1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Yabancıların mülkiyet hakkı ve nüfus sınırlandırılmalı"
"Yabancıların mülkiyet hakkı ve nüfus sınırlandırılmalı"

"Yabancıların mülkiyet hakkı ve nüfus sınırlandırılmalı"

Meclis Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısında konuşan CTP lideri Erhürman, Kıbrıslı Türklerin yok oluş noktasına geldiğini ifade ederek, “Yabancıların mülkiyet hakkı ve nüfus sınırlandırılmalı” dedi, bu konuda yasa önerisi sunacaklarını söyledi.

A+A-

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu olağanüstü toplandı.

Kürsüye ilk çıkan isim CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman oldu. Erhürman, Hükümetin “istikrar” söylemini “paçavraya” çevirdiğini ifade eden Erhürman, yapılan kabine değişikliğine dikkat çekerek, “Sanki müdürü, müsteşarı ben atamışım gibi hepsi değişiyor. Bu maliyete ek külfet de getiriyor. Sokakta bir vatandaş bile bu kabine değişikliğini memleketin menfaatine yaptığınıza inanıyorsa tükürsünler yüzüme” dedi.

UBP – YDP – DP Hükümeti’nin, halka “Bakanları bu yüzden görevden aldık” açıklamasını yapma gereği bile duymadığını belirterek, “Halk kim ki zaten sizin için de açıklama yapasınız” ifadelerini kullandı.

Hükümete geldikleri günden bu yana krizlere kriz eklediklerini söyleyen Erhürman, son olarak Pile olayının yaşandığına dikkat çekti. “Herhalde bunu hala bir başarı hikayesi olarak görmeye de devam ediyorsunuz” diyen Erhürman, Pile’deki yol konusunda Kıbrıs Türk tarafının haklı konumundan haksız konumuna düşürüldüğünü söyledi.

BM Güvenlik Konseyi’nin Pile’de yaşananlarla ilgili Kıbrıs Türk tarafını suçladığına dikkat çekerek, “Haklı olduğumuz durumda bizi düşürdüğünüz sonuç, BM Güvenlik Konseyi’nin basın açıklamasında yazıyor. Bu saatten sonra yol açılsa da açılmasa da kimseye bunu bir başarı hikayesi olarak yutturamazsınız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar başta olmak üzere bazı isimlerin “Rusya bizi tanımak üzere, ofis açıyor, doğrudan uçuş yakındır” gibi söylemlerde bulunduğunu anımsatan Erhürman, “İşte o sözünü ettiğiniz Rusya, bu BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerindendir. Üstelik açıklamalarında Kıbrıs’ta çözümün formülü federasyondur dediler. Bunu size hatırlattılar” dedi.

Kıbrıs Türk halkının, tarihinin en ciddi ekonomik krizinin içerisinde olduğunu belirten Erhürman, “Herhalde hepiniz farkındasınız ki alım gücü, bugüne kadar görülmemiş oranda düştü. Ev alamaz, ev kiralayamaz, araba alamaz duruma geldi bu halk. Ama gerçek şu ki alım gücünün bu denli düşmesine karşın piyasadaki toplam talebi düşürmedi. Bu çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

“Bizim ev alamadığımız koşullarda inşaat sektörü daha fazla ev satar duruma geldi, kuaför, berber, eczane daha fazla iş yapmaya başladı. Yabancı nüfus, pandemiden bu yana korkunç şekilde artıyor” diyen Erhürman, “Umarım rakamlara bakıyorsunuzdur. Bu işin rengi çok değişti. Sahadaki emlakçıların açıklamalarını okuyun. İskele, Esentepe, Tatlısu… Bir tane bile Kıbrıslı Türk alıcı yok. Tamamen yabancı pazarı. İskele’de son 1 yılda açılan yeni işletmelerin yüzde 50’si tamamen komisyonculukla ilgili” dedi.

Sözünü ettiği verilerin, ekonominin nereye gittiğini gösterdiğini belirten Erhürman, “Gelinen nokta; satalım ve kaçalım. Bunun Türkçesi budur. Kıbrıslı Türkler ne varsa satacak ve bu memleketten kaçacak bunun başka bir açıklaması yok” ifadelerini kullandı.

