Veliler de örgütlendi: Okulları açın!
Birçok veli sosyal medyada örgütlendi, “öğretim döneminin sonuna gelinmesine rağmen, çocukların sosyal, psikolojik ve fiziksel gelişimi açısından okulların bir an önce açılması gerektiğine” vurgu yaptı.
Fehime ALASYA
Sosyal medyada “Eğitim Beklemez İnisiyatifi” adı altında örgütlenen birçok veli “okulların bir an önce açılması ve yeni eğitim yılında benzer sorunların yaşanmaması gerektiğine” vurgu yaptı.
Eğitim sendikaları ise aşılanmayla ilgili eğitimin hala öncelikler arasında yer almadığını ifade ederek, okulların teknik altyapısı gereği yaz ayları için bir çalışmaya uygun olmadığını iddia etti.
Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu ise önceliklerinin 12.sınıflar dışında ara sınıfların sınavlarının olduğunu dile getirerek yaz aylarında eğitim için henüz net bir durumun olmadığını anlattı.
Bakan, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi kararları doğrultusunda hareket ettiklerini kaydetti.
Veliler sosyal medyada örgütlendi…
Yeni eğitim yılına girerken aynı sorunları yeniden yaşamak istemediğini kaydeden veliler, “Bu eğitim yılı bitmiş olabilir, en azından yeni dönemde benzer sorunlar yaşanması diye çabalayalım” diyor.
Sağlık Psikologu ve Psikoterapisti Aslı Niyazi: “Her yer açıkken çocukları eve kapatmak vicdansızlık”
Hem okulların açılmasına yönelik plan yapılması hem de Haziran ayının değerlendirilmesi gerektiğine değinen ODTU Psikoloji Programı Öğretim Üyesi- Sağlık Psikologu ve Psikoterapisti Aslı Niyazi, “Her yer açılmışken, çocukları hala evde tutmak, ekonomiyi canlandırmak uğruna onları eve hapsetmek yanlış olduğu kadar büyük vicdansızlıktır.” dedi.
Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu:
“Yaz dönemi için henüz netlik yok, önceliğimiz sınavlar”
Uluslar arası sınavlar dışında kalan diğer sınavların nasıl yapılacağına dair çalışmalar yürüttüklerini anlatan Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu “Önce bu yıl geriye kalan sınavların nasıl yapılacağına karar vereceğiz, yaz döneminin nasıl değerlendirileceğine ilişkin ise şu an bir netlik yok.” dedi.
Sağlık Bakanlığı’ndan uluslar arası sınavlar dışında kalan diğer sınavların nasıl yapılacağına ilişkin dönüş beklediklerini kaydeden Amcaoğlu, “Bu sınavlar online da olabilir. 28 bin kişi konuşuluyor. Bu kadar kalabalığa PCR yapmak ve sınava sokmanın mümkün olmayacağı ifade edildi, bu nedenle online olabilir” şeklinde konuştu.
2021-2022 eğitim yılını 7 Eylül’de açmayı planladıklarını da belirten Amcaoğlu, “Yaz okullarını açabilirsiniz derlerse açarız. Yaz dönemini nasıl değerlendirileceğini henüz konuşmadık” dedi.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil:
“Eğitim için hiçbir açılım sağlanmadı, yaz ayları için sağlansa da gerekli altyapı yok”
Bakanlığın eğitim için hiçbir açılım sağlamadığını kaydeden KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ise “Eğitimin uzaktan devam edeceği tavırları hala devam ediyor. Müfredatlar hiç azaltılmadı. Devlet ve özel okullar da aynı müfredatı izliyor ve özeldeki imkânlar daha fazla olduğu için ortaya büyük fark çıktı” dedi.
Bakanlığın altyapıya dönük hiçbir hazırlığı da bulunmadığını anlatan Elcil, yaz için ise herhangi bir çalışma yapılmadığını kaydetti.
Elcil, “Ülke sıcaklarında verim alınabilecek bir yapımız yok. Aşılanmayla ilgili hiçbir hazırlık yok. Okulları açtık deseler bile velilerin güvenini sağlamak çok zor” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı:
“Hem eğitim hem de sağlık açısından olumsuz etkilendiler”
Bir yıldır, öğrencilerin okula bölük pörçük gitmeleri, evde uzaktan eğitime devam etmelerinin hem eğitim hem de sağlık açısından olumsuz etkilendiklerini gördüklerini anlatan Elmalı, “Önümüzdeki yıl için gereken tedbirler alınarak toplumsal fayda açısından eğitimde öncelikli olarak gerekli çalışmalar yapılmalı.” dedi.
Birçok velinin, kendince bir arayış içinde olduğunu, çocuklarının gerek sağlığı gerekse sosyalliği açısından endişe duyduğunu anlatan Elmalı, yaz dönemi için uygulamaya konabilecek geniş tabanlı bir çalışma olması durumunda katkı koymaya hazır olduklarını ifade etti.
Elmalı, “12. sınıflar için sınavlar yapıldı, ara sınıflar için de bayramdan sonrası sınavlar olacak.
Yılın sonuna geldik, belki eğitim öğretim anlamında ağırlıklı olmasa bile çocukların sosyalleşmesi açısından, sportif, kültürel etkinlikler düzenlenerek bu ölü dönemin değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Bunun belki de geniş tabanlı şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Veliler, kendince bir arayış içindedir, geniş tabanlı bir çalışma olacaksa bizler de ortaya ne gerekirse katkı koymaya hazırız.” dedi.
Aşılanmayla ilgili eğitime hala daha öncelik verilmediğini ifade eden Elmalı, “Çocukların yüz yüze eğitime geçebilmesi için planlama çok da zor olmamalıydı.” şeklinde konuştu.
Eğitim Beklemez İnisiyatifi Sözcüsü ve Üyesi olan öğrenci velileri neler söyledi?
Eğitim Beklemez İnisiyatifi Sözcüsü Nihat Yılmaz:
“Kararlar alınırken tüm şartlar eşitmiş gibi davranılıyor”
“1 yılı aşkın bir süredir yüz yüze eğitim neredeyse hiç yapılmadı ve istisnai kısa dönemler hariç bu kararlar 5 yaştan 18 yaşa kadar herkese farklı ihtiyaçları göz önünde bulundurulmadan aynı şekilde uygulandı. Bu durum çocukların akademik gelişimini tabii ki etkiledi ama daha düşündürücü olan ve telafisi de mümkün olmayan fiziksel, duygusal ve ahlaki gelişimlerinde oluşan zararlardır. Geçen yıl bu süreç aylarca sıfır vaka ile geçirilirken ne okulların yaz okulları yaparak çocukların sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarının bir nebze karşılanmasına izin verildi ne de bu yıl için bir hazırlık ya da planlama yapıldı. Üzülerek görüyoruz ki aynı yaklaşım bu yıl da devam etmektedir. Temmuz ayına kadar önümüzde 1.5 aylık bir süre olmasına rağmen sene bitmiş ve yaz tatiline girilmiş gibi hareket edilmektedir.
Kararlar alınırken sanki tüm çocuklar ve gençler okullar kapalıyken evde anne veya babaları ile birlikte kalıyor ve her evde mükemmel bir teknolojik altyapı varmış varsayımı yapılıyor. Halbuki birçok 6-7 yaşındaki çocuk ya evde tam gün yalnız kalıyor ya da okullardan çok daha yüksek riski olan ebeveynlerinin iş yerlerine gidip gürültülü ve kalabalık ortamlarda derse girmeye çalışıyor. Bu kararlarla sorumlular aslında çocukları korumuyor sadece bencilce kendilerini direk sorumluluktan arındırmaya çalışıyor maalesef. Allah korusun evde bilgisayarı ile kalan küçük bir çocuk bir ev kazası geçirse kimsenin umurunda değil.”
“Uzun süredir var olan eşitsizliği daha da derinleştirmekte”
Online eğitim yapılırken müfredat yüz yüze olduğu gibi uygulanmaya çalışılırsa bu hem öğrenciler hem de öğretmenler üzerinde yönetilmesi imkansız bir baskı yaratıyor. Ayrıca çocukların geride kalan 1.5 yıl içerisinde ne öğrendiklerini ne biz veliler ne de öğretmenleri tam olarak bilmiyor. Bu sebeplerden dolayı Eğitim Bakanlığı sendikalar ve velilerle de istişare ederek hem bu yılın kalan 1.5 aya yakın kısmı için hem de önümüzdeki yıl için gerçekçi ve uygulanabilir bir eğitim programı oluşturmalı ve her iki dönem için de öncelik sağlık koşulları uygun olduğu sürece öğrencilerin azami süreyi yüz yüze eğitim yaparak geçirmeleri olmalıdır. Bunun için gerekli hazırlık, yatırım vs. ne ise bir dakika bile kaybetmeden yapılmalıdır. “Eğitimde fırsat eşitliği” gibi süslü sözlerin arkasına sığınarak gerek bakanlık gerekse de sendikalar aslında uzun süredir var olan eşitsizliği daha da derinleştirmekte olduklarını artık görmezden gelmemelidir.”
Süreyya Çelmen Değer, Levent İlkokul Velisi- Eğitim Beklemez İnisiyatifi Üyesi:
“Sosyalleşememeden kaynaklanan yalnızlaşma duygusuyla başa çıkamıyoruz”
“Büyük oğlum pandemiden önce çok sosyal bir çocuktu. Lisanslı yüzücüydü, halk dansları yapardı, sanat kursuna giderdi, bateri çalardı… Kitap okumayı çok sever ve düzenli kitap okurdu… Geçtiğimiz yıl pek çok hobisini ve kitap okuma alışkanlığını bir şekilde koruyabildik; ancak 2020 Aralık ayı sonrası kapanmadan sonra çok şey tersine dönmeye başladı. Pandemi ve gelişim yaşı nedeniyle, son beş aydır kendini adeta eve kapattı. Adalet duygusu gelişmiş bir çocuktur ve sisteme karşı çok öfkeli. Arkadaşlarını göremediği ve okula gidemediği için duyduğu öfke, çoğu zaman çok farklı isyanlar olarak dışa vurmaya başladı. Sorumluluktan bahsedince, önce onlar sorumluluklarını yerine getirsin, okulları açsınlar şeklinde sık sık isyan ediyor. Ben işimi değiştim ve evden çalışmaya başladım olabildiğince gözüm üzerinde olsun diye… Yine de online eğitim sırasında anlamadığı konuları öğretmenine sormaya çekindiğini gördük. Öğretmenimizin ilgisi ve okulumuzun desteği ile pek çok şeyi aşabildik ama bizlerin de okulumuzun da kapatamayacağı bazı gelişim ihtiyaçları var ki, bizim yaşadığımız en önemli sorunların başında da o geldi, sosyalleşememeden kaynaklanan yalnızlaşma duygusu…”
“Veliler deseniz, artan sorumluluklar altında ezilmek üzere”
“Ders içerikleri geleneksel yüz yüze eğitimin ders içerikleri. Çocuklar bu içerikleri bu yöntemle nasıl algılayıp öğrenebilirler; bunların eğitim uzmanları tarafından tartışılıp geliştirilmesi gerekir ama online sistemde öğretmene yüklenen yük de inanılmaz derece fazla. Bunun da göz ardı edilmemesi lazım. Veliler deseniz, artan sorumluluklar altında ezilmek üzere. Pek çok veli bu dönemde çocuklarının öğretmeni de olmak zorunda kaldı. ”
“Okulları neden ayrı tutuyoruz? Çocukların derin travmaları, acıları ve öfkeleri oluştu”
“Bir veli olarak benim en çok ağırıma giden, pedagojik formasyon alan bazı öğretmenlerin çocukların bu yaşadıkları sıkıntıları göre göre okulların açılmasının karşısında olmaları. Bizler öğretmenlerimizin karşısında değil, yanlarındayız. Eksiklikleri konuşalım, kampanyalar düzenleyelim gerekirse devlet okullarımız için, ama okullarımız açık kalsın. Ben pek çok farklı kronik hastalıklara sahip bir veli olarak bu tehlikeyi göze alıyorum. Kreşe giden oğlum yaşı nedeniyle zaten maskesiz olarak gidiyor, sonuçta bizim ev halkı aynı riskle halen karşı karşıya. Pek çok meslek grubu aşısız olarak işine gerekli mesafe ve hijyen önlemleri ile çalışmaya devam etti. Okulları neden ayrı tutuyoruz? Çocuklarımız 3 dönemi kaybetmedi sadece. Derin travmaları, acıları ve öfkeleri var. Bu çocukların öfkesini değil, başka sosyal becerilerini empati duygularını geliştirmek zorundayız.”
Habibe Muhtaroğlu- TED Kuzey Kıbrıs Koleji Okulu Velisi- Eğitim Beklemez İnisiyatifi Üyesi:
“Her yeri açtılar, okulları açmadılar, bu hükümetin eğitime verdiği önemin en büyük göstergesi”
“Bizim inisiyatif olarak en büyük hayal kırıklığımız, adamızdaki her yerin açılıp okulların açılmaması oldu. Bu hükümetin eğitime verdiği önemin en büyük göstergesidir. Gelişmiş ülkeler her yeri kapalı tutup okulları açarken biz her yeri açıp okullarımızı kapalı tutuyoruz.
Üstüne üstük online eğitimde bakanlık hiçbir standart belirlemedi ve her okul kendince elinden geleni yapıyor. Online eğitim böyle olmaz bir takvimi bir standardı olur. Ama bizim ülkemizde bunlar ne yazık ki düşünülmüyor, planlanmıyor.”
ODTÜ Psikoloji Programı Öğretim Üyesi- Sağlık Psikologu ve Psikoterapisti Aslı Niyazi:
“Çocukları eve kapatmak vicdansızlık”
“Okulların açılmasına tüm dünyada öncelik verilirken ülkemizde çocuklar tamamen unutulmuş durumdadırlar. Çocuklarımız son 15 ayda sadece 2 ay okula gitmiş diğer tüm zamanlarını da evde, laptop karşısında, hareketsiz, mutsuz, sosyalleşemeden, gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayamadan geçirmektedirler. Tüm araştırmalar çocuklarda obezite, göz bozukluğu, kas-boyun-sırt ağrıları gibi fiziksel belirtiler yanında psikolojik belirtilerin de günden güne arttığını açıkça göstermektedir. Agresifleşmek, yalnızlaşmak, becerilerini unutmak, kaygı ve özellikle ergenlerde depresyon gibi durumlar ortaya çıkıyor.
Gerek özel gerek devlet okullarında online eğitim sürmektedir lakin gerek ilkokul gerek orta okul lise cağındaki çocuk ve gençler için okul demek sadece ders demek değildir, ayni zamanda sosyalleşme, arkadaş ve öğretmenleriyle etkileşim halinde bir çok sosyal beceriyi kazandıkları yerlerdir. Dünya sağlık örgütü, UNİCEF ve ülkemizde de pediatri kurulu artık çocukların okula dönmesi gerektiğini çok açıkça belirtmektedirler. Her yer açılmışken, çocukları hala evde tutmak, ekonomiyi canlandırmak uğruna onları eve hapsetmek yanlış olduğu kadar büyük vicdansızlıktır. Hemen okulların açılmasına yönelik plan yapılması ve haziran sonuna kadar 1,5 ayın değerlendirilmesi şarttır.”