1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Ya onlar gidecek, ya biz kaybedeceğiz”
“Ya onlar gidecek, ya biz kaybedeceğiz”

“Ya onlar gidecek, ya biz kaybedeceğiz”

Girdi maliyetleriyle başa çıkamayan hayvan üreticisi, UBP – YDP – DP Hükümeti’nden de destek görmedi, yaşananlar üzerine “ithal et” konusunun da gündeme getirilmesi, isyan bayrağının çekilmesine neden oldu.

A+A-

Devrim DEMİR

Türk Lirası’nın döviz karşısındaki rekor değer kaybıyla birlikte girdi maliyetleri yükselen hayvancı, UBP – YDP – DP Hükümeti’nden de beklediği desteği göremedi; yaşananlar üzerine “ithal et” konusunun da gündeme getirilmesi, isyan bayrağının çekilmesine neden oldu. Hayvancı, Pazartesi günü başkent Lefkoşa’da araçlı eylem hazırlığına başladı…

YENİDÜZEN’e görüşlerini aktaran hayvan üreticileri, halkın gözünü açmasını istedi, ‘ithal’ ete izin verilmemesi gerektiğini ifade ederek, hükümet edenlere işaret etti: “Pazartesinden sonra hakkımızı arayacağımız yer belli. Bu eylemi kaybedersek biz üretim defterini kapatıp başka şeylerle uğraşacağız, onlar bu işin sonunda kaybederse artık çekip gidecekler.”

Geride bıraktığımız yıl, canlı hayvanı 135 TL verirken bu yıl aynı hayvanı 120 TL’ye kasaplara verdiklerini anlatan hayvan üreticileri, halkın nasıl hala bu kadar pahalı et yediğini sorguladı.

Hayvancılar, Hükümetin “et fiyatlarına sınırlama getirilmesi” yönündeki kararının da işe yaramadığını anımsattı, konunun tamamen “kurultaya yönelik oy hamlesi” olduğunu savundu.

“Ödendiğimiz süt miktarının yanında hayvan satıp yem alabiliyoruz. Her ay 7-8 tane hayvan satıp yem parasını ödemek, sürüyü yok etmek demektir” şeklinde konuşan hayvan üreticileri, bunun böyle devam etmesi durumunda üreticilerin üretimden kopacağını dile getirdi.

Kıbrıs’ın güneyinde çiğ süt fiyatının 68 Cent olduğunu, halka satış fiyatının 1 Euro olduğunu ifade eden üreticiler, kuzeyde çiğ süt fiyatının 48 Cent olduğunu halka 1.20 Euro’ya satıldığını belirtti.

 

Makas açılıyor

Hayvan üreticileri taleplerinin sadece hak ettikleri süt fiyatının kendilerine verilmesi olduğunu söyledi. Makasın giderek açıldığını ifade eden üreticiler,  “Yem, mazot, ilaçların maliyetleri çok yüksek. Bu maliyetler yanında bizim ürettiğimiz et ve süt fiyatları çok ucuz kaldı ve ne yazık ki gittikçe bu makas da açılıyor. Bu durum böyle gitmez ve her gün açık veriyoruz. Açık verdiğimiz bir sistem olduğu için de ne kadar dayanacağımızı bilmiyoruz. Gelinen aşamada kasaplardaki et fiyatları tüketiciye arttı ama hayvancının aldığı miktar neredeyse aynı. Suçlu hep hayvancılar olarak gösteriliyor ama durum öyle değil. Bir denetim mekanizması, üretici desteklenmeli.”  

 

Hayvan üreticileri ne dedi?

