafif esen rüzgâr da cabası. Hafif ısıtan güneşi hissettik maçın ilk devresinde, sahada fotoğraf çekerken. Maç adına söyleyebileceğimiz güzellikler bunlar. Bunun dışında ne futbol adına bir şeyler izleyebild

A+A-

 

 

Dünkü maçta hava gerçekten güzeldi. Dağdan hafif esen rüzgâr da cabası.

Hafif ısıtan güneşi hissettik maçın ilk devresinde, sahada fotoğraf çekerken.

Maç adına söyleyebileceğimiz güzellikler bunlar.

Bunun dışında ne futbol adına bir şeyler izleyebildik, ne de gol!

Tek izleyebildiğimiz sakatlıklardan dolayı ilk devre boyunca duran oyun ve maç genelinde çıkan sarı ile kırmızı kartlar.

Ne bir organize pozisyon vardı maç genelinde, ne de organize bir atak. Bütün bunlar, maça girerken “güzel maç olacak” düşüncemizi baltalayan etkenlerdi. Vasat bir maç oynandı dün Girne’de…

İlk devrede çok sık yaşanan sakatlıklar oyunun sürekli durmasına neden oldu. Bu da oyunun temposunun düşmesine sebebiyet verdi.

Tatlısu, ataklara çabuk çıkmak istedi. Her seferinde topu kaptırdılar. Gönyeli, savunmada kazandığı her topu uzun oynamak istedi. İleri atılan her uzun top da malum olarak hakim olduğunuz topu rakibe ortak etmektir. Öyle de oldu…

Gönyeli’nin iler uç ikilisi Kanlı ve Solomon, kendilerine atılan uzun toplarda, Tatlısu savunmasının müdahaleleri ile bu toplara sahip olamadılar.

İlk devresi sıkça duraklayan maçın ikinci devresinde hareketlilik hakimdi, ancak çıkarılan kartlar yönünde. Maç genelinde 9 sarı kart çıktı. Bunların 4 tanesi her iki takımdan birer oyuncunun atılmasına sebebiyet verdi.

Tatlısu’dan İsmail’in gördüğü her iki sarı kart da gereksizdi. Boş yere takımını 10 kişi bıraktı.

İlginçtir, rakibiniz 1 kişi eksildiğinde, üzerine daha fazla gitmeniz gerekir. Ancak Gönyeli bunu gerçekleştirmek yerine, sanki 1 puana razı bir oyun anlayışı gösterdi.

Bana göre kaybedecek bir şeyleri yoktu. İlk üç haftada kaybedilen puanların ardından bu maçı kazanmak için ellerine bir fırsat geçmişti. Rakibi 10 kişi yakalamışken üzerine gitmeniz, risk almak anlamına gelmez, aksine rakip üzerinde baskı kurarak oyunu lehinize çevirebileceğiniz anlamına gelir.

Üzerine gelmeyen bir Gönyeli’yi karşısında bulan Tatlısu,  eksik kalmasına rağmen ileri uçta Allen ve Morris ile gol aradı. İkinci devrede orta sahada oynayan İsmail oyun dışında kalınca, Tayfun hoca orta sahaya bu oyuncunun yerine birini çekmek yerine, ileride koşan adamları bıraktı. Bu da Gönyeli’nin ileri çıkışlarda yine uzun top yolunu denemesine neden oldu.

Yere topu basmadan, kanatlardan ortaları denemeden bir maç geçirdi her iki takım da.

Maçın en net pozisyonu diyebileceğimiz 74’üncü dakikada, Allen Gönyeli savunmasının solunda içeri girdi, penaltı noktası üzerinde bulunan Nurettin’e al da at dercesine bir pas çıkardı. Ben eminim her takımda oynayan hücum oyuncuları, bu tarz pozisyonları bulmak için bazen birçok maç beklemek zorunda kalıyor. Anlayamadığım, Nurettin gibi bir oyuncunun kendisine servis edilen bu pasta, nasıl oluyor da bu kadar cömert davranarak topu ıska geçiriyor? 10 kişi bulunan bu pozisyon, maçın kırılma anı niteliğindeydi.

Gönyeli futbolcusu Özgür de çift sarı karttan oyun dışında kalan bir futbolcu. 68’de oyuna girdi. 86’da çift sarı kartla oyun dışında kaldı. Gerek var mıydı? Aksine takımın rakibe göre bir adam fazla. Rahat olman gerek. Boşu boşuna görülen çift sarı kartı geçtim, oyundan çıkarken rakip tribünlerle diyaloga girmek, bu olayın tuzu biberi. Yakışmadı…

Gün sonunda bardağın dolu tarafına bakacak olursak, Gönyeli ilk puanı ile tanıştı. Tatlısu, önümüzdeki hafta oynayacağı ve favori olacağı Düzkaya maçı öncesi bu maçta da favori olmasına rağmen maçtan 1 puan ile ayrıldı. Bardağın boş tarafı ise, her iki takım adına konuşacak olursak, ilerleyen haftalarda bu maçta kaybettikleri puanları çok arayacaklar.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1019 defa okunmuştur