Yağmurdan bile...
Doğanın öç aldığı falan yalan!
Öç, hınç, intikam bunlar çirkin kelimeler ve insana özgü...
“Hırs”ı yok doğanın...
Doğa insandan güzel...
...
“Yağmur yağacak ve insanlar ölecek” deselerdi, bir zamanlar...
“Nerede” diye sorardık.
“Hangi ülkede?”
...
Öldü gencecik insanlar...
Onca korkuyu gömdüğümüzü sanmıştık değil mi, oysa "yağmurdan" korkuyoruz şimdi...
Çünkü kan sızmış bu topraklar doyuramadı bizi...
O nedenle yağmur değil yağan, “aç gözlülüktür."
Doymak bilmez rantımız, hırsımız, bencilliğimizdir yağan!
Hem de böylesine şiddetli...
Böylesine hiddetli, çünkü pervasızca üleştik...
Memleketin her karışına kâr üzerinden baktık, rant üzerinden, kazanmak üzerinden...
Ve böyle kaybettik.
...
"Bizim evi yıkıp çok katlı apartman yapacaklar, üç daire teklif ettiler."
Öyle canım!
Şimdi "dört ceset" veriyorlar, üstelik, masum insanların hayatından çalarak.
...
Ne zaman ki çamur kaybolacak, yağmur dinecek, güneş doğacak.
Unutacağız yine!
Yine
"Satıp savmak" zamanı gelecek.
Utanmaz düzenimize kavuşacağız.
...
Ders alır mıyız?
Sanmam!
Çünkü “menfaat” ve “rant” çeteleri her yerde!
Siyasi partilerden belediye meclislerine, hükümetlerden muhalefete, sendikalardan medyaya köyden şehre, ganimetle zehirlenmiş ve bencillikle tütsülenmiş her evde...
“Geleceği planlamak” da yetmez artık, geçmişin yanlışlarını da söküp atmalıyız!
Kimde var öyle bir yürek?
“Bilim Kurulu” oluşturulsa örneğin ve incelense adım adım, her şehir, “yıkınız” denen yıkılsa, “yapınız” denen yapılsa...
...
“Kanla, canla aldık” diyerek...
Hani “talan”a yumulduk ya...
Şimdi “can”la kaybediyoruz.
Korkarak yaşıyoruz...
Yağmurdan bile...