1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Yağcılık, yalakalık adına toplumu satmak nedir?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Yağcılık, yalakalık adına toplumu satmak nedir?

A+A-

1980’de İslam Oyunları’na katıldık…
1983’te KKTC’yi ilan ettik…
Ve bir daha ne uluslararası spor organizasyonu ne de başka bir organizasyona davet aldık… 

-*-*-

KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda spor ambargoları konusunda bir toplantı yapılmış…
Ve toplantıdan sonra, Cumhurbaşkanlığı bir açıklama yapmış…
Bu açıklamada denmiş ki; “… Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye bir ülke olarak Konya’da düzenlenecek organizasyona sadece ev sahipliği yapıyor… Organizasyonda yer alacak olan ülkelerle ilgili karar mercii değildir… Bu bağlamda hatırlatırken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Anavatan’ın değerli yetkililerinin KKTC makamlarını İslam Dayanışma Oyunları açılışına davet etmelerinden duyduğumuz memnuniyetin altını çizmekte fayda görüyoruz…”

-*-*-

Burada ne var?
Bu ifadeden ne çıkarırsınız?

-*-*-

Hemen yanıtlayalım:
1 – KKTC, İslam ülkeleri tarafından tanınmıyor.
2 – Türkiye, bu konuda kesinlikle risk almıyor, almayacak. (Hamasi nutuklara devaaaaam, KKTC’nin hep yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz)…
3 – Biz de sesimizi çıkarmayacağız.
4 – Sporcularımız KKTC’de evlerinde oturmaya devam edecek, ama bazıları açılışa gidip, tribünden alkışlayacak! (“Bizi davet ettiği için Erdoğan’a da teşekkür ederiz” demiyor mu?)…

-*-*-

Bu konuda yorum mu?
Alın size yorum: 
Yağcılık, yalakalık adına toplumunu satan adam!

-*-*-

Not: Erenköy törenleri de var bugün (8 Ağustos)… Konya’ya giderse, bu törene gitmeyecek demektir… Zaten, malum “kahraman Rum milisler fotoğrafı” nedeniyle gitmeye de korkuyordur herhalde… 
Buna da mı yorum yapalım?
Nazım Hikmet yapsın:
“Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”.

-*-*-

Bu arada son bir soru daha eklemek istiyorum: 
Bize spor ambargosunu kim koymuştu?
Rum – Yunan ikilisi mi?
Yoksa Türk – İslam ikilisi mi?

-*-*-

(Kendi “devletin” açık ve de seçik bir şekilde dışlanıyor… Sen eşit ve egemen diyorsun, anavatanın da Müslüman kardeşlerin de sana “hadi oradan” diye yanıt veriyor… Kendi devletinin sporcuları, bu iki yüzlü tavır sonrası evlerinde otururken, sen, Konya’ya açılışta gülümsemek ve iki – üç kişiyle tokalaşmak için gideceksen; geri gelme, oradan devam et! Utanma duygun olmayabilir hatta utanmanın ne olduğunu bilmeyebilirsin ama bu kadarı da olmaz be gavolle misdo!)


İmam osurursa cemaat sıçar!

“Böyle başlık olur mu?”….
Elbette olmamalı!
Gazetecilik, “argo küfür” içermemeli!
Haklısınız elbette!
Ama müsaade edin, açıklayayım…

-*-*-

Evet, son derece “argo” bir ifade!
Çok ama çok özür dilerim!
Ancak , doğrusunu söylemek gerekirse, “osurmak” yerine, “gaz çıkarmak” veya “yellenmek” kelimesini kullanmak istemedim!
Kaldı ki, “gaz çıkarmak”, Eni’nin, Total’in veya ne bileyim Abdülhamit Han mıydı, Abdüllatif baba mıydı neydi on geminin işi!

-*-*-

Haaaa bu arada belirteyim; “osurmak” kelimesini doğru bir şekilde yazmayı da yeni öğrendim!
Bunca yıldır; hatta bu yazıyı yazacağım ana kadar ben doğrusunun “usurmak” olduğunu sanıyordum!
Öyle biliyordum!
Eşim çok gülüyor “usurmak” kelimesini kullandığımda!
Haaa, ayıptır söylemesi, kelimenin fiilen icrasında ise “savaş çıkarıyor” ki özele girmeyelim!

-*-*-

Şöyle izah edeyim:
Neydi o ses?
Ammmman anam, nedir be bu koku?
Bu gibi sorulara sessizce verdiğim yanıt genellikle “usurdum, bardon” şeklindeydi!
Meğer doğrusu, “osurmak”mış!
Bu yazı vesile oldu, doğruyu yazıyorum artık!

-*-*-

Evet, “imam osurursa cemaat sıçar”…
Efendim, bu güzel atasözü - ki bence çok önemli bir atasözü – nereden aklıma geldi?
Hemen anlatayım:
Sabah gazetelere, haberlere göz gezdirirken, Halkın Sesi’nde bir haber okudum… Bu haberde, “Güzelyurt Telekomünikasyon Dairesi’nde iki kişinin, zimmetlerine para geçirdikleri iddiasıyla göz altına alındıkları ya da tutuklandıkları”; “Büyük vurgun” başlığıyla duyuruluyordu…

-*-*-

“Büyük vurgun” deyince; aklıma doğrudan “bizim imamlar” geldi!
Aman sakın yanlış da anlaşılmasın, camide cemaate namaz kıldıranlar değil tabii ki…
Mecaz canım mecaz!
Toplumu yönetenler; ya da topluma her türlü namazı, değişik usullerle takla attırıp, amuda kaldırıp kıldıranlar demek istiyorum…
Bu “imamlar” özellikle son dönemde, örneğin Kıb – Tek’teki doğrudan alım işlerinde resmen osurmuyorlar mı?
Osuruyorlar!
O zaman cemaat ne yapıyor?
Haklı olarak, sıkılıyor, ıkınıyor, imamı takip edeceğim diyerek sıçıyor!

-*-*-

Bunun çok kibar, duygusal, romantik, temiz başka türlü bir açıklaması varsa lütfen buyurun yazın, söyleyin biz de bilelim!

-*-*-

KKTC’de imamlar osurmaktadır ve haliyle her kurumda, her durumda, her alanda cemaat sıçmaktadır!
Koku mu?
Leşarga!
Dayanılacak gibi değil!

seyis.jpg
Konya’da “atıcılık ve yağcılık” alanlarında sporcumuz Ers tarafından temsil edilecek olan “Eşit – Egemen KKTC”nin; şaka bir yana, en ciddi görüntüsü işte budur… Elektriklerin kesilmesi nedeniyle oksijene erişim sorunu yaşayan DEV-İŞ eski başkanlarından Mehmet Seyis, çareyi araba çakmaklığında buldu… Arabada da benzin biterse, Seyis oksijensiz kalacak… Git Konya’ya, at, tut, gülümse, fotoğraf çektir da “KKTC tanınmış devlet olacak” be bay Ersin!

Bu yazı toplam 2690 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar