Mağusa’nın Karaolos (Karaoğlu) mülteci kampında barınan Yahudi Muhacirlerin zaman zaman Filistin’e gitmek için başkaldırıları olurken, diğer yandan ada’ya iş gücü olarak getirilen Alman tutsakları da ada yaşamına sıkıntılar vermektedir. Alman tutsakların gelmesine ve özellikle yeni kamp yapımında çalışıtılrmak istenilmesi üzerine ilk tepki, Alman askerlerince tecrit kamplarına atılan Yahudiler tarafından gelmişti. Diğer taraftan Alman esirlerden bazılarının zaman zaman özellikle Dikerya kampından kaçma teşebbüsleri olduğunu görüyoruz. İşte bu teşebbüslerden biri neticesinde basına yansıyan haber... 

“04 Ekim 1946-Hür Söz-s:2-Alman Esirleri Tevkif Edildi

Dicelyadaki (Dikelya ea) Alman esirlerinden biri kaçmış ve Karava (Alsancak ea) köyünde derdest edilmiştir. Adı Albert Rekow’dur ve polis Dicelyadan on gün evvel kaçtığını ve Türkiye’ye geçmiye çalıştığını söylemiştir. Türkiye’den Almanya’ya gitmek niyetinde idi. Polise bir köylü malûmat vermiş ve bu tevkifine vasıta olmuştur.”

Türkiye; 2. Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmasından dolayı bu bmlgeye gitmek Almanlar için daha korunaklı olduğu inancından dolayı olduğu düşünülebilir. Ayrıca elbette ada’ya en yakın kaçış yeri olarak da bu tercihin yapılmakta olmasını bir neden olarak da vurgulayabiliriz.

Kamp içeisindeki sıkıntıları, özellikle psikolojik açıdan rahatlatmak için çeşitli etkinlikler yapılmaktaydı. Müzik gösterileri, oyunlar yanında bir de futbol karşılaşmasına rastlıyoruz basında...

“24 Ekim 1946-Hür Söz-s:2-Mağusa Haberleri

Cumartesi Karaoğlu kampında İngilizlerle karşılaşan Mağusa Türk Gücü takımı 4-3 galip gelmiştir.”

23 Ekim 1946 tarihinde Yahudi Mültecilerden oluşan bir grup daha Mağusa limanına yanaşıyordu. Tıpkı ilk gelen kafileler gibi onlar da ikinci bir tutsaklığı yaşamak yerine, kendilerine dünya güçleri tarafından önerilen Filistin topraklarına gitmek ve orada yurtlarını kurmak istemelerinden dolayı, Mağusa kamp durağında protestolarını yine göstermişlerdi. Haberde ilginç olan nokta ise, bu grubun öncelikle, bugün İsrail’in 3. Büyük şehri olan Hayfa’ya getirildikten sonra buraya nakledilmeleri...

“28 Ekim 1946-Hür Söz-s:2-Gayri Memnun Mülteciler Kendilerine Verilen Giyecek Eşyasını Denize Attılar

Mülteciler “Ocean Vigour” gemisinden 23 Ekim 1946 Çarşamba günü taşıtlarla nakledilirlerken bu taşıtlardaki Yahudilerden bir kısmı Hayfa’dan gelirlerken kendilerine verilen haki, peşkir, örtü ve pabuçların hepsini de denize fırlatarak memnunsuzluklarını ve tahripciliklerini ispat etmişlerdir. Bir müddet denizin yüzü bu elbiseliklerle dolmuş ve ondan sonra denizin debine batmıştır.”

Neredeyse her hafta bir veya iki gemi dolusu Yahudi Muhacir, Mağusa’dan kendileri için geçici olarak kurulan Karaolos kampına getirilemkteydi. Empire Heywood ve Ocean Vigur gemileriyle Kasım ayının ilk günlerinde 1279 Yahudi Muhacir daha Mağusa’ya getirilmişti. Her yeni muhacir akımında kampta sıkıntılar, huzursuzluklar da kendini gösteriyordu. İşte yeni gelenler ile kamptaki huzursuzlukla ilgili iki haberimiz...

“06 Kasım 1946-Hür Söz-s:2-Memleket Haberleri

Karaoğlu Kampına Yeni Yahudiler Sevkedildi

İngiliz gemileri Empire Heywood ve Ocean Vigur Cumartesi sabahı Mağusa’ya gelerek 1279 Yahudi Mülteci daha getirmiştir. Mülteciler Lorilerle (kamyon ea) Karaoğlu kampına taşınmışlardır. Mülteciler Karaoğlu kampına götürülmek istememişler ve bazı mukavemet göstermişlerse de Karaoğlu’ndan getirilen eski mültecilerden bazılarının kısa bir hitabeleri ile sükûnet bulmuşlar ve mukavemetten vaz geçmişlerdir.”

“Kampta Bazı Hadiseler

Resmi bir tebliğde deniliyor ki: “Cumartesi günü sahile çıkarılan mültecilerin Karaoğlu’na girişleri sırasında ve Karoğlu’na girdikten sonra bazı küçük hadiseler olmuştur. Mülteciler Kamptan zorla kaçmak istemişler ve bu esnada iki mülteci yaralanmıştır. Bir İngiliz de yaralanmıştır.”