“Tapudaki kayıtlar, buzdağının görünen yüzüdür” diyen Erhürman, “Sözleşmeyle mülkiyet devri yapılmış ve tapuya kaydedilmemiş çok sayıda devirler var. 5 sene sonra bu memlekette ne olacağını kimse tahmin edemez” şeklinde konuştu.

“Bu gidişat, bizim yok oluşumuzun göstergesidir” diyen Erhürman, “Önümüzde zaman yok. Artık iş apartman dairelerinden çıktı, doğrudan tartlalar satılıyor. Somut önerilerimiz var. Yabancıların mülkiyet hakkı ilçeler bazında sınırlandırılacak. Bu, suç olarak düzenlenecek ve vergiler yoluyla engellenecek. Nüfus sınırlandırılacak. Bunlar kaçınılmazdır. Bunları şimdi düzene kavuşturmamız gerek. Yapmazsak, 5 sene sonra kimse boşuna bu koltuklarda oturmasın” dedi.

T&T ile imzalanan ek sözleşmeyle devletin 59 Milyon Euro’luk ek külfetin altına sokulduğunu belirten Erhürman, “Ülkede ilaç için ayrılan paranın 338 Milyon TL, bu sözleşme ile hibe edilen paranın ise 1 Milyar 770 Milyon olduğunu” söyledi. Erhürman, Isparta’da yapılan 800 yataklı hastanenin 1 Milyar 100 Milyon TL olduğu örneğini de verdi.

T&T ile sözleşmenin 2012’de imzalandığını ifade eden Erhürman, şirketin, 25 yıllık sözleşmenin 39 yıllık olmasını talep ettiğini anlattı. 16 Nisan 2021 tarihindeki bu konuyla ilgili alınan Bakanlar Kurulu kararını okuyan CTP Genel Başkanı Erhürman, pandeminin esas ana döneminde şirkete bir kolaylık sağlandığını ifade ederek, 2023’te yine mücbir sebeple pandeminin 27 ay 9 gün sürdüğü söylenerek, 59 Milyon Euro verilmesi kararının nasıl alındığını sordu.

“Pandeminin 27 ay 9 gün sürdüğünü nereden çıkarttınız?” diye soran Erhürman, 59 Milyon Euro rakamının nasıl hesaplandığını sorusunu da sordu. “Şirketin değil sizin neyin altına imza attığınız beni ilgilendiriyor” diye konuşan Erhürman, şirketin, işletme döneminin 2022’de başladığına işaret ederek, başlamayan işletme dönemi için nasıl 59 Milyon Euro verildiğini sordu.

Sözleşmede üç tane ihtilaf maddesi yazıldığını belirten Erhürman, pistin, beton olmasının ve devlet tarafından karşılanmasının ihtilaf konusu olmadığını kaydetti.

Erhürman, 2012’deki sözleşmede uyuşmazlıkların KKTC yargısı tarafından çözüleceğinin yazıldığını ancak yapılan ek sözleşmeyle, uyuşmazlıkların, TC Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün belirleyeceği 7 kişilik hakem heyeti tarafından çözülmesi ve verilen kararın mahkeme kararı niteliğinde olmasının getirildiğini belirtti. “Siz KKTC mahkemelerine, KKTC yargısına güvenmiyor musunuz?” diye soran Erhürman, “Bu akıllara durgunluk veren bir şey” diyerek, bunu mahkemeye götüreceklerini söyledi.

Memleketin geleceğinin gailesinin çekilmediğini ifade eden Erhürman, “Bu sözleşme mahkemeden dönmezse, sizin tarafınızdan revize edilmese burnunuzdan fitil fitil getireceğiz” diyerek, bunun geleceğin ipotek altına alınması demek olduğunu belirtti.

İnşaat sektörünün yönetilemediğini, memlekette ağıl ve tarım yapacak yer kalmadığını ifade eden Tufan Erhürman, “Orta vadede bunun halkın yok oluşu” olduğunu savundu.

“İskele, Karpaz Türkçe konuşmuyor, farkında mısınız?.. Ondan sonra da milliyetçilik, devletçilik..." diyen Erhürman, “Bu kadar sene mücadele ettik, bitme noktasına geldik, biz buna izin vermeyeceğiz” şeklinde devam etti.

Üstel: Yabancı nüfusla ilgili süreci oturup izlemedik

Erhürman’ın açıklamalarının ardından kürsüye çıkan Başbakan Ünal Üstel ise yabancı akımının özellikle pandemi sonrası gerçekleştiğinin doğru olduğunu söyledi, “biz de bu süreci oturup izlemedik” dedi.

Bu konuda bir yasa hazırlığı içinde olduklarını söyleyen Üstel, “Yaptığımız çalışma Savcılıktan geri döndü, biz de başka bir yasa yaptık ve savcılıktan görüş bekliyoruz. Bu yasa geldikten sonra ana muhalefetin görüşlerini de alıp, gerekirse olağanüstü bir genel kurul toplantısıyla yasayı buradan geçirir ve uygulamaya koyarız” dedi.

Ülkede çarpık yapılaşmanın da arttığını söyleyen Üstel, “Bu konuda da tedbir almak için bir komite kurdum. Türkiye’den uzmanlar da geliyor. Yaptığımız çalışma şöyle; örneğin İskele’de nüfus ne kadar olmalı? Ne kadar inşaat olmalı? Bu soruların yanıtlarına göre uygun izinler vereceğiz” şeklinde konuştu.

 

T&T’ye verilecek 59 milyon Euro…

Erhürman’ın Ercan konusunda T&T şirketi ile imzalanan ek sözleşme kapsamında 59 milyon Euro’nun ne amaçla ödeneceği sorusuna yanıt veren Üstel, “Bize göre Ercan’daki yap – işlet – devret sürecinin sonu 2042’de. Bu konuda şirketin sahibi olan şahısla mücadele edeceğiz. 2042’ye geldiğimizde sözleşmede yer alan maddeler kapsamında mücbir sebep nedeniyle ek süre ilave edilebilir” dedi.

Üstel, “Dünya Sağlık Örgütü’nün pandeminin bitiş süresine ilişkin açıkladığı rakamlar var” derken, Erhürman yerinden söz aldı ve bunun doğru olmadığını, kendisinin de araştırdığını belirtti.

Erhürman’ın açıklaması üzerine Üstel, “Bana Sağlık Bakanlığı’nın vermiş olduğu veriler. Ama biz sadece buna göre hesap yapmadık. Türkiye’de yap – işlet – devret sürecinde olan limanlar var. Oradaki limanlara 30 ay ilave ettiler. Biz de bunu baz aldık ve dedik ki 2 yıl kadar bir süre daha ekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

2042’ye 30 ay kadar bir süre eklendiğinde, yap – işlet – devret süresinin yaklaşık 2045’te sona ereceğini söyleyen Üstel, “Biz bu kapsamda Merkez Bankası’na bir projeksiyon yaptırdık. 2043’te Ercan’ı devralırsak ne kazanırız, 2045’e alırsak ne kazanırız diye. Merkez Bankası da projeksiyona göre eğer 2 yılı satın alırsak kazancımızın 110 milyon Euro olacağını bildirdi. Biz de mahsuplaşma yoluyla, şirketin hiçbir vergi borcunu bağışlamadan bunu yapmayı uygun gördük, bu kapsamda imzayı attık” dedi.

7 kişilik hakem heyeti konusuna da değinen Üstel, hakem heyetine 2 tane emekli yargıcın ilave edilmesi çalışmaları yaptıklarını söyledi. Üstel, CTP’nin mahkeme kararına saygılı olduklarını da belirtti.

Eski havalimanında güvenlik sıkıntıları olduğunu, yeni havalimanıyla bu sıkıntıların giderildiğini aktaran Üstel, İngiltere’de yaşayan insanların ülkeye rahat gelebilmesi hedefinde olduklarını, bunun için baskı yaptıklarını ve havalimanın açılmasını sağladıklarını belirtti.

Bu haber toplam 3501 defa okunmuştur