1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Yağmurlar yağınca battaniye açığa çıkmıştı…”2
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Yağmurlar yağınca battaniye açığa çıkmıştı…”2

A+A-

***  Bir “kayıp”tan geride kalanlar Alsancak’ta (Karava) bulundu… Bu bölgedeki olası gömü yerleri hakkında Kayıplar Komitesi’ni 2008 ve 2012 yıllarında bilgilendirmiş, bir şahitle bölgede inceleme yapmıştık…

 


“BÖLGEDE TÜRK ASKERLERİ DE GÖMÜLMÜŞ OLABİLİR…”

Dün konuyla ilgili bizi arayan bir okurumuz, bu bölgeye 1974 savaşında ölmüş olan bazı Türk askerlerinin de gömülmüş olabileceğine işaret etti. “Şehitliğin karşısında ormanlıkta dört beş tane …… bölgesinden bazı Türk askerlerinin gömülü olduğunu” ileri süren okurumuz, “Bunu nereden biliyorsunuz?” sorumuza karşılık, “Onlarla birlikte olan şahıslar bu bölgeyi ziyaret ettikleri zaman bize anlattılardı” diye konuştu.

MAYIS 2012’DE BÖLGEYE TEKRAR ZİYARET

16 Mayıs 2012’de de bu bölgeye bir başka şahitle birlikte ziyaret yapmış ve Karaoğlanoğlu (Ayyorgi) – Alsancak (Karava) yöresinde bildiklerini Kayıplar Komitesi yetkilileriyle yerinde paylaşmasını sağlamıştık. O günlerde bu şahidin paylaştığı bilgileri bu sayfalarda şöyle paylaşmıştık:

“Ayyorgi’de (Karaoğlanoğlu) olası gömü yerleri...

Bir okurum geçtiğimiz günlerde beni arıyor, Ayyorgi’de (Karaoğlanoğlu) “çıkarma”nın olduğu bölgede bazı olası gömü yerleri hakkında bazı şeyler öğrendiğini, bunları paylaşmak istediğini söylüyor...

20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin Kıbrıs’a asker çıkarmaya başladığı “Çıkarma Plajı”nın üzerinde, yol kenarındaki anıtın civarında bazı olası gömü yerleri hakkında edindiği bilgileri, Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşmamın bir sakıncası olup olmadığını soruyorum... “Hiçbir sakıncası yoktur” diyor.

O zaman Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yetkililerini arayarak 16 Mayıs 2012 Çarşamba günü okurumla buluşmak ve birlikte Ayyorgi’ye gitmek üzere anlaşıyoruz.

Geçtiğimiz Çarşamba sabahı Kayıplar Komitesi Kazılar Koordinatörü Okan Oktay, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis ve Kayıplar Komitesi görevlisi Turgut Vehbi’yle birlikte Ayyorgi’ye gidiyoruz. Okurum da, Kayıplar Komitesi’nin iki araştırma görevlisiyle birlikte anıtın bulunduğu alana geliyor...

Önce bizimle edindiği bilgileri paylaşıyor...

“Çıkarma”dan birkaç gün sonra, yüzünüzü denize döndüğünüz zaman, anıtın sağ tarafına bir noktaya çatışmada ölen bazı Kıbrıslırum askerler gömülmüş, bir tepecik gibi bir şey varmış bu bölgede ve oraya gömülmüşler...

Aynı yönde bir evin içerisine bir Kıbrıslırum nişancı yerleşmiş ve iki Türk askerini vurarak öldürmüş... Üçüncü bir Türk askeri bu nişancıyı bulmaya gittiğinde onu da başından vurmuş ve bu Türk askeri yaralanmış, fakat ölmemiş. Üstünde kurşun deliğinin görülebildiği miğferi şu anda İzmir’de, Foça’daki çıkarma müzesinde sergileniyormuş. Bu evin yakınındaki kuyuya birkaç kişi gömülmüş ve sonra da kuyuya bir el bombası atılmış...

Denize sırtımızı dönüp anıttan dağlara doğru, tam karşıya baktığımız zaman ise 100 metre kadar içeride büyük bir çam ağacının altına çok sayıda Kıbrıslırum gömülmüş, bunlar savaşta ölen askerlermiş. Okurum, “Esas büyük sayıda insan, o çam ağacının altına gömülmüş” diyor.  Bu askerlerin hikayesini de bildiği kadarıyla anlatıyor bize okurum: Bu alana iki ya da üç tank gelmiş, tanklarda Kıbrıslırumlar varmış, Türk askerleri tankların paletlerine ateş etmişler... Sonra tanklardaki Kıbrıslırum askerler kaçmış... Belki de bunlar olabilirmiş çam ağacının altına gömülen...

Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte bölgeyi araştırıyoruz... Anıtın az ilerisindeki bir evin kuyusuna bazı “kayıplar”ın gömüldüğü yönünde bilgiler mevcuttu, hatta evsahibi, bu kuyuyu boşaltarak bulduğu insan kalıntılarını torbalara koyduğunu ve yolun karşısına götürdüğünü anlatmıştı... Fakat bu alanda başlatılan bir kazı sonuçlandırılamamış çünkü meğer buraları askeri bölgeymiş...

Bu arazide bazı kuşkulu alanlar buluyoruz, sonra da büyük çam ağacına giden patikayı aramaya çıkıyoruz ama bölge gerçekten çok değişmiş... Bazı telli bölgeler var, bunların arasından geçen toprak yolda ilerlediğimiz zaman, alanın villalarla doldurulmuş olduğunu, ağaçların kesilerek yerine inşaatların yapıldığını görüyoruz... Sözü edilen çam ağacı acaba askeri bölge içinde mi kalmış?

Tüm bu sorulara – gerek kuyunun tam olarak nerede olduğunu, gerekse çam ağacına giden monobadinin tam nerede olduğunu – Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum üye yardımcısı 1974’te bölgede havadan çekilmiş fotoğrafları bulduğu zaman belki yanıt bulabileceğiz...”

Tüm bu bilgileri paylaşmış olan okurlarımıza sonsuz teşekkürler… Kayıplar Komitesi kazı ekiplerine de “Çok kolay gelsin” diyoruz…

 

 

Bu yazı toplam 1585 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar