Εvsel sıvı atıkların yönetilmesi ile ilgili Avrupa yönergeleri
Kirlilik ve çevreye verilen zararın sebebi endüstriyel ve şehirsel insan faaliyetleri olduğu gibi meyve, sebze ve hayvancılık üretimi gibi tarımsal faaliyetler de olabilmektedir.
Kirlilik ve çevreye verilen zararın sebebi endüstriyel ve şehirsel insan faaliyetleri olduğu gibi meyve, sebze ve hayvancılık üretimi gibi tarımsal faaliyetler de olabilmektedir.
Çevrenin ama özellikle deniz, nehir, göl gibi sulak ekosistemlerin ve hatta akiferlerin, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının korunması için atılması gereken ilk adım şüphesiz ki atık su yönetim birimlerinin kurulmasıdır.
Merkezi kanalizasyon altyapısı sistemlerinin kurulması, arıtılmadan geçirilmemiş atık suların yer üstü su kaynaklarına, denizlere, sulak alanlara ve çevreye sirayet etmemesi için en azından büyük yerleşim yerlerinde ve deniz kenarı şehirlerde şarttır.
Şehir atıkları için düzenlenen 91/271/ΕΟΚ numaralı Avrupa yönergesi; 2,000 kişinin üzerinde nüfusa sahip her yerleşim yerinde; sıvı atıkları arıtma istasyonlarına veya en azından ikinci derecede bir işlemden geçirmek üzere başka bir istasyona yönlendirilmesini zorunlu kılar. Avrupa yönergesine göre ‘Sıvı Atık Toplama Şebekesi’ şehir atıkları için zorunludur.
Adanın güneyinde Su Kaynakları Geliştirme Bölümü’ nün verilerine göre, sıvı atıkların üçüncü derecede işlemden geçirilerek elde edilen geri dönüştürülmüş su, ihtiyacın karşılanması için önemli miktarda su sağlayan güvenilir bir kaynaktır. Geri dönüştürülmüş bu su aynı zamanda barajlarda ve yer altı su kaynaklarında bulunan mevcut taze sudan da tasarruf edilmesini sağlar.
Doğru Tarımsal Faaliyet İlkelerine göre güney Kıbrıs’ ta sıvı atıklara üçüncü derecede bir işlem uygulanarak geri dönüştürülen suyun tarımsal alanlarda, hayvan yetiştiriciliğinde ve yeşil alan olarak ayrılan bölgelerde kullanılması mümkündür.
Su Kaynakları Geliştirme Bölümü; Lefkoşa, Limasol, Lârnaka, Baf, Paralimni – Agia Napa, Athienou, Astromerit, Soleas, Kokkinohorio gibi şehir kanalizasyon altyapısına sahip bölgelerde ve diğer küçük yerleşim yerlerinde oluşan sıvı atıkların üçüncü derecede işlemden geçirilmesinden ve elde edilen geri dönüştürülmüş suyun da yönetiminden sorumlu mercidir.
Kıbrıs’ın güneyinde evsel sıvı atıkların kullanım değeri
Kıbrıs Su Kaynakları Geliştirme Bölümü’ nün verilerine göre Haspolat İki Toplumlu Su Arıtma Tesisi hariç mevcut biyolojik istasyonlarda elde edilen ve devletin sulama ağları aracılığı ile tarımsal alanlarda, hayvan yetiştiriciliğinde ve yeşil alanlarda kullanılmak üzere dağıtılan geri dönüştürülmüş su miktarı 2020 yılında yıllık 22 milyon metreküpü aşmıştır.
Tarım alanlarının sulanması için gerekli olan yıllık su miktarı 150 milyon metreküpe ve yeşil alanların sulanması için gerekli olan su miktarı 10 milyon metreküpe ulaşmıştır. Bugün, geri dönüştürülmüş suyun değerlendirilmesi ile sulama ihtiyacının yüzde 11’i karşılanmaktadır. Önümüzdeki 7 yıl içerisinde ihtiyacın yüzde 25’ini karşılayacak duruma gelmesi beklenmektedir.
Baf’ taki kanalizasyon sisteminden elde edilen atık sudan geri dönüştürülen su Ezousa akiferine yönlendirilmekte ve önemli çevresel faydalar elde edilmektedir. Buradan çıkarılan taze su niteliğindeki su, devletin sulama ağı aracılığı ile dağıtılmakta ve yalnızca sulama maksadı ile kullanılmaktadır. Benzer bir şekilde Limasol – Amathounta’daki kanalizasyondan elde edilen geri dönüştürülmüş suyun önemli bir miktarı Ağrtotur Akiferine yönlendirilmekte ve yalnızca sulama maksadı ile kullanılmaktadır.
Kıbrıs Su Kaynakları Geliştirme Bölümü Müdür Yardımcısı Panagiota Hacıgeorgiou’nun ifadelerine göre; sıvı atıklardan geri dönüştürülen su:
1- Bir atık değil temiz bir su kaynağı olarak görülmelidir.
2- Mevcut temiz su kaynaklarından tasarruf edilmesi ve kuraklık zamanlarında temiz su kaynaklarının hazır durumda olması için etkili bir araçtır.
Panagiota Hacıgeorgiou şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Toplumun atık sulardan geri dönüştürülen suyun tarımda kullanılması algısına sahip olması başarıdaki en kritik faktördür; bu kabulü ve güveni kusursuz bir şeffaflıkla pekiştirmeliyiz. Uzun vadede toplum sağlığına zarar verebilmesi muhtemel olan konuların önceden etraflıca araştırılması için sistemli bir çalışma gereklidir. Geri dönüştürülmüş suyun tekrardan kullanımı kurallara, kontrollere, güvenlik önlemlerine, süreçlerin üst derecede yönetimine ve tavsiyelere uygun bir biçimde yapıldığında ortaya güvenilir bir su kaynağı çıkmaktadır. Toplum ve çevre için ortaya çıkan katma değer yapılan her türlü harcamanın önündedir, AB’ nin çevre ile ilgili politikaları ve amaçları ile uyumludur ve daha geniş ölçekte de toplum refahına katkı koymaktadır.”
(Su Kaynakları Geliştirme Bölümü, 02/03/2017).
Tüm Kıbrıs’ta yeşil enerji’ye geçişin hızlandırılması
Teknoloji bugün yurdumuza, bir taraftan evsel sıvı atıkları ve deniz suyunu birtakım işlemlerden geçirdikten sonra zahmetsizce ulaşabileceğimiz içilebilir su ve sulama suyu; diğer taraftan da bize güneşin, rüzgârın, evsel katı atıkların ve hayvansal atıkların kullanıldığı Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) kurulumları aracılığı ile zahmetsiz ve ekonomik bir enerji kaynağı sunuyor.
Öncelikle Kıbrıs’ ın, kuzeyi dahil olmak üzere, tüm şehirlerine Sıvı Atık İşlem Birimleri (Biyolojik İstasyonlar) kurulması “Ekosistemin Hemen Yeniden Birleşmesi” platformunun amaçlarına ulaşabilmesi için gereken atmosferi ve ön koşulları sağlayabilirdi. Çünkü;
- Akifer, sahil, plaj ve çevre kirliliği azalırdı.
- Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarının birbirine karşı bağlılığı ve sorumluluğu artardı.
Geri dönüştürülmüş suyun ve biyolojik çamurun tarım alanlarında kullanılması, Sürdürülebilir Kalkınmanın ve Kıbrıs Yeşil Mutabakatı’nın temel yapı taşlarından biri olan “Ekonomik Kalkınma” sağlanırdı. Çünkü,
- Kıbrıs Türk toplumunun su alımı için yurt dışına harcadığı giderler azalırdı.
- Tarım ve hayvancılık ürünlerinin girdi maliyetleri azalırdı.
- Kıbrıs tarım ürünlerinin rekabet edebilirliği ve kalitesi artardı.
Bir diğer yapı taşı olan “Toplumsal Birlik”:
- Tarımda ve hayvan yetiştiriciliğinde yeni iş imkânları yaratılacağından,
- ve Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki işbirliği güçleneceğinden dolayı gelişip güçlenebilirdi.
Son temel yapı taşı olan “Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması” ise
- Yer altı su kaynağı olan akiferleden çıkarılan su miktarından tasarruf edileceğinden,
- Dönemsel ve bölgesel ürünlere olan talebin artacağından,
- Yeni sulak alanların gelişmesine imkân verileceğinden,
Ve yer altı su kaynakları zamanla zenginleşeceğinden dolayı başarılabilirdi.
Lefkoşa’yı birleştiren “İki Toplumlu Biyolojik İstasyon.”
Haspolat’ta bulunan Biyolojik İstasyon’un kurulumu ve çalıştırılması Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar’ın birbirleri arasındaki işbirliğini zorunlu kılarak birbirlerine karşı olan bağlılıklarını artırmıştır.
Avrupa Birliği’nin çevre altyapısı ile ilgili hazırlamış olduğu broşüre göre Haspolat’ ta bulunan İki Toplumlu Biyolojik İstasyon:
1) Avrupa’da Membran teknolojisini kullanan 2’nci en büyük tesistir.
2) 270,000 kişinin sıvı atığına eşdeğerde olan günlük 30,000 metreküp evsel atık suyu, ve 1000 metreküp evsel vidanjör suyunu arıtma kapasitesine sahiptir.
3) Yılda 10 milyon metreküpün üzerinde ve 500 hektarlık tarımsal alanın sulanmasına yetecek kadar AB standartlarında atık su arıtımı yapmaktadır.
4) İşlenerek susuzlaştırılan atık çamurundan; tarımsal ihtiyacın karşılanması ve toprağın zenginleştirilmesi için kullanılan organik gübre üretimi sağlamaktadır.
5) Biyolojik atıkların enerji içeriğini yeşil enerjiye dönüştürerek kendi ihtiyacı olan elektriğin yüzde 20'sini kendisi üretmektedir.
Bir sonraki makalemizde adamızın hava koşullarından bağımsız olarak su ihtiyacını karşılayabilmesi için; birincil hammadde olan ve tükenmek bilmeyen deniz suyunu içilebilir suya dönüştüren Deniz Suyundan İçme ve Sulama Suyu Üretme Birimlerini konu edeceğiz.
Nuri Silay ([email protected])
Παντελής Σοφοκλέους ([email protected])