Bir tarafta; Filistin topraklarında git gide tırmanan çatışmalar ve şiddet, diğer tarafta, Kıbrıs'a getirilen ve Filistin'e gönderilen Yahudi Muhacirlerle ilgili haberler yanında epey zamandır bir gemi içerisinde bekleyen 4500 Yahudi Muhacir'in haberi de gazeteye düşmekte. İzinsiz olarak kendi başlarına karar verip bir gemi tutarak Filistin'e gitmeye çalışırken İngiliz askeri gemilerince durdurulup, geldikleri yere gönderilen ama bu yerde de karaya çıkmamak için direnenlerin hikayesinin sonuna geliniyor sanırız...

"06 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
BİRKAÇ SATIRLA

Hemen bir aya yakın zamandan beri deniz içinde dolaşmakta olan 4500 Yahudi henüz Fransa toprağına çıkmak kararını vermemişlerdir. İki haftadan beri Fransa limanlarından birinde bekledikleri halde hâlâ kendi arzularıyle karaya çıkmamakta israr etmektedirler. Gemilerini ziyaret eden bir Royter muhabirine iyi gıda aldıklarını söylemişlerdir."

İlk çıkış limanları olan Fransa'ya yeniden ayak basmamak için direten 4500 Yahudi Muhacir'e bir yaptırım olarak Almanya'ya götürüleceklerini hatta geminin rotasının buraya yönelttirildiğini geçtiğimiz basın haberlerinde okumuştuk. Ardından Almanya'ya kesinlikle gitmek istemediklerini ve Fransa'ya geri dönmeyi kabul etmeleri sonucunda gemi tekrardan rotasını Fransa limanına yöneltmiş ama yine Yahudi Muhacirler gemiden inmeyi reddetmekteydiler. Sağlık ve gıda konusunda yardım görmeleri sanırım bu mücadelenin uzamasında en büyük etkenlerden biriydi. Diğer yandan Filistin topraklarındaki sıcak gelişmelerde Yahudi Tedhişçiler ile İngiliz Ordusu birbirlerine tehditler yağdırmaya devam ediyorlardı. Karşılıklı şiddet hareketlerinin tırmanmasıyla karşılıklı misilleme hareketleri de kaçınılmaz olmaktaydı.  Bu arada Filistindeki iki Yahudi Tedhiş Örgütünün arasındaki kopukluk hatta "karşıtlık"ın ortadan kalkacağı yönünde bazı hareketler de gözlemlenebilmekteydi. O güne kadar Irgun örgütünün yaptığı silahlı eylemlere sessiz kalan bir diğer örgüt; Hagara da, İngilizlerin Yahudilere karşı şiddet uygulamaları karşısında hareketlenmeye başlıyordu...  

"Yahudi Tedhişçilerinin Tehdidi

İngiliz askerlerinin son günlerde Filistin Yahudilerine yaptıkları taarruzların intikamının alınacağını söyleyen gizli Yahudi radyosu daha 4 İngiliz askerinin asılacağını ilân etmiştir. Şimdiye kadar Irgun teşkilâtının aleyhine çalıştığı zannolunan Hagara teşkilâtı da dün duvarlara astırdığı bazı beyannamelerde masum Yahudi halkının taaruza uğraması devam ederse onların da misilleme hareketine geçeceğini bildirmiştir.

Diğer taraftan İngiltere'de Yahudi aleyhtarları gittikçe şiddetlenmektedir. Yeniden birçok Yahudi dükkanlarına hücum edilmiş ve camları kırılarak malları yağma edilmiştir."

Ve İngiliz Ordusu, Filistin'deki kontrol ve egemenliğinin git gide ellerinden kaçmaya başlaması üzerine önlemlerini daha bir sertleştirmekte, örgütlere karşı savaşımı yanında Yahudi lider konumundaki insanları da tutuklamaya başlıyordu...

"07 Ağustos 1947-Hür Söz-s:1
İngilizler Filistinde Harekete Geçtiler

Evvelki akşam Filistin Yüksek Komiseri tarafından meriyete (uygulamaya) konan bir kanunla Filistin'in dahili müdafaa tertibatı hakkında ordu ve polise geniş salâhiyetler verilmiştir. Bunun üzerine harekete geçen ordu içlerinde Telaviv ve Natania belediye reisleri de bulunduğu halde 38 Yahudi liderini tevkif etmiştir. Ayrıca Kudis'te bulunan ve Yahudi gençlik teşkilatına ait olan bir Kulüp, tedhişçilere yardım ettiği anlaşıldığı için kapatılmış ve binası berhava edilmiştir.

Dün Kudüs'teki iş dairesine main (mayın) yerleştirilmiş ve patlama neticesinde 3 İngiliz polisi öldürülmüştür. Main daire memurları tarafında görüldüğü zaman hemen daire boşaltılmış ve polise haber salınmıştır. Mainin kaldırılması için içerde uğraşan polisin birisi tam elini maine uzatınca infilak etmiş ve onu öldürmüştür. Diğer iki polis yıkılan binanın altında kalarak ölmüşlerdir. "