WELCOME!
Güneye son bir ayda 400 bin kusur "turist" gitmiş!
Turist yani... Gerçekten!
* * *
Hani de böyle küçük bir adada "kumarhane"siz turizm olmazdı ya (!)
Olurmuş demek ki...
Bal gibi!
* * *
"Turist" kavramı bize başka, güneye çok başkadır!
Bir, turist kılığında "çalışmaya" gelenler var bizim ada yarısına...
Kaçak işçiler!
İki "kumarhaneye hapsedilenler" var ki, çok mühim!
Eğlenceleri de birlikte geliyor, çalgı çengi takımlar, udlar kemanlar...
"Doğum" için gelen bir kesim de var, ilginçtir.
Son senelerin gelişen bir akımı bu!
"Kürtaj" turizmi vardı ki, bir süreliğine "tırsmış" olmalılar.
“Tüp bebek turizmi” şimdilik idare ediyor.
“Asker turizmi” var, izin günlerinde...
Caddeler boyu tek tip saç boyu!
Bir de "soygun" turizmi var tabii...
"Adaya geldiğinin 14'üncü saatinde üç işyerini soydu" falan diye yazıyoruz.
Ve en mühimi, "yurttaşlık turizmi" şimdi!
Gelip kimliğini alıyor, gidiyor!
* * *
O nedenle, turist yerine, genelde "yolcu sayısı" açıklanır bu yanda...
Otellerin "doluluk oranı" söylenir...
Ama "oran..."
Pek sayı bilmeyiz!
Nüfusunu sayamayan toplumdan, turistini sayması da beklenmez zaten...
Mesela cuma gecesi inen, pazar gece yarısı dönen uçaklar var...
Muhabbet "rulet"tir!
Ne Büyük Han'ın yolunu bilirler, ne de Othello'nun varlığını!
Soli'ye görseler, Barcelona’daki stat sanırlar...
Anda arada fırsat kalırsa, Karpaz'a yolları düşer...
Eşeklere bakarlar...
* * *
Larnaka'ya inen uçaklardan, kuzeye de nasip olur elbette!
Peki bunun için ne yaparız biz?
Yani o geçiş noktalarını biraz güzelleştirsek, temizlesek, çiçeklesek, artırsak görevli sayısını...
Geceleri "lamba" yaksak da şavkarsa ortalık...
Yok!
* * *
Yaptığımız şu!
Pasaportu görür, bilgisayara işleriz...
Ve dünya alem görür böylece...
"Devletimiz var, anlı şanlı..."
Welcome TRNC... Forever (!)