Vizyoner
Düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve inançlarınızı gözden geçirin. Zihninizden geçen tüm düşüncelerin zamansal, mekânsal ve derinlik açısından ne kadar geniş olduğunu gözlemleyin
Kimse ölmek istemez. Cennete gitmek isteyen insanlar bile, oraya varmak için ölmeyi istemezler. Fakat yine de ölüm hepimizin paylaştığı bir sondur. Kimse ondan kaçamamıştır. Ve o zaten böyle olmalıdır çünkü ölüm, yaşamın en mükemmel icadıdır. O, yaşamın yenileme aracıdır. Eskileri temizler ve yenilere yer açılır. Şimdi siz de bu yeni olanlarsınız fakat şu andan çok da uzakta olmayan bir gün siz de eskiyecek ve dünyanın üzerinden temizlenecek, yenilere yer açacaksınız. Bu kadar dramatik olmak istemezdim ama gerçek bu.
Bu dünyadaki zamanınız kısıtlıdır. Bu yüzden bu kısıtlı zamanınızı, başkalarının yaşamlarını yaşayarak harcamayın. Diğer insanların düşüncelerinin sonucu olan dogmalar, inançlarla kendinizi tuzağa düşürmeyin. Diğer insanların düşünce gürültülerinin, iç sesinizi ele geçirmesine izin vermeyin. Ve en önemlisi; kendi kalbinizi ve önsezilerinizi takip edecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve önsezileriniz, gerçek isteğinizi biliyor ve bundan daha önemli bir şey yoktur.
Steve Jobs – Stanford 2005[1]
Düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve inançlarınızı gözden geçirin. Zihninizden geçen tüm düşüncelerin zamansal, mekânsal ve derinlik açısından ne kadar geniş olduğunu gözlemleyin. Vizyonunuzun kütlesini ölçün ve daha sonra genişletin. Bu şekilde dünyayı değiştirecek bir vizyon ve hikaye yaratabilir, yaşamınızın daha derin anlamını keşfedebilirsiniz.
Zamansal boyut: Düşüncelerinizin zamansal boyutuna bir bakın; Kısa vadeli mi düşünüyorsunuz, uzun vadeli mi? Uzun vadeli düşünüyorsanız bunu da ölçün. Ne kadar uzun vadeli düşünüyorsunuz? Ölümün ötesine geçecek kadar ve zamanın ve insanlığın tümünü kapsayacak genişlikte mi düşünüyorsunuz? Steve Jobs’un ve onun gibi diğer vizyoner liderlerin zamanının ve ölümünün ötesindeki vizyonları tüm dünyaya ilham vermiş ve yeni, güzel ve etkili olanı yaratmıştır. Hepimizde aynı potansiyel mevcuttur fakat bir çoğumuz kendi dar penceremizde yaşayarak bir şeyleri hemen elde etmeye çalışıyoruz. Kısa vadeli düşünerek, kısa vadeli sonuçlar elde edebileceğiniz ama uzun vadede anlamsız olabilecek şeyler üzerine tüm yaşam enerjinizi tüketiyor olabilirsiniz. Düşündüğünüz şey ya zamansız olmalı ya da sizin yaşamınızı aşıp tüm insanlığın zamanına dokunmalıdır. Ancak o zaman vizyon mümkün olur, yaptığınız her eylem ve söylediğiniz her söz belki sizden sonra tamamlanacak bir heykele vurulan birer çekiç darbeleri olur. Şu anda yaptığınız ve 5 yıl sonra tamamen anlamsız olacak her şeyi bırakın. Şu anda düşünün; bu yazıyı okumanın sizin için gelecekte herhangi bir anlamı olacak mı? Eğer cevap evet ise devam edin. Yaptığınız şeyleri düşünün. Şu an bunu yapıyor olmak beş yıl sonra bana ne ifade edecek? Eğer cevap yaptığınız şeyin anlamsızlığı üzerine ise şunu sorun; bu şu an yaptığım bana şu anda ne katıyor? Eğer cevap hiçbir şey ise ne olursa olsun onu bırakın. Çünkü onu yapmaya devam etmek, yaşamınızı boşa geçiriyormuşsunuz hissi ile baş etmeniz gerekecektir. Boşa geçen zamanın, hiçbir şey yapmadan geçmesi daha kullanışlıdır. En azından hiçbir şey yapmayarak zihninizi dinlendirirsiniz. Eğer bu şeyin sonuçları kısa vadeli ise ve yapıldığında rahatlamanızı sağlayacaksa, onu hemen yapın. Ertelemeyi bırakın ve harekete geçin. Böylece ya daha büyük bir hedefe yönelebilir veya kendinize hiçbir şey yapmayacağınız güzel bir boş zaman hediye etmiş olursunuz. “Hiçbir şey yapmamak” yalandır çünkü bilinç uyumaz, durmaz ve boş zaman geçirmez. Siz hiçbir şey yapmasanız bile zihniniz çalışır ve o boşluğu değerlendirir.
Mekânsal boyut: bazılarımız sadece kendi mahalleleri, bazılarımız ise şehirleri ile sınırlı bir düşünce yapısına sahiptir. Çok azımız her eylem ve düşüncemizin ulusal boyutta bir etkisi ve değeri olduğunun farkındadır. Ama her eylem, düşünce, inanç, duygu ve düşüncesinin tüm dünyadaki insanlar üzerine etkisi olabileceğini ve tüm insanlıkla iletişim kurabileceğini düşünen ve bilen insanların sayısı gerçekten çok azdır. Şu an içinde bulunduğunuz zihinsel hal, sizin zamanınızı aştığı gibi içinde bulunduğunuz yeri de aşar. Aslında her duygu ve düşünceniz ile tüm insanlığa etki edersiniz. Son yıllarda fizik ve bilinç dünyasında yapılan araştırmalar kuantum yasası olarak her şeyin birbiri ile iletişim içinde olduğunu, her şeyin birbirine bağlarının olduğunu ve dünyanın sürekli olarak bizim düşünce şekillerimize göre yenilendiğini göstermektedir. Evet fiziksel dünya üzerine herhangi bir etkimiz olmuyor gibi görünebilir fakat fiziksel dünya, bizim bu gezegen üzerindeki deneyimimizin çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Steve Jobs’tan yaptığım alıntıda da bunu söylemektedir; “ölüm hepimizin paylaştığı bir sondur”. Çünkü maddenin doğası dönüşmek üzere programlanmıştır ve doğayı tersine döndürmek mümkün değildir. Ama bedensel olarak ölümlü olduğumuz gerçeği, yaşamımızı nasıl yaşayacağımızı düşünmemizi sağlamaktadır. Biz hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamamıza rağmen yaşamımızı ölümümüze göre planlarız. Ölümümüz kimseye bir şey öğretmez fakat yaşamımız tüm dünyayı etkileyebilir. Şu anda yaptığınız ve düşündüğünüz her şeyi global bir boyuta nasıl taşıyabilirsiniz. İşinizden başlayın. Mesela daha fazla insana nasıl hitap edebilirsiniz? İnterneti ve diğer modern imkanları kullanarak daha büyük bir kitleye yayılacak olsanız, insanlara söylemek, vermek ve anlatmak isteyebileceğiniz neler olurdu? Tüm dünya sizi dinlese neler söylemek isterdiniz? Yaşamınızın hikayesi dünyaya ne anlatsın? Hepimiz bu dünyaya geldik ve hepimiz sonunda buradan gideceğiz. Bu açıdan farksızız. Ama aradaki kısa zaman içerisinde neler yaptığımız, neler düşündüğümüz, nasıl hissettiğimiz ve yaşamımız içerisinde çevremizdeki ve dünyadaki insanlara neler hissettirdiğimiz, tamamen farklıdır. Bedenimizin dışında olan şeyler bunlardır. Bedenimiz gittiğinde, bizimle kalacak olan bunlardır. İnsanlığa katabileceğimiz şey hikayemizdir.
Derinlik: Kelimelerimiz, yüzeyseldir. Daha derinlerde deneyimlediğimiz hisleri ifade etmeye çalışan küçük işaretlerdir. Düşüncelerimiz de yüzeyseldir çünkü onlar kelimelerden kaynaklanır. Sadece kelimelerden biraz daha derine giderler. Bu yüzden vizyon kelimesi insanlarda ilk olarak gelecekle ilgili bir ifadeyi andırır. Çünkü kelimeler derin vizyonu anlatamaz. Hissettiklerimiz ise derindedir. Hissedip de farkında olmadığımız şeyler çok derinden gelirler. Durup odaklanmazsak onları görmemiz zordur. Ama durup odaklanır ve o derinliği keşfedersek ondan sonra kelimelerimiz ve düşüncelerimiz de o derinliğe hizmet etmeye başlar. Vizyonun zamansal ve mekânsal genişliği, derinliğinden kaynaklanmaktadır. Yaptığını şeylerin zamanın ve mekanın ötesinde olduğunu fark etmeniz halinde yüzeysel düşünmeyi ve bakmayı bırakıp daha farklı açıları da düşüncelerinize katarsınız. Siz farkındalığınızı geliştirdikçe yeni ihtimaller, sonuçlar ve özellikler de algınıza gelir. Böylece her şeyin bütünlüğünü algılar ve ona göre hareket edersiniz. Üç boyutlu düşünme budur ve siz her ihtimali ve niteliği düşüncelerinize kattığınızda yeni bir boyut eklenir.
Dar vizyon, kısır bir deneyim yaratır. Her şeyden küçük ve anlamsız beklentileriniz olur sürekli kendinizi korumaya çalışırsınız ve kısa vadeli sonuçların tuzağına düşersiniz. Küçük beklentiler ve düşünceler üzerine koşarken yaşam geçer ve gider. Yaşamı nefesinizle birlikte içinize çekebilmek ve her anını tam anlamıyla hissedebilmek için daha geniş bir pencereden bakmalı, daha büyük bir vizyonun rehberliğinde yaşamalıyız. Bu hepimizin çok bilinen büyük işler yapmamız ve dilden dile dolaşan hikayeler yaratmamız gerektiği anlamına gelmez. Bu bizim kendi benliğimizi bulmak için daha derin ve geniş bir pencereden bakarak yaşamamız ve basit deneyimlerimizi bile bir sanata veya neşe kaynağına dönüştürebilir ve bizimle birlikte yaşayan herkesi de etkileyebiliriz. Küçük bakış açısına geçtiğiniz her anda silkinin ve uyanın. Küçük beklentiler ve düşünceleri bir kenara koyun. Hangi çözümün veya davranışın herkesi için en iyisi olabileceğini ve nasıl bir bakış açısıyla bakarsanız daha farklı davranabileceğinizi düşünün. Bu yeterli olacaktır.
Mucizeler sizinle olsun...
Tüm insanlık adına, teşekkürler Steve Jobs....
HAFTANIN ÖNERİLERİ
James Arthur Ray – Bolluk Yasaları
Sandra Anne Taylor – Kuantum Başarı
Shakti Gawain – Yaratıcı İmgeleme