Yabancı öğrencilere ‘destek programı’
İlköğretim ve ortaöğretim kademesindeki tüm okullarda anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilere yönelik destek programı yolda!..
Talim ve Terbiye Dairesi Müdür Salih Sarpten, Anadili Türkçe Olmayan Öğrencilere Destek Programı’nın çok kültürlü eğitim anlayışını da dikkate alan bir yaklaşımla, Türkçeye olan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir destek programı niteliğinde olduğunu ifade etti.
Sarpten, Destek Programı’nın 7- 12 yaş ve 13- 16 yaş olmak üzere iki ayrı kapsamda ilerleyeceğini, “Türkçeyi ‘hiç bilmeyen’, ‘orta düzeyde bilen’ ve ‘az düzeyde bilen’ şeklinde üç dereceli olacağını aktardı
Didem MENTEŞ
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, ilköğretim ve ortaöğretim kademesindeki tüm okullarda anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilere yönelik destek programını hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Yabancı uyruklu öğrencilerin iletişim becerileri yanında sosyal ve kültürel yönden de aktif olmalarına yönelik Talim ve Terbiye Dairesi Müdürlüğü’nce hazırlanan destek programının yeni yılda uygulamaya konulması hedefleniyor.
Anadili Türkçe Olmayan Yabancı Uyruklu Öğrencilere Destek Programı Komisyonu oluşturularak hazırlanan program çalışmasıyla ilgili Talim ve Terbiye Dairesi Müdür Salih Sarpten, YENİDÜZEN’e bilgi verdi.
Programın çok kültürlü eğitim anlayışını da dikkate alan bir yaklaşımla, özellikle öğrencilerin i Türkçeye olan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir destek programı niteliğinde ve kültürel ve sosyal yönden de desteklenmelerine yönelik olacağını açıkladı.
Sarpten: “Yabancı öğrencilerin iletişim, sosyal ve kültürel sıkıntılar çektiği gözlemlendi”
Salih Sarpten, Eğitim Bakanlığı bünyesinde Talim ve Terbiye Dairesi Müdürlüğü altında oluşturulan komisyonun başkanlığını yürüttüğünü, programın akademik başkanlığını da Doç Dr. Ahmet Güneyli’nin üstlendiğini dile getirdi.
Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilköğretim ve ortaöğretim kademesindeki tüm okullarda ana dili Türkçe olmayan tüm öğrencilerin giderek arttığını, bu öğrencilerin başta iletişim olmak üzere sosyal ve kültürel anlamda da sıkıntılar çektiğini gözlemlediklerini söyledi. Bu konuda Bakanlığa ulaşan nitelikli veriler olduğunu belirten Sarpten, Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit’in direktifiyle bu verilerden yola çıkarak öğretim yılının başında bir destek programı çalışmasının başlatıldığını aktardı.
“Programı durağan bir anlayışla değil sürekli gelişen bir anlayışla hazırlıyoruz”
Anadili Türkçe Olmayan Öğrencilere Destek Programı’nın çok kültürlü eğitim anlayışını da dikkate alan bir yaklaşımla, özellikle iletişim becerilerini yani Türkçeye olan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir destek programı niteliğinde olduğunu ifade etti. “Programı durağan bir anlayışla değil sürekli gelişen bir anlayışla hazırlıyoruz” diyen Sarpten, öğrencilerin kültürel ve sosyal yönden de desteklenmesine yönelik bir takım içeriklerin de programda yer alacağını belirtti.
Salih Sarpten, “öğrenciler yabancı uyrukludurlar ve farklı kültürlerden buraya geldiler. Öğrencilerin hem kendi ülkemizdeki sosyal yaşam ve değerlerle buluşmasını hem de kendi kültürlerini korumalarını istiyoruz. İlköğretim ve ortaöğretimdeki okullarımızda nitelikli bir sosyalleşme yaşamalarını öngörüyoruz” dedi.
“Program üç dereceli kapsamda olacak”
Anadili Türkçe Olmayan Öğrencilere Destek Programı’nın 7- 12 yaş ve 13- 16 yaş olmak üzere iki ayrı kapsamda ilerleyeceğini aktaran Sarpten, “Türkçeyi ‘hiç bilmeyen’, ‘orta düzeyde bilen’ ve ‘az düzeyde bilen’ şeklinde üç dereceli bir kapsam olduğunu ifade etti.
Sarpten, “Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu tüm çocukların bu programa katılması taraftarıyız. Fakat bu tanımlamanın içinde olmasa bile bu programa ihtiyacı olduğunu hisseden bütün çocukların katılabilmesine yönelik de bir yönerge hazırlığı içerisindeyiz” dedi.
Program hazırlığının son aşamalarına gelindiğini söyleyen Sarpten, yeni yılla birlikte ülke genelindeki tüm okullarda programı uygulama planları olduğunu dile getirdi.
“Yabancı öğrenciler çeşitlendi”
Sarpten, Türkçe bilmeyen yabancı uyruklu öğrencilerin geçmiş yıllardaki niceliksel sayılarında genelde % 5 civarında olduğunu, nüfus artışının yaşandığı lokal bölgelerde ise % 15 civarında sayıları olduğunun görüldüğünü aktardı. Sarpten, geçmiş yıllarda belirli ülkelerden gelen öğrenciler olduğunu ancak bu yıl yapılan çalışmada bu öğrencilerin çeşitlendiğini ve sayılarının da artığını tespit ettiklerini belirtti. Salih Sarpten, “İlköğretim Dairesi, Orta Öğretim Dairesi ve Mesleki Teknik Dairesi müdürlüklerimiz, okul müdürleriyle iletişime geçerek her okulda kendi bünyesine bulunan yabancı uyruklu öğrencilerin sayılarını ve bu öğrencilerin hangi ülkelerden olduklarına dair bilgileri alarak bir veri havuzu oluşturduk. Biz sadece buna bağlı olarak değil bundan önceki Şura kararlarında ve Eğitim Bakanı Cemal Özyiğit’in eğitimin ‘çok kültürlü’ eğitim yaklaşımının hakim olması gibi anlayışları etkin kılma konusunda da bizi bu tür programları öne çıkarmamız sağladı” dedi.
Destek Programı nasıl uygulanacak?
Sarpten, Destek Programı’nın ne şekilde yürütüleceğini de aktardı: “Program okul faaliyeti dışında öğretmenlerin görev almasını ve bu öğretmenlerin görevlerinin de karşılanmasını gerektiren bir yapıyla oluşturulacak. Uygulamanın belli okullarda veya belli bölgelerde konuşlanabileceğini öngörüyoruz. Eş zamanlı program ile birlikte bu çalışmayı da yürütüyoruz. Nerelerde hangi kursların hangi yaş kurslarının açılacağı belirlenecek. Bu kurslara yabancı öğrencilerin katılması teşvik edilecek. Zorunlu tutulması da söz konusu olacak. Tamamen ölçme değerlendirme uygulamalarıyla birlikte hareket edilecek. Her yaş grubunda 3 kategoride kursumuz varken, bir kursu tamamlayıp onun ölçme değerlendirme sınavına girip, yeterliliği olduğunu belgelediği zaman bir üst kursa girebilecek. Veya mevcut durumda onları bir sınav yapacağız ve ona göre ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeye çalışacağız. Şuanda programda bu çocuklara kazandırmamız istediğimiz kazanımları ve davranışların neler olduğuna yönelik müfredat hazırlanıyor hem de aynı zamanda eğitim materyali hazırlanıyor. Takdir edersiniz ki ana dili Türkçe olmayan bir çocuğu Türkçe öğretmenin, ana dili Türkçe olan bir çocuğa Türkçe öğretmenin bambaşka bir disiplin olduğunu ve bunun için de gerçekten nitelikli bir program yazmanın bilinciyle hareket ediyoruz. Şuandaki yapı iletişim becerilerini kullanma üzerineyken bu sürekli olacak. Önümüzdeki öğretim yılına bunun sosyal ve kültürel becerileri ve ihtiyaçları da dahil edilecek gibi bir planımız var. Örneğin bu çocukların oyunlara katılmasını, kantinden alışveriş yaparken kendi kültürüne ait bir takım dokular bulmasını da istiyoruz ya da sosyal aktivitelere katılırken bir takım kültürel davranışlardan haberdar olmalarını da istiyoruz. Aynı şekilde kendi kültürünü de bir zenginlik olarak diğer arkadaşlarıyla paylaşmasını istiyoruz. Dolayısıyla tüm bunların hayat bulacağı bir sosyal ve kültürel destek programında bahsediyorum.”
“Programa çok önem veriyoruz”
Şuanda ne kadar yabancı öğrenci sayısı olduğunun henüz netleşmediğini, ilerleyen günlerde belli olacağını belirten Sarpten, “rakamdan çok önemli olanın bu çocukların eğitim alamamaları, öğretmenleriyle, arkadaşlarıyla ve okul idaresiyle sıfır iletişimde olmaları nedeniyle bunlara destek sağlamamızın kaçınılmaz olmasıdır” dedi.
Bu programa çok önem verdiklerini aktaran Sarpten, “bu programa gerçekten çok ihtiyacamız vardı. Çok uzun süre konuşuldu ama adım atılmamıştı. Biz ilk adımı attık arkasının da geleceğini düşünüyoruz”