Zeki Kayalp

Zeki Kayalp

Voyvoda

A+A-


Hafta içi konuşulan konuların başında Real Madrid- GS maçı geldi. Türk medyası öyle bir gaz verildi ki, yediden yetmişe hemen hemen herkes Galatasaray’ın Real Madrid’i eleyeceğini düşündü. Açıkcası GS-Mersin İdman Yurdu maçında Mersin’li oyuncuların duyguları  ne ise, Real Madrid-GS maçında da GS’li futbolcuların duyguları ayniydi.  Bu düşüncem diğer Türk takımları için de geçerlidir. Büyük takımlara karşı konsantre olursunuz. Belki,  binde bir de şansınız tutar.
Medya her ülkede güçlüdür.Türkiye’de farklı bir güce sahiptir. Oynanacak bir karşılaşma için   sabahtan akşama kadar  spekülasyon yaratabiliyor. Yapılan yorumlarla insanların kafalarını karıştırabiliyor. Bir gün bakmışsınız övüyor. Diğer gün yerin dibine batırabiliyor. Bazı önemli karşılaşmaların bir hafta öncesi  bir hafta sonrası bile var.
Sosyal medya her gün için saçmalık üreterek insanlar üzerinde deney yaparmış gibi tartışma yaratabiliyor. Maç biter ama maçı bitirmek istemez. Amaç belli. Sporun bir yerlere gitmesini istemiyorlar. Onlar için önemli olan reyting ve sporu yönlendirip perde gerisinden yönetmek. İşte, bu duygulara kapılan bir çok Kıbrıs’lı Türk de saçmalıklarla dolu tartışmalar içerisine girerek, fanatizime destek verip  bir bakıma kimlik değiştirebiliyor.
Geçen hafta sonu  GS-Mersin maçında çıkan olaylar malumunuz.  Yapılan hareketler gencecik çocukların kanına işledi. Düşmanlığın, kinin,nefretin ve tehtidin bir topluma nasıl aşılandığını öğrendik. Toplum içerisindeki çatışmaya ön ayak olan kişilerin nasıl korunduğunu, yetkili bir bayana nasıl saldırıldığını izledik.  Neymiş efendim adam bir kere UEFA kupası aldı ya, sanki de dünyayı o yönetiyormuş gibi davranıyor. Daha sonra bu şahsiyetler ünüversitelerin panellerinde  sporun dostluk- kardeşlik olduğu söyleyip doktora ünvanı alabiliyor. Hatta İMPARATOR lakabı ile de anılabiliyorlar.
Adam bir de çıkıp, “benim huyum böyle, beni böyle kabul edin” demez mi? İnsanın çıldırası geliyor. Şampiyonlar liginde BİSSİ KEDİ, hakem hata yaptığında eller başa gider.  Türk liginde DİNAZOR. Hakem hata yaptığında işaret parmağı ile tehtidler yağdırabiliyor. Bu ne biçim kültür, ne biçim spor anlayışı. Ne biçim ahlak anlamak mümkün değil. Neredeyse çocuklarımıza derdimizi anlatamıyoruz. Bu hareketlerin normal bir insanın yapacağı hareketler olmadığını söylesek de Fatih Terim’e kıl kondurmuyorlar.  Buna paralel sosyal medyada istemediğiniz kadar belden aşağıya geyik muhabbeti. Dersler, sınavlar, ekonomik durum bir anda unutulmuş. Sağa sola küfreden,küfrettiren, tehtid savuran bir VOYVODA’NIN hareketlerinin doğruluğu  tartışılıyor.
Tabi bu gibi hadiseler eğitimle ilgili. Bir ülkede eğitime harcanan rakam alt sınırlarda gezinirse,  karşınıza FATİH TERİM gibi çocuklarımıza ve özellikle genç nesillere kötü örnek olacak kişiler çıkar. Ve ne utançtır ki, bu şahsiyet TV ekranlarına çıkıp Türkiye Cumhuriyeti 2020 İstanbul  Olimpiyatları Adaylığı için reklam yapabiliyor.
Vallahi, ben birşey anlamadım. Anlayan varısa anlatsın.

Bu yazı toplam 1917 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar