Vatan: E bebeğim e!..
"Vatan, evde çocuğuna söylediğin ninniyi sokaktaki herkesin bilmesidir" demişti, Beşparmaklar'ın eteğinde demlendiğimiz gecede Hayko Bağdat!
Elbette sokaktaki herkes o ninniyi bilmeyebilir, çünkü sokaklar bir kültür bahçesidir, çok renk, çok kültür, çok kimliktir...
Ama kimseler bilmiyorsa, yabancılaşır, yalnızlaşırsınız.
"Hayatlarımızla oynadılar, hayatlarımızı bozdular" diyordu zaten isyanında.
***
Ermeni/Rum/İnsan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı bir aydın Hayko...
Çok güzel iki gündü onunla... Öylesine sıcak ve samimi oldu ki sohbeti...
Ve kendi duygularını anlatırken, aslında 'biz'i de anlatıyordu.
Hem 'çalınmış' hem de 'çalınmışlık' üzerinde süren hayatlarımızı.
"Bu topraklarda usulüne göre gömülmemiş çok ölü var" derken, "yani Türkiye'de" diye düzeltme ihtiyacı hissetmişti, hiç gerek olmadan...
Bu topraklarda da öyleydi.
"Her koşulda öldürülen çocuğun, kadının, gencin, insanın yanında yer almamız" gerektiğini anlatıyordu, tetiği çeken yerine!..
Tetiği çekeni 'bizden, ötekinden' diye ayırmadan...
***
"Hepimiz Türküz diyorlar. Tamam, diyoruz. Ama sonra Ermeni olduğumuz için savcı yapmıyorlar bizi. O zaman, tamam Ermeniyiz, diyoruz. Bu kez de bölücü olma, diyorlar."
Hiç yabancı değil bize!..
Hem 'hepimiz Türk' diye sabahları mecburi and içtirildiğimiz, hem de kendi ordumuza 'Kıbrıs kökeni' nedeniyle komutan yapılmadığımız gibi (!)
Ve evet, herkes biliyor ne olduğunu, ne fark ediyor ki?!
***
"Gerçeklik hepimizi özgürleştiriyor" diyor Hayko.
Siyasette, ilişkilerde, sevdada, kavgada hep öyle değil mi!..
Ama çoğu zaman 'tutsaklığı' seçiyor ya da tutsaklaştırılıyoruz.
Çünkü 'yüzleşemiyoruz'...
"Yüzleşsek başka bir hayatımız olurdu", evet!..
Oysa bir başka "ninni"yle uyutuyorlar bizi, bir başka ninniyle, senelerdir.
Ve bu ninniyi ne acıdır herkes biliyor (!)
'Vatan'ın eşitlik ve özgürlükle yaşanacak yer değil, 'uğurunda ölünmesi gerektiğini' anlatıyor bu ninni!..