X1.Spor Şurası üzerine
67/99 sayılı Beden Eğitimi ve Spor yasasına göre, her üç yılda yapılan ve Kuzey Kıbrıs sporuna yön veren spor şuralarının 11’incisi geçtiğimiz Salı günü start aldı. 28-30 Mayıs 2013 tarihleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan şura, beklentilerin doğrultusunda fiyasko ile başladı; fiyasko ile sonuçlandı.
Zaten, yıllar önce bir tanesine ilk ve son defa delege olarak katıldığım spor şuralarında alınan kararların hiçbirinin hayata geçmemesi çok acı bir gerçek gibi ortada duruyor.
Anımsıyorum da, benim katıldığım şurada aynı komitede olduğum kıymetli dostum sonraların ünlü siyaset adamı merhum Dr. Salih Miroğlu ve diğer komite arkadaşalarımız tarafından verdiğimiz ve asker futbolcuların konumunu düzenleyen bir karar, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı rahatsız etme ihtimali ile zamanın Milli Eğitim Bakanı Salih Coşar tarafından komite aşamasında bertaraf edilmişti.
Bu anektoddan sonra gelelim meşhur Şura kararlarının uygulanıp, uygulanmadığına. Bu konunda, şuraları yakından izleyen bir spor yazarı arkadaşımdan aldığım bilgiye göre sadece bir kararın hayata geçmesini ilginç buldum.
Söz konusu, karar özel araç plakalarından özel harç alınması olduğunu bu arkadaşım bana aktardı. Varın, bu şuraların ciddiyetini siz düşünün.
Şura’ya yapılan davetlerin hiçbir bilimsel kritere uygun olmadan SİYASİ yakınlık, uzaklık ve ahbap-çavuş kriterleri içerisinde seçilmesi ilk skandal olarak göze çarptı.
İşte, bu son şura davet skandalı ile başlarken, davetli olduğu halde sırf Cuhurbaşkanı Dr.Derviş Eroğlu ile karşılaşmamak için Şura’ya gelmeyen müstafi olması ihtimali yüksek Başbakan İrsen Küçük’ten mi konuşalım; yoksa yine davet edildiği halde şuraya gelmeyen ancak, sunucunun bilgisizliğinden “selamlanan” Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçisi Halil İbrahim Akça’dan mı?
Bu arada, şurada komik şeyler de olmadı değil. Örneğin, Türkiye Cumhuiriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcisinin “ Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı temsilcisi” olarak anonsa edilmesine karşılık, söz konusu temsilcinin konuşmasında bakanlığın isminin “Gençlik ve Spor Bakanlığı” olduğunu düzeltmesi ne kadar derme çatma bir şura ile karşılaştığımızın resmi idi.
En önemlisi, dağıtılan programda konuk konuşmacılar arasında gösterilen siyasi parti temsilcilerinin konuşturulmadıkları gerekçesiyle, salonu terk etmelerinden mi bahsedelim.
Bu konularda çok önemli bir saç ayağı olan Kıbrıs Türk Orta Öğretim Sendikası Başkanı Gökçebel ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Eğitim Sekreteri Mustafa Özhür’ün zehir zemberek açıklamalarına ne demeli?
Gökçebel’in bildirisinde yer alan “Okul Sporları Birimi” nin ve 182 Beden Eğitimi öğretmeninin şuraya davet edilmemeleri ağır şekilde eleştirilirken, Özhür’ün imzası ile yayınlanan KTÖS bildirisinde “yangından mal kaçırırcasına” Spor Şurası yapıldığı belirtildi.
Hele hele, şurada delge olarak yer alan Demokrat Parti Başkan Yardımcısı Türkmen Sencer’in söz hakkının normal prosedürde değil de, sonradan verilmesini yaptığı kısa konuşmanın ardından, protesto ederek salonu terk etmesi, şuranın fiyasko ile başladığının göstergeleri idi.
İşte, böylesine Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın düzenlediği ve kararları hiçbir zaman hayata geçmeyecek bir Spor Şurası izledik. Ha, sadece Spor Dairesi Genel Yönetim Kurulu seçimi heyecanlıydı. Çünkü, mevkii peşinde koşan yeni “üyeler(!)” seçildi.
---------------------
Ambargo yok, Yasal Zemin var
Yahu bir alemdir bizim spor kamu oyu. Yıllardır, dünyada yasal olmayan devletler arasında yer alan KKTC’ye ambargo uygulanırmış masalına inanarak ağlamaya devam ediyoruz.
Son günlerde, MTG U 15 takımının İzmir’de davet edildiği bir turnuvadan, UEFA’nın uyarısı ile çıkarılması ve 11 Ağustos 2013 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun Süper Lig Şampiyonu Galatasaray ile Federasyon Kupası Şampiyonu Fenerbahçe arasındaki Süper Kupa maçının KKTC’de oynanması talebi bu dünyadan bi haber kesimler tarafından dile getirildi.
Hatta, MTG U15 takımının bu turnuvadan haklı gerekçelerle kabul edilmemesini dünyanın korsan devlet olarak kabul ettiği KKTC’ciler protesto etmişler. Vah, vah. Tam bu olaylar devam ederken, Türkiye Futbol Federasyonu Süper Kupa’nın Azerbeycan’da oynanmasını talep etti.
Bizim, KKTC’ciler hemen buna da atladılar ve Süper Kupa’nın KKTC’de oynanmasını istediler.
Eeee, gülermisin, ağlarmısın. Bu taleplere gelmeden önce, Kıbrıs Cumhuriyeti gibi, yasal devlet olun. Unutmayın ki, Birleşmiş Milletler’in tanımadığı KKTC’ye ambargo diye bir olgu yok. Yasal Zemin var. O da Kıbrıs Cumhuriyeti’dir.
---------------
KTFD Ümit Milli Takımı 1980
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’ndan sonra, Türk tarafından yeni oluşması düşünülen Kıbrıs Federe Devleti’nin Türk kanadı olan Kıbrıs Türk Federe Devleti yasal zeminde hüküm sürüyordu.
Dolayısıyle, hiçbir amabargonun yer almadığı bu dönemde sporcularımız da dünya platformunda özel müsabakalar da olsa yer alabiliyordu.
Bu bağlamda, Türkiye Milli takımları her düzeyde Kıbrıs’a gelip maç yapabiliyorlardı.
İşte, bu karşılaşmalardan biri 29 Ekim 1980 yılında Girne 20 Temmuz Stadı’nda Türkiye Ümit Milli takımı ile KTFD Ümit Milli takımı arasında oynadı.
Antrenörlüğünü Raif Örtunç’un yaptığı ve karşılaşmanın 27. dakikasında K.Kaymaklı’dan Levent Ruso’nun golüyle bu tarihi maçı kazanan KTFD Ümit Milli takımı şu futbolculardan oluşuyordu.
KTFD Ümit Milli takımı: Hikmet, Kadir, Hişam, Ertan, Metin İnancı, Gürsel Kaçmaz, Gürsel, Özden, Metin Özerem, Levent Ruso, Emir.