Vefasızlar partisi
Daha düne kadar omuzlardan indirmedikleri, bir dediğini iki etmedikleri başkanlarının haline bakın siz UBP’nin...
İrsen Küçük Başbakan olduğu sürece onu yere göğe sığdıramayanlar, makam/mevki/menfaat elde etmek için sonsuz biat edenler şimdi neler yapıyorlar, bakar mısınız?
Seçim harcamaları şaibelidir iddiasıyla polise başvurdular!
Yani dünün Başbakanı, UBP Genel Başkanı şimdi ‘potansiyel sanık’ oldu.
Ersin Tatar başkanlığındaki heyet dinleledikten sonra konu muhtemelen yargıya havale edilecek ve İrsen Bey de ‘1 numaralı zanlı’ sıfatıyla mahkemede ‘sanık kutusu’na girecek!
**
İrsen Küçük’ün başına gelenler aslında UBP içindeki ilk ‘vefasızlık örneği’ değil.
Gelmiş geçmiş bütün UBP Genel Başkanları benzer olayları yaşadılar.
İlk Genel Başkan Rauf Denktaş’tı. Sonra Devlet Başkanı oldu, partili kimliği ortadan kalktı.
Nejat Konuk, Osman Örek ve Mustafa Çağatay sonrası Genel Başkan olan Derviş Eroğlu, uzun vadede UBP’yi ‘Denktaşsızlaştırma’ operasyonu yaptı.
Bu hedefe 1990’lı yılların başında ulaştı. ‘9’lar Hareketi’ ile başlayan sürecin sonunda Denktaş’a yakın isimler DP’yi kurdu, böylece Eroğlu rahatladı.
Kısa bir süre sonra da, 1995 yılında Denktaş’ın karşısına ‘UBP’nin Cumhurbaşkanı adayı’ olarak çıktı.
Denktaş Eroğlu’nu ‘vefasızlık’la çok suçladı.
**
2003 sonrası Eroğlu parti başkanlığından ayrıldı. Hüseyin Özgürgün denemesi tutmayınca Tahsin Ertuğruloğlu Genel Başkan oldu.
Bir zamanlar ‘Eroğlu’nun prensi’ olan Ertuğruloğlu, ‘usta’sı ile yollarını ayırdı.
Partiyi DEP (Derviş Eroğlu Partisi) haline soktu diye Eroğlu’nu suçladı.
Eroğlu ise “Seni siyasete ben soktum. Müsteşar yaptım, milletvekili yaptım, bakan yaptım” diyerek Tahsin beyin ‘vefasız’ tavırlarından çok şikayet etti.
Ertuğruloğlu başkan olarak uzun süre dayanamadı. 2010 seçiminde bu sefer Eroğlu’na rağmen Cumhurbaşkanlığı’na ‘bağımsız’ aday oldu. İpler tamamen koptu. Tahsin bey UBP’den atıldı.
**
İrsen Bey ‘kısa süreliği’ne geldiği UBP Genel Başkanlığı görevinden ayrılmak istemeyince bu sefer bir başka ‘vefasızlık’ hikayesi ortaya çıktı.
Eroğlu’nun oturduğu Saray’a gözlerini diken Küçük, parti içinde ‘Eroğlu temizliği’ne girişti. Partisi mahkeme koridorlarında ele-güne rezil oldu.
Sonunda başardı, Eroğlu ekibinin partiden gitmesini sağladı ve rahatladı. Artık önü açıktı: 2015’te UBP’nin adayı olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi daha kolaydı.
Ne ki, İrsen Küçük bir hesapta yanıldı: Seçim sandığından çıkamadı. Bir gecede Başbakan, UBP Genel Başkanı ve milletvekili sıfatlarının tamamını yitirdi!
Siyasetin en tepesinden dibine düşüverdi.
**
Şimdi Hüseyin Özgürgün ve ekibinin İrsen Küçük’e dönük ‘temizleme’ operasyonunu bu tarihsel perspektifle incelediğimizde ortaya net bir tablo çıkıyor.
UBP ‘vefasızlar partisi’ gibi duruyor.
İrsen Küçük’ün elinde hükümet gücü varken ağzını kapatanlar, kabineye girmek için yağ yakanlar, güç ortadan kalkar kalkmaz eski ‘lider’lerini ateşe atıverdiler.
Hem de ‘suiistimal’ ve ‘yolsuzluk’ ateşine!
Tahminim odur ki bu iş daha epey uzayacak.
Muhtemeldir ki kurt siyasetçi İrsen Küçük de ağzını açacak ve sanırım o zaman UBP içinde başka kıyametler de kopacak.
‘Vefasızlar Partisi’ filmi reklamlardan sonra devam edecek...