Cemal Darbaz: “Bu ülkede üretim artık bitti”

Güzelyurt bölgesinde yıllardır hayvan üreticiliği ile uğraşan Cemal Darbaz, kasapların et kıtlığı var diyerek bir süreç başlattığını söyledi. Kasapların bu söylemlerle amacının hayvancının elindeki hayvanı daha ucuz alarak rant sağlamak istediğini öne süren Darbaz, “Başbakan et işine bulaştı etrafındaki bazı kasapların söylemleri ile hareket ederek bir takım açıklamalar yapıyor. Kaçakçılıktan ellerine kelepçe vurulan, içeri sokulan bir kesim Başbakanın yanında. Bu açıklamaları yapan Başbakan’ın derdi gayesi vatandaş değil sadece kurultayda oy kazanma derdi, et konusu resmen hükümetin meselesi oldu. Hayvancı zorla üretim için çırpınırken, yönetenler de dibe sokmak için çabalıyor. İthal edilecek eti kim denetleyecek? Sütte istediğimiz hakkı alamayacaksak, Pazartesinden sonra hakkımızı arayacağımız yer belli. Bu eylemi kaybedersek biz üretim defterini kapatıp başka şeylerle uğraşacağız, onlar bu işin sonunda kaybederse artık çekip gidecekler. Biz hakkımızı istiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Mehmet Çetereisi: “Bize hayvan yetmediğini ispat etsinler”

“Kasaplar çıktı ve bir algı yarattı eti ucuza satarsak batacağız diye. Bugün KKTC’de üç kasap Başbakan’ı idare eder duruma geldi.  Başbakan onların ağzından konuşur, tarım bakanı onlara uyar bu hayvancıyı bitirmek için el birliği ile yemin ettiler. Ortak bir protokol imzaladık biz uyduk, kasaplar her gün bir mazeret uydurdu. Kasapların genelini bu işe katmıyorum, hakkıyla ekmeğini kazanan kasaplara lafım yok. Bu ülkede kuzunun eksik olduğunu kasaplar mı veteriner mi belirler? Kasaplar kasaplığını yapsın, etin bu ülkede nüfusa yetmediğini kim neye göre söylüyor, kayıtlar Veteriner Dairesinde var açıklanmalı. Hayat pahalılığı bir yıl içinde yüzde 80’nin üzerinde verildi, hayvancıya 1 yılda yapılan yüzde 11 süte yapılan zam ise 2 TL. Biz ödeyemeyecek duruma geldiğimiz girdi maliyetlerini artık damızlık hayvanlarımızı keserek karşılayacak duruma geldik. Kıbrıs’ın güneyinde bugün çiğ süt fiyatı 68 Cent halka satış fiyatı 1 Euro. Bizde çiğ sütün fiyatı 48 Cent, halka satış fiyatı 1.20 Euro, bu süt fiyatı farkı ile güneyde hellimin fiyatı 7 Euro’yken bizde 10 ila 15 Euro arasında değişiyor. Halkın et yiyemez, süt içemez söylemlerinden sorumlu yine hayvancı tutuluyor. Cuma gününe kadar zamanları var, süt fiyatında hakkımız olanı isteriz, güneyden et alanı asla kınamam ithal et iznine sadece biz değil halk da karşı durmalı” dedi.

 

Mustafa Darbaz: “Balon gibi şiştik patlayacağız”

Tam 55 senedir büyük ve küçükbaş hayvancılığı ile uğraşıyorum. Geldiğimiz noktada, çok bakan, cumhurbaşkanı gördüm ancak üretimi bu noktaya getiren bir kesim ilk defa gördüm. Her kafadan bir ses çıkıyor, böyle bir zamanda kuraklıkla beraber üreten her kesim kan ağlarken bakanların ülke ülke gezmesi kabul edilir bir durum değil. Üreticinin sesini duyan yok, üretim yapmayacaksak ne yapacağız? Enflasyon patladı, ürettiğimiz hiçbir şeye zam yok benim ürettiğim neden Euro ve Dolar’a endekslenmiyor? Bir yıl önce 135 TL’ye verdiğimiz tosunu bugün 120 TL’ye verirken, bizde fiyatlar aşağıya doğru kasaplarda yukarıya doğru tırmanışta. Bu çarkın dönecek tek bir dişi bile kalmadı, balon gibi şiştik patlamak üzereyiz. Yönetenlere bu kadar sabırlı davrandığımız yeter.”

Bu haber toplam 1654 defa okunmuştur