İstanbul’dan gelen yayıncı dostumuzu gecenin bir vakti Girne’ye götürürken, ana yoldaki hummalı çalışma dikkatini çekti.
- “Ne var burada”, dedi.
- “Tören”, dedik, “30 Ağustos, Resmi Geçit.”
- “Türkiye’de yapmıyorlar bunu artık” diye şaşırdı, kaldı (!)

*  *  *

Rauf (Denktaş) aradı, Çatalköy’deki “Halk plajının kiralanması” meselesi için!
- Halk Plajı değil orası, bizim tapulu malımız, belediye, bizim malımızı, bir başkasına kiraladı, şu anda plaj ücreti alıyor.
- “Tamam da, o plaj, nasıl tapulu malınız olur” diye sordum!
- “Eskiden plaj değildi, kıyı zamanla şekil değişti” mealinde anlattı….
Oysa nice Girneli, Çatalköylü “yıkanma yeri” diye biliyordu bu meşhur sahili…
Bakar mısınız ilginçliğe!
- Plaj, tapulu mal.
- Belediye burayı bir başka işletmeciye kiralamış.
- Burası için Bakanlar Kurulu önceden 10 yıllığına kiralama kararı almış, bir başka hükümet bunu 50 yıla çıkartmış, diğer hükümet bunu geri almış, şimdiki 50 seneye çıkartmış, parsel numaraları ve Bakanlar Kurulu kararlarını yan yana yazdığınızda Çince masala benziyor!
Ve şimdi tüm taraflar mahkemede, aynı gerekçeyle bağırıyor: Malımız işgal edildi!

***

- “Ah bre Papaz” diyorum babadan kalma lafla, “ahhhh”…
İşgalin işgaliyle uğraşıyor bu toplum…
Malın gerçek sahibini ‘görmezden’ gelen zihniyet, şimdi, ‘işgalin işgalinin işgali’ için mahkeme koridorlarında taban incitiyor!
Çözümsüzlük şahini siyasi ikonlar da aslında Kıbrıslı Türklerin haklarının nasıl gasp edildiğini anlatıyor!
Kendi gasp ettiği toprağı unutarak!

***

Ayyorgi’de aynı dert…
İskele’de aynı… Karpaz’da aynı...
İlla ki bir “sahil işgali” davası!
Üstelik halka da kalmıyor buraları!
Yargı bile çıkamıyor işin içinden!

***

İşgalin işgaliyle uğraşıyoruz!
Yağmanın yağmasıyla!
Talanın talanıyla!
- Dünya bize inanmıyor, diyoruz sonra…
Bırakınız dünyayı, güneyi falan da kendi kitleniz inanıyor mu size?
Bu yağma, talan, ganimet kültürünü böylesine içselleştirdikten sonra bu ahali inanıyor mu kendine?

***

Onca yağmaya, bu ‘resmi geçit’ler az bile (!)