"Ya çözüme razı olun ya da yolumuza devam ederiz yılları başladı"
Durduran, "müzakerelerde, ya çözüme razı olun ya da yolumuza devam ederiz yılları başladığını” iddia etti.
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Dışilişkiler Sekreteri Alpay Durduran, müzakerelerde, ya çözüme razı olun ya da yolumuza devam ederiz yılları başladığını” iddia etti.
Durduran'ın açıklaması şöyle:
Görüşmeler kesildi. Kaçıncı kez kesildi artık hesabı yapılamıyor. Yenisinin başlaması için tüm konular masada açıklaması yapılıyor. Yani uzlaşılan bir şey iddia edilemeyecek. Gerçi ‘sen dün buna evet dediydin’ diye suçlamalar da gelenek oldu. Gene de yeni dönem açılışı yapıldı. Bundan sonra uzmanlar görüşecek ve nasıl yürütüleceği belirlenecek. Yabancılar bıkmışlar ama en çok da Kıbrıslı Türkler bıkmış. Gerçi Kıbrıslı diye bir şey yokmuş demek de şaşırtıcı gelmemiş.
Bu koşullarda eski de geride kalmış. Yani iktidarın ‘çözüm olmazdı işte gördünüz gene anlaşmaya yanaşmadılar’ demesine karşın muhalefetin de ‘gene işi yokuşa sürdünüz, sizinle olmaz’ dediği, yıllar geride kaldı ve ‘çözüm için adayım’ diyenin liderliğinde ya çözüme razı olun ya da yolumuza devam ederiz yılları başladı.
Yıllarca iktidarı ‘proaktif politika gütmüyor’ diye suçlayan yeni lider çözüm yerine statükoyu miras bırakacağını özür dilemeden açıkladı.
‘KKTC vardır’ dedi, KKTC yokmuş gibi Kıbrıs’ın güney denizlerinde de hak iddia ederek ‘biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin kaynağında olan Kıbrıslı Türkleriz unutulamayız’ dedi. ‘Egemenlik haklarından payımızı isteriz’ iddiasında bulundu. Öküz öldüyse ortaklık biter derler ama bizim için bitmezmiş. KKTC ilan ederken denizleri paylaşmayı sonraya bırakan olmuş gibi görüşmelerin sürmesinin önündeki engeller sıralamasına doğal gaz araştırmalarını ekledi.
Anlaşılan odur ki ‘görüşmeler için bir elli yıl daha beklememizi kimse isteyemez’ derken sürenin de görüşmelerin yapılmasının önüne geçecek şeyler listesi açıklandı lakin paket görüşme metodunun yararlı olmadığını değerlendiren BM’ye haddini bildirdikten sonra geriye bir şey kalmadı.
‘Bize sözün var, seni onun için seçtik, madem çözüm umudun kalmadı Türkiye engelse istifa et’ diyenler oldu. Bizim taraflarda istifa değil istifade etmek esas olduğuna göre geriye sabretmek kaldı.
Halkımız çözüm arzu eder ama bedelini ödemek için yapması gereken açık ve net bir şekilde karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü kabul etmeli ve bundan ilk fırsatta caymayacak bir siyasi partiyi hemen belirleyip desteklemeli ve güç vermelidir. Yoksa uluslararası politikaların ağırlığının çökmesi ile yasallaşan bir yapıya mahkûm oluruz.
‘Ben önce kendimi kurtarmalıyım sonra bakarız’ deyip içerde bir arka sahibi olmak amacıyla parti tutmak buraya kadar!