1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Voni ve Komikebir’de yeni kazılar…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Voni ve Komikebir’de yeni kazılar…

A+A-

Kayıplar Komitesi’nin “kayıp” Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar’dan geride kalanları aramakta olduğu kazılara devam ediliyor.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden aldığımız bilgiye göre, askeri bölge olan Voni’de (Gökhan) yeni bir kazıya başlandı.

1974’te Voni bir tür “esir kampı”na dönüştürülmüş ve bu alana bölgeden esir alınan sivil insanlar toplanmıştı.
Voni Kilisesi içerisinde birlikte tutulan Kıbrıslırum sivil esirler daha sonra “erkekler” ve “kadınlar” olarak ayrılmıştı.

Voni’de esir tutulan bazı sivil Kıbrıslırumlar, kiliseden alınarak soğukkanlılıkla öldürülmüş, bazı genç kızlara da tecavüz edilmişti.

Bu olaylar, Voni “kampı”nın oluşturulduğu ilk günlerde yaşanmış ve daha sonra kampa bir “düzen” gelmişti.  Kampın yönetimine Abohor’dan Alpay Topuz’un atanmasıyla birlikte Topuz, kamptaki tecavüzleri durdurmuş, esirlere insani davranmasını sağlamaya çalışmıştı.

Voni’de yaşananları bu kampta esir tutulanların ağzından, yıllar önce bu sayfalarda paylaşmıştık.

Okurlarımız ayrıca, Voni’deki olası gömü yerleri hakkında bildiklerini paylaşmışlar, biz de bunları Kayıplar Komitesi yetkilileriyle ve okurlarımızla paylaşmıştık…

2006’DAN BAŞLAYARAK VONİ’YLE İLGİLİ OKUR İHBARLARI…

22 Kasım 2006’da bu sayfalarda okurlarımızdan bir ihbarı şöyle paylaşmıştık:

““Voni’de gömülü olanlar yalnızca kayıplar değil...”
Kıbrıslırum bir okurumuz ise, bir ihbarda bulunarak bize şu bilgiyi verdi:
“1974’te Voni (Gökhan) kampında ve civarında gömülü olanlar yalnızca “kayıplar” değildir. Voni kampında kendi eceliyle ölen yaşlı Kıbrıslırumlar da yine Voni’ye gömülmüştür. Kayıplar Komitesi, okulun arkasını kazarsa, kampta ölmüş olup buraya gömülenlerin naaşlarını bulacaktır. Hatırladığım kadarıyla bunlar 4-5 kişiydiler...”
1 Ocak 2008 tarihinde bu sayfalarda bir okurumuzun aktardıklarını şöyle paylaşmıştık:

““Voni Deresi’nde çok sayıda Kıbrıslırum ‘kayıp’ yatıyor...”
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Minareliköy’le (Neahorgo Kitrea) yazdıklarınızı okudum. 1974’te ben de gömü ekibinde idim. Minareliköy Rum mezarlığının dışında bir kuyu vardır. Kayıplar Komitesi bu kuyuyu açarsa, içinde bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın cesetlerini bulacak.
1974’te o bölgede öldürülmüş olan bazı Kıbrıslırum sivilleri gömmek için Voni (Gökhan) kilisesinin hemen arkasına büyük bir çukur kazmış ve onları gömmüştük. Kayıplar Komitesi bu bölgeye de bakarak bazı Kıbrıslırum “kayıp” insanları bulabilir.
Ercan Yonca kavaşığının oradan kuzeye doğru girdiğinizde 400 metre kadar içeride Voni deresi başlar. Buradan Beyköy’e doğru iki kilometre boyunca bu Voni deresi devam eder... Bu noktada çok yoğun çarpışmalar olmuştu. Eğer bu dere Ercan kavşağından Beyköy’e doğru kazılacak olursa, bir metre derinlikte kemiklerin çıkacağını tahmin ederim çünkü zaman zaman dolaşırken bu Voni deresinde ben de sürekli yağmurlardan ortaya çıkan kemiklerle karşılaşıyorum.”
27 Temmuz 2008’de bir başka okurumuz da şu bilgileri paylaşmıştı ve bu sayfalarda yayımlamıştık:

““Voni’de zeytinliğin altında 8-10 kişilik bir grup gömülüdür...”
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde Kayıplar Komitesi, Voni (Gökhan) yakınında bir noktada bir kuyuda kazı yapmaktaydı. Bu kazı epeyi bir zaman sürdü. Daha sonra bu kuyudan tek bir kişinin çıkarıldığını duyduk.
Bu kazının yapıldığı noktanın 50 metre kuzeyinde bir zeytinlik vardır. Bu zeytinliğin altında 8-10 kişilik bir Kıbrıslırum grubu gömülüdür. Zeytinliğin doğu kısmı kazılırsa, bu grubun orada gömülü olduğu görülecektir.
Eskiden burası askeri bölge değildi...  Biz oraya hayvanlarımızı otlatmaya götürürdük. 10-15 sene kadar önce aniden asker burasının etrafını telle kestiydi ve artık bizim oraya girmemize müsade edilmedi.”
8 Şubat 2009’da ise bir başka okurumuz şu bilgileri paylaşmıştı:

““Voni’de Çoban Kipros’un gömüldüğü yer, okulun batısında, incir ağaçlarının altında idi...”
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Kitrea’yla (Değirmenlik) ilgili yazılarınızı okumaktayız. Kitrea’dan (Değirmenlik) tanıdığımız bir çoban vardı. Bu adam Çoban Kipros Kolyos idi. Kipros Kolyos, Kitrea’dan (Değirmenlik) tutuklanarak Gökhan (Voni) kampına götürülmüştü. Sonra bir akşam kiliseden alınarak öldürülmüştü.
Onun gömülmüş olduğu yeri biliyorum.
Bu yer okulun batısında incir ağaçlarının altında idi. Okulun batısından bir yol vardı, bu bir ova yolu idi. Oradaki son evin yanına gömülmüştü. Çoban Kipros, tek başına değil, 6-7 kişilik bir grupla gömülmüştü. Çoban Kipros 50 yaşlarında idi ve sivil idi.
Çoban Kipros’u öldüren kişi de bir ............ idi. Çoban Kipros’un eşi Sotira çok iyi bir kadındı. O da kocasından birkaç yaş küçük bir insandı. Çok iyi Türkçe konuşurdu. Bu kadın Voni (Gökhan) kampında kaldığı süre içerisinde, kamptaki esirler için yemek pişirmekte idi. Hatırladığım kadarıyla kampta Çoban Kipros’un kızları da vardı. Bunlardan bir tanesi kuaför idi, galiba bir tanesi liseye giderdi, bir kızı da galiba ya bankada, ya da birceez devlet dairesinde işlerdi.
Bu altı-yedi kişilik grup için Kayıplar Komitesi kazı yaparsa, Çoban Kipros’un da söylediğim yerde gömülü olduğu anlaşılacak...”
Konuyla ilgili olarak yaptığımız araştırmada, Çoban Kipros’un beş kızı olduğunu, bir de küçük oğlu olduğunu ve bunların Ekim 1974’e kadar Voni (Gökhan) kampında kaldığını öğrendik...”

DİĞER KAZILAR…

Kayıplar Komitesi’nin Voni (Gökhan) askeri bölgesinde başlatmış olduğu kazıların yanı sıra Komikebir (Büyükkonuk)’ta da yeni bir kazı başlattığını öğrendik. Bu alanda şüpheli bir alan gören bir okurumuz bize bu bölgeyi göstermiş, biz de Kayıplar Komitesi yetkililerine bu yeri göstererek öyküsünü anlatmıştık.
Geçtiğimiz günlerde Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte bu bölgeye tekrar gittik ve sözkonusu bölgede şüpheli bir kazılıp örtülmüş çukur görmüş olan şahidi Kayıplar Komitesi yetkilileriyle buluşturduk.
Bu olası gömü yerini Kayıplar Komitesi’ne gösteren şahit, bu konuda bize yardımcı olduğu için kendisine çok teşekkür ederiz.
Kayıplar Komitesi yetkilileri bu alanda bir kazı başlatmış bulunuyor.
“Apelandro” diye bilinen bu bölgede yıllar önce 6’sı Komikebirli, 6’sı Eftagomili olmak üzere 12 Kıbrıslırum “kayıp”tan geride kalanlar bulunmuştu. Şahidin “şüpheli” bulduğu nokta da, bu gömü yerine yakın…
Kayıplar Komitesi, Mora’da, Vasilya’da, Tekke Bahçesi’nde, Girne’de, Kermiya’da, Çite’de (Kiti) ve Larnaka’da mezarlık dışında kazılarını da sürdürüyor…
Kayıplar Komitesi kazı ekiplerindeki arkeologlarımıza, şirocularımıza ve tüm diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.

------------------------------


 “Dayanışma”, “Yüzleşme” etkinlikleri çerçevesinde Kayıplar Komitesi Laboratuvarı’nı ziyaret edecek…

“Yıllardır yok sayılan acılar aydınlatıldıkça barış inşa edilebilir…”

“Dayanışma” adına bir açıklama yapan Mertkan Hamit, “Yüzleşme” etkinlikleri çerçevesinde önümüzdeki Salı günü Kayıplar Komitesi’nin ara bölgedeki Antropoloji Laboratuvarı’nı ziyaret edeceklerini bildirdi. Basın mensuplarını bu ziyareti izlemeye davet eden Hamit şöyle dedi:

“Dayanışma, bugün özlemini duyduğumuz barışın ortak yaşantılar ve ortak mücadele deneyimleri ile tesis edilebileceğini savunur. Bu anlamda geçmişte yaşanan çatışma dönemleri ile yüzleşmenin, yıllardır yok sayılan acıların aydınlatılmasına yardımcı olacağını ve ancak böyle bir durumda, demokrasi ve insan haklarına dayanan bir siyasi kültür temelinde barışın inşa edilebileceğini düşünür.

Buradan yola çıkarak, 19 Temmuz 2016, Salı,  saat 11:30’da Dayanışma temsilcileri ve iki taraftan barış yanlısı aktivistlerin, ara bölgede bulunan Antropoloji Laboratuvarı’na gerçekleştirecekleri ziyarete basın mensuplarını davet etmek isteriz. Ziyarette komite üyeleri Gülden Plümer Küçük, Nestoras Nestoros ve Paul-Henri Arni  yanında bilim insanları ile de görüşme gerçekleştirilecektir. Görüşmenin ardından ise basına Türkçe ve Rumca açıklama yapılacaktır. Tüm basın, açıklama için saat 12:15’te Antropoloji Laboratuvarı dışında yer alabilecektir.”

Açıklamada bu etkinliği izlemek isteyen basın mensuplarına nereye başvurmaları gerektiği konusunda da bilgi verildi. Bunun için BM Barış Gücü’ne başvuru yapmak gerekiyor. BM Barış Gücü de dün yaptığı açıklamada bu etkinliğe katılmak isteyen basın mensuplarına benzer bir çağrıda bulundu…

Bu yazı toplam 2338 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar