Filistin’deki Yahudi ile İngiliz yönetimi arasında savaş şiddetlenerek sürerken, Yahudi Muhacirlerin Mağusa’daki Karaoğlu (Karağulos) kampına getirilmeye, buradan Filistin’e gönderilmeye ise herşey normalmiş gibi devam etmektedir. ilginç olan, Yahudi tedhişçilerle savaş haline girmiş olan İngiliz yönetiminin, Filistin’deki Yahudi varlığının arttırılması ve hatta örgüte destek verecek olanların bile içlerinden çıkabileceğini düşünmeden ya da bilerek bu “aktrarımın” devam ettirilmesidir. İşte Yahudi Muhacirlerin Kıbrıs’a geliş ve gönderilişleriyle ilgili iki haber...

“10 Şubat 1947-Hür Söz-s:2

750 YAHUDİ

750 Yahudi Muhacir Haywood vapuru ile Filistine hareket etmiştir.”

“13 Şubat 1947-Hür Söz-s:1

Kıbrıs’a 651 Yahudi Geldi

Evvelki gün Kıbrıs’a 651 Yahudi daha getirilmiştir. Yahudiler Mağusa limanından Karaoğlu Kampına götürülmüşlerdir.”

Bu haberin ardından ertesi gün Hür Söz gazetesinde ilginç bir haberle karşılaşıyoruz. Belli prosedürleri yerine getirmeden bir anlamda “kaçak” durumundaki ve içerisinde 1000 Yahudi Muhacirin yer aldığı belirtilen bir gemiden bahsediliyor. Kudüs çıkışlı bu haberde iki farklı varsayım ele alınırken bu konudaki istihbarat açısından bazı eksikliklerin de ortaya çıktığını görüyoruz. Hem bu habere hem de yine Filistin’e gönderilen Yahudi Muhacir haberine bir göz atalım...

“14 Şubat 1947-Hür Söz-s:1

Akdenizde 1000 Yahudi

KUDÜS: İngiliz Orta Doğu Komutasına bağlı 12 uçak Filistine mülteci Yahudi taşımakta olduğu sanılan ve Akdeniz’de bulunan Ulua adlı bir gemiyi aramaktadır. Son alınan haberlere göre bu gemi Konduras bayrağını taşımakta olduğu halde Cezayir’i terketmiştir ve halen Akdeniz’de bir yerdedir. Başka haberlere göre gemi İngiliz destroyerleri refakatinde ve 1000 Yahudi taşımakta olduğu halde Hayfa limanı yakınlarında bulunmaktadır.”

“15 Şubat 1947-Hür Söz-s:1

Yahudi Nakline Devam Ediliyor

Dün Ocean Vigour vapuruyle adamızdan 750 Yahudi daha Filistin’e nakledilmiştir. Bunlara ilâveten hasta bulunan 48 Yahudi mülteci de tedavi için Filistin’e gönderilmiştir.”

Özellikle kamp yapımında kullanılmak üzere ada’ya Alman esirlerin getirildiğini daha önce de belirtmiştik. Bu esirler özellikle Ksilotimbu kampının yapımında çalıştırılmışlardır. Ama bu haberin ilginç yanı şu: Almanların futbol konusundaki başarıları, o yıllardan beri tüm dünyanın bilgisindeydi. Öyle ki, her Alman vatandaşının iyi bir futbolcu olabileceği bile düşünülmekteydi. Ve futbol, her zaman olduğu gibi, savaş sırasında bile insanların eğlencesi, kaynaşması açısından büyük rol oynuyordu. Kıbrıs’ta bulunan Alman savaş esirlerinin de kendi aralarında oluşturdukları bir futbol takımıyla –ki buna basında “Alman Esirleri” ismi verilmişti, Lefkoşa’nın köklü Rum futbol takımlarından Apoel ile bir karşılaşma yaptıklarını görüyoruz. Maç öncesi gazete ilânlarına ve maçla ilgili yorumlara hep birlikte bakarken bu arada Apoel’in “Künsler” isimli bir futbolcusuna yardım amaçlı bir maç olacağını, adından yola çıkarak muhtemelen bu futbolcunun da “Alman”olduğunu varsayabiliriz...

“21 Şubat 1947-Hür Söz-s:2

Lefkoşa Stadyumunda

Önümüzdeki Pazar günü (23 Şubat 1947) mevsimin en mühim futbol karşılaşması.

ALMAN ESİRLERİ VE APOEL

Oyuna ö.s. saat 3’de başlanacaktır.

Duhuliye

Birinci mevki 3/-, Tahta sıralar 3/-, Yan mevkiler 2/-

Oyunun hasılatı APOELİN Antrenörü ve Kıbrısın Tanınmış Futbolcularından “Künsler”in menfaatına sarfolunacaktır.

23 Şubat 1947-Hür Söz-s:1

Alman Esirleri

Bugün Alman Esirleri ile Aboel arasında yapılacak olan futbol maçında Almanların futbol tekniğini göreceğiz.

25 Şubat 1947-Hür Söz-s:2

Alman Esirleriyle Aboel Arasında Yapılan Maç 2-2 İle Sona Ermiştir

Geçen Pazar günü binlerce seyirci karşısında yapılan maçta oyun çok heyecanlı geçmiştir.

Oyunun birinci kısmında Alman Esirleri oyuna hâkim olmuşlar ve 2-0 oyunu kazanmışlardır. İkinci kısımda ise Alman Esirlerinin nazik uğraşmaları ile Aboel 2 gol atarak oyun 2-2’ye sona ermiştir.

Alman Esirleri oyunlarında hakikaten çok nazik oynamışlardır. Oyunlarını ise çok iyi bir şekilde idare etmişler ve uzun paslarla oynamışlardır.

Ayrıca Alman Esirlerinden 4 kişi muhtelif akropatik oyunlar yapmışlardır.”