‘İlk kez bir zihniyeti kendi oylarımız ile gönderdik’ dedi, bir dostum…
Ve uyardı: “Bu çok önemli, seçim sonuçlarını yorumlayan kimse buna dikkat çekmedi…”

***

Önce afalladım biraz!..
Sonra ‘anladım…’

***

Kıbrıs’ta “ulusal” değerler ve “milliyetçilik” üzerinden hayatı yorumlayan, Kıbrıs’ın kuzeyini gizli bir “vilayetleşme”ye sürükleyen zihniyetin ‘baba’sı Denktaş’tı.
Ve bu halk Denktaş’ı “seçim iradesi” ile görevden almadı.
Böylesi bir değişime ‘oy vermedi’ yani!..
Çünkü Denktaş geleceği çok daha iyi okuyan ve son derece zeki bir liderdi, ‘aday’ olmadı…
Kendini geri çekti…
Seçime girmedi.

***

Son seçimde “insan”ı değil “devlet”i merkezine alan zihniyete karşı yoğunlaşan tepkinin bir sebebi belki de buydu…
- “Oylarımızla göndermek…”

***

‘Veda’ anları hüzünlüdür…
Eroğlu hem duygusal hem de saygılı bir konuşma yaptı.
Dünyaya bakışını, fikirlerini, siyaset yapma yöntemlerini eleştirdik.
Ancak insan olarak en muhaliflerine dahi her zaman sevgi içinde oldu.
Yeni yaşamında sağlık, mutluluk diyoruz.

***

Kıbrıslı Türk yeni lider Akıncı’nın özellikle ‘İşçi Bayramı’ nedeniyle emekçileri selamlaması anlamlıydı.
Kıbrıs’ta ‘dili, dini, kökeni’ ne olursa olsun herkese mesajlar verdi, ‘evrensel’ çizgisini ortaya koydu.

***

Elbette artık ‘söz’ün fazlası çok da anlamlı olmayacak…
Siyaset dünyamızda Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, Bakanlardan Vekillere genelde tüm aktörler medyayı ve konuşmayı pek severler!..
Ama günün sonunda geriye eylemleriniz, başarılarınız ve icraatlarınız kalır…
Şimdi ‘iş’ zamanı…
Hele de önünüzde ‘barış inşa etmek’ gibi zor bir görev varsa…