1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Ya direneceğiz, ya teslim olacağız!
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Ya direneceğiz, ya teslim olacağız!

A+A-


Kıbrıs'ın kuzeyinde seçilmiş partiler var. Bu partilerin seçilmiş yetkili kurulları…
Ve bu durumu bile bile Türkiye bir dayatma ile mevcut sistemi yok etmeye kalkışıyor.
Açık açık bir darbe girişimi bu!..
Her şeyi ayaklar altına alan bir darbe.
Demokrasiyi…
Kıbrıslı Türklerin iradesini…
Dün su, bugün “ekonomik program”, yarın başka bir konu, hiç fark etmez.
CTP’nin duruşunu sürdürmesi sonrası oluşan paparaya bakacak olursak ciddi anlamda bir krizle karşı karşıyayız.
Anlaşılan o ki Türkiye kendi isteklerini dayatarak programa koyma niyetinde…
Zamanlama, kurgulama iyi ayarlanmış.
Zira önce 13. maaş, Ekonomik Program gibi mali konularla birlikte düğümlenmiş bir kriz yaşadık.
Şimdi de yine suni bir "maaş krizi" ile durum lezzetlendirilmeye çalışılıyor.                                                             
Şimdi kimileri merak ediyor, 'dur' dediği için gider mi CTP? Ya da UBP çekilir mi?
Kimilerine göre süreç CTP’yi hükümetten götürecek.
Gitse de gitmese de CTP dışında kalan toplumsal muhalefet için karar zamanı şimdi.
CTP direnecektir elbet.
Ancak bu direnişte halk desteğine ihtiyacı var.
Bu destek kendi başarısı için değil, toplumun başarısı için elzem.
Bu direnişin bedelleri de olacaktır, hiç kuşkusuz.
Maddi kayıpları da olabilir kimilerinin…
Türkiye topyekun toplumu cezalandırmak da isteyebilir, (ki görüntü onun ip uçlarını veriyor) CTP'yi ötekileştirerek iç siyasete oynamayı da tercih edebilir.
Kendini çok 'kudretli' sananlar bu statükonun 'devam'ına aday olabilir örneğin!
Ya da olası UBP-DP hükümeti ile ülke tam bir teslimiyet salmalına sürüklenebilir.

Tam da bu noktada toplumsal muhalefetin karar vermesi gerekecek.
'Bulacan canım, bulamazsan gidecen canım' mı duruşumuz, yoksa direnişten yana mı?
45 yıllık direniş partisi elbette bu kavgayı verir ve yoluna devam eder.
Ancak bu zor sınavda sessiz kalanları tarih hiç affetmez.
Şimdi tam da o sesi çıkarma zamanıdır.
Ya şimdi, ya da hiçbir zaman.

                                                               
***

Peki şimdi ne olacak?
Olacak olan bellidir dostlar.
Şimdi yeniden masaya dönme ve sorunu çözme zamanıdır.
Her iki taraf da bu güne kadar duruşunu korudu.
Nereden bakarsanız bakın bu kriz KKTC için ne kadar krizse, Türkiye için de krizdir.
Somut ve siyasi düzeyde atılacak adımlar ve diyalogla çözümlenmeye muhtaçtır.
Elbette CTP bırakıp gitmeyecektir.
Ve elbette bu sorunu çözmek CTP’nin sorumluluğudur, görevidir.

Ancak CTP'yi muhatap alacak, masaya oturacak siyasi iradeye ihtiyaç vardır şimdi…
Kıbrıslı Türklerin iradesi, duruşu ve hassasiyetleri ortadayken bu işin bürokrasi yöntemiyle çözülemeyeceği ayan beyan ortadadır.

***

Öyle ya da böyle CTP bütün taraflarıyla konuyu ele alıyor, tartışıyor, yorumluyor, itiraz ediyor.
Olayın siyasi faydasından çok toplumsal bir mücadele olduğunu fark etmeyenler var.
Bu kavga CTP'nin kavgası değil dostlar!.. Bu kavga topyekun halkın kavgasıdır.
Lütfen dikkatle inceleyin olanları.
Bu kavga var olma, kurumlarımızla yaşayabilme kavgasıdır.
Bir başkası çıkmış “Bizim seçim programımızda özelleştirme var, bu durum bize uyar" diyor.
Dışarıdan sessiz sessiz seyreden 'eski ortak' hükümete kapak atmanın hesabını yapıyor.
Bir diğeri de iktidar olma hayallerinde sosyal medyadan kahramanlık yapıyor…
İyi de bu durumdan sonra ortada "hükümet" kalacağını mı sanıyorsunuz siz?
CTP gidecek de, siz "hükümet" mi olacaksınız?
O gün geldiğinde olursunuz elbet…
Ortada 'hüküm edecek' bir şey kaldıysa…

 

-----------------------------------------------------------------------

“UBP çekilecek” tantanası

Belli ki manüpilasyon odakları düğmeye basmış, görev belli: “CTP’yi köşeye sıkıştırmak, UBP hükümetten çekilecek mealinde bir rüzgar yaratıp dayatmalara boyun eğmesini sağlamak”
“UBP hükümetten çekilecek” gündemi yine ısıtılıp kamuoyuna servis edilmiş, hepimiz izledik dün.
Ne de olsa Kıbrıs’ta sol iktidara tahammülü olmayan TC menşeli medyadaki kuyrukçular hemen devreye girmiş.
Neymiş “UBP hükümetten çekilme kararı almış”…
UBP’li bakan “yok öyle bir şey” diyor, casino sahiplerinin TV’sinde çalışan spiker inanmıyor!
Böylesi bir habercilik!
Tam, Türkiye’deki “28 Şubat” sürecini andıran günlerden geçiyoruz.
Provokatör oyunları ile bir algı yönetimi süreci izliyoruz.
Aynı filmi “su” tantanasında izledik biz.
Göreceğiz UBP çekilecek mi, çekilmeyecek mi?
Bence çekilemez, çekilmez!..
Somut bir sebebi yok çünkü, somut bir bahanesi, niyeti.

 

Bu yazı toplam 2190 